Değerli okur, öyle bir Pazartesi yaşadık ki başımız döndü ve neler oluyor? Diye birbirimize sormaya başladık…
Tüm Türkiye ile birlikte ben de sordum bu soruyu tabi!
Ardından da gözaltı ve soruşturma haberlerini endişe içinde takip etmeye başladım.
Sabah saatlerinde CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın gözaltına alınırken, bu durumu eleştiren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma açıldığını öğrendik. Akşam saatlerinde ise Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, Mersin’de yaptığı bir konuşma gerekçe gösterilerek Ankara’da bulunduğu restoranda gözaltına alındığı haberi gündeme bomba gibi düştü.
Gözaltı ve soruşturma kararlarının aynı gün içerisinde alınmış olması, farklı kesimlerde tartışmalara neden oldu.
Muhalefet partileri, bu tür uygulamaların demokratik siyaset zeminine zarar verdiğini, yargının siyasi iktidarın muhalefeti dizayn etme operasyonlarına alet edildiğini iddia ediyordu.
Anlayacağınız ortalık toz duman… Ve görünen o ki Türkiye uzun süre bu gözaltı ve soruşturmaları konuşacağa benziyor.
Bendeniz iflah olmaz bir futbol tutkunu olarak Trabzonspor-Sivasspor maçını izlerken Ümit Özdağ’ın gözaltına alınmasını duyar duymaz haber kanallarında turlamaya başladım. Sonra CNN Türk’te kaldım. Yayında Ahmet Hakan’ın sunduğu, adıyla hiç alakası olmayan ‘Tarafsız Bölge’ programı vardı. Neden böyle bir tanımlamada bulunduğumu aşağıda yazdıklarımı okuyunca anlayacaksınız diyorum! Turpun büyüğünü de sona saklıyorum az bekleyin!
Devam edelim!
Ahmet Hakan, ABD'nin 47. Başkanı olarak koltuğuna oturan Donald Trump'ın yemin törenini canlı olarak ekrana taşıyordu.
Benim merak ettiğim konu ise Hakan’ın yaşanan gözaltı ve soruşturmalara programında yer verip vermeyeceğiydi! Sonuçta Türkiye bu gözaltıları konuşuyordu. Ve özellikle de ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla’ gözaltına alınan Ümit Özdağ olayına stüdyodaki konukları ve kendisi nasıl bir yorumda bulunacaktı?
Pür dikkat izledim… İzledikçe saçımı başımı bildiğiniz yoldum.
Neden mi?
Çünkü ‘Tarafsız Bölge’ için pazartesi yaşananlar haber değeri taşımıyordu.
Varsa yoksa Trump’ın yemin töreni ve törene dair traji komik diyaloglar vardı…
Şimdi sizlere aşağıdaki diyalogları çok yoruma kaçmadan aktarıyorum;
Yunus Paksoy: Şu dakikadan itibaren, artık Trump ABD başkanı.
Trump'ın yemininin ardından 21 pare top atışı yapılıyor ve bu görüntüler üzerine;
Ahmet Hakan: Bu da geleneksel top atışları mı bunların?
Yunus Paksoy: 21 pare top atışı
Ahmet Hakan: Neyle atıyorlar? Tankla mı? Topla mı?
Yunus Paksoy: Top
Ahmet Hakan: Bu tören topu mu?
Bu yorumları yapan Ahmet Hakan bildiğiniz üzere Hürriyet Gazetesi’nin de Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı. NOKTA!
Aynı Ahmet Hakan ABD'nin yeni First Lady'si Melania Trump'ı canlı yayın boyunca tanıyamadı ve Paksoy’a; “Melani mı o yanındaki şapkalı?” diye sordu.
Oysa, Melania Trump canlı yayında da görüldüğü üzere eşi Donald Trump’ın hep yanındaydı ve şapka takan tek kadındı.
Ahmet Hakan bu kez Yunus Paksoy’a Trump’ın ettiği yemin konusunda, “Yemini biraz kısa tuttu ama” diye sordu. Oysa, son halini 1954'te alan ‘Bağlılık Yemini’ zaten 35 kelimeden oluşuyordu yani kısaydı!
"Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı görevini sadakatle yerine getireceğime ve elimden gelenin en iyisini yaparak Amerika Birleşik Devletleri Anayasasını koruyacağıma, savunacağıma ve koruyacağıma yemin ederim (veya beyan ederim)."
Sonra yayında Trump’ın Kongre üyelerine verdiği geleneksel öğle yemeğindeki oturma düzeni ile Da Vinci'nin İsa peygamberi konu alan "Son Akşam Yemeği" tablosu arasında benzerlik arandı.
Kamuoyu Araştırmacısı Hakan Bayrakçı da, İtalya'nın Milano kentindeki Santa Maria delle Grazie Dominik Manastırı'nın yemekhanesinde yer alan Leonardo da Vinci'nin ‘Son Akşam Yemeği’ tablosu hakkında değerlendirmelerde bulundu!
Şimdi geleyim ‘Turpun Büyüğüne…’
Amerikalı milyarder Elon Musk, Washington'da bulunan Capital One Arena Spor Salonu'nda düzenlenen etkinlikte konuştu. "(Seçim zaferi) Bunun gerçekleşmesini sağladığınız için teşekkür ederim" diyen ve sonrasında Nazi selamına benzetilen bir hareket yapan Musk, "Kalbim sizinle." dedi. Bu hareketin ardından sosyal medyada birçok kullanıcı Musk'ı Nazi selamı yapmakla suçlayarak tepki gösterdi. Bu mevzu doğal olarak Ahmet Hakan içinde goy goy malzemesiydi. Hakan, durumu analiz etmesi için Yunus Paksoy’a müracaat etti.
Yunus bu adam daha önce hiç böyle bir selam verdi mi yani bu onun tarzımı stili mi?
Yunus Paksoy: Yani tarzı stili olsa direkt olarak ‘natsi’ olurdu. Bu bildiğin "Sieg Heil"
Hakan Bayrakçı: İçerden açıyor çünkü şöyle. Göğse vuruş açış.
Yunus Paksoy: Ortalık yıkılıyor şu anda.
Sohbete Bayrakçı’da dahil olunca Ahmet Hakan fırsatı kaçırmadı.
Ahmet Hakan: Sen bize bir normal, Hakan Bayrakçı'yı gösterebilir mi kameraman arkadaşımız? Yapsana bi abi.
Hakan Bayrakçı: Nazi selamı mı verdircen bana?
Ahmet Hakan: Evet, yok ya ben bize göster diye veriyoruz ya.
Bayrakçı, "Nazi selamı şöyle düz çıkmaz yani" diyerek başladı tarife!
Ahmet Hakan bu durur mu? Durmadı tabi goy goya devam!
Bu kez yıllarca Almanya’da yaşamış olan Yunus Paksoy’dan bu hareketi yapmasını istedi.
Ahmet Hakan, Paksoy'a döndü yine... 'Yıllarca Almanya'da yaşadın ama nerden bilsin abi Almanya'da Nazi selamı yapmak'... Bu kez de Abdülkadir Selvi de goy goya dahil oldu ve Yunus için 'bilir bilir Yunus her şeyi bilir' diyerek ‘Nazi selamı’ vermesini istedi. Ahmet Hakan, Yunus'un da ekranda tek gösterilmesini istedi. Paksoy nazikçe 'ben yapamam' diyerek Hakan’ın bu isteğini reddetti.
Selvi, Paksoy'un 'ben yapamam' demesi üzerine bu kez 'U' dönüşü yaparak; "yapmasın orada şey olur" dedi bu kez. Ama Ahmet Hakan kafaya koymuştu. Selvi'ye “Ne olur?" diye sormasın mı? Selvi'de 'kullanılır orada' diye yanıt verdi. Ama Hakan pes etmeye niyetli değildi. “Ee Musk yapıyor,” diyerek ısrarını sürdürdü.
Değerli okur, hani ‘neresinden tutsan elinde kalır’ derler ya, 'taraf(sız) bölge' de böylesi bir yayınla bence habercilik adına utanç verici bir yayına imza attı. TEBRİKLER AHMET HAKAN!
GOY GOYUN SONU OLMAYAN YAYIN!
Evet, CNN Türk’ün bu tarihi yayını Trump'ın Beyaz Saray'da kullanacağı havluların Denizli'de üretilmesi ve Yunus Paksoy ile Abdülkadir Selvi’nin Denizlili olması geyiği ile bitti gitti!
Goy goyu bol olan yayında ‘ele alınmayan’ tek konu ise günün en flash gelişmesi olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına alınmasıydı!
Şaşırdık mı? HAYIR!
Ahmet Hakan köşesinde ‘Özdağ’ın gözaltına alınmasının haber değeri taşıyıp taşımadığını’ yazarsa biz de aydınlanmış oluruz diyorum.
Halkın gündeminden uzak bir yayıncılık anlayışına en güzel örneği sergiledikleri için Ahmet Hakan ve değerli konuklarını sizlerin nezdinde tebrik etmek lazım! ALKIŞ!
Değerli okur, yazımı sonlandırırken Ahmet Hakan'ın ‘Bizim meslekle ilgili ilkesel kararlar aldım’ başlıklı yazısı sonrası spor yorumcusu Bilgin Gökberk’in sosyal medyada gündem olan o sorusu aklıma geldi: ‘pardon meslek neydi?’
Kalın sağlıcakla…