Pardon, biri haber kanallarında yeni yayın döneminin başladığını mı söyledi?

Medyaradar'ın usta ve gizemli yazarı Keskin Kalem, haber kanallarındaki 'yeni yayın dönemi'ni mercek altına aldı.

Sonbahara adım atış, yaşamımızın birçok noktasında “yeni hamle”, “yeni başlangıç” anlamına geliyor.

Okullarda zil çalıyor, iş yaşamında yeni hamlelere kalkışılıyor, Ankara’da siyaset sahnesinde yeni perde açılıyor ve olmazsa olmazlarımızdan televizyonlarda da yeni yayın dönemi başlıyor.

Ben bugün haber kanallarının günlerdir yaptığı “yeni yayın döneminde biz…” diye başlayan feryat figan reklamlarını irdeleyeceğim.

Reklamlarını ve “yeni yayın dönemi” denilerek sunulanları günlerdir titizlikle izledim.

Tarafgir olmadan her bir kanalı (CNN Türk, NTV, A Haber, Habertürk, tvNet, Ülke, 24) alıcı gözle mercek altına aldım.

İzledikçe beynimin bir kısmına depoladığım dosyaları açma gereği hissettim.

41 yıllık beynimin hard diskinde kayıtlı 2007 dosyalarını açma gereği duydum.

2007 Nisan’ında Ankara’da bizzat ve can kulağıyla dinlediğim kıdemli gazeteci dostum Ragıp Duran’ın televizyonlarımız ile yazılı basınımıza dair dedikleri bi çırpıda beyin hard diskimden adeta fırlayıverdi.

Akademisyenliğinin yanı sıra Fransa’nın saygın gazetelerinden Libération’un Türkiye Muhabiri olan şimdinin Çanakkale sakini gazeteci Ragıp Duran, Nisan ayı başında SETA (Siyaset, Ekonomi, Toplum Araştırmaları) Vakfı’nın Ankara’da düzenlediği “2007 Seçimlerine Doğru Medya ve Siyaset” panelinde konuşurken süper bir tespit yapmıştı.

Üstad Ragıp Duran “Türkiye’de bir medyokrasinin; medya eliti faşizminin oluştuğunu” ve “devamlı aynı isimlerin televizyonlarda boy gösterdiğini söylemiş, “Türkiye’de tüm gazeteler birbirinin aynısı; isim ve logo kısmını kapatsanız, uzman olmayan birisi hangi gazeteyi okuduğunu anlayamaz” demişti.

Ben de Ragıp Hoca’ya aynen katıldığımı vurgulayarak devam edeceğim.

TV sahibi patronların çoğuna gerçekten bayağı şaşırıyorum.

Sevgili haber kanallarının yöneticisi dostlar; ister kızın ister eleştiri olarak bir yerlere not düşün.

Günlerdir ekranlarda döndürdüğünüz ‘yeni yayın dönemi’ parçalarınızın (fragmanlarınızın) içini maalesef doldurmamışsınız.

Tartışma programlarınızın konukları adeta 7/24 mesai yapan aynı isimler. A kanalında boy gösteren bir isim, 2-3 saat sonra B kanalında, ilerleyen saatlerde C kanalında engin görüşlerini kamuoyuna aktarıyor.

Konular bile aynı, tek fark KJ’lerde.

Maalesef soruşturmacı ve “vay be” dedirtecek içerikli dosyalardan yoksun bültenler, programlara devam ediliyor.

Suriye sınırının öte yakasından, Halep’ten bildiren tek bir muhabir yok.

Haberler sınırdan ve kimden geldiği belirsiz bilgiler aktarılıyor.

Acaba insansız hava aracı İHA’larla mı haber takibi yapıyorsunuz sevgili dostlar?

Küçücük bir örnek vereyim; AP, Reuters ve AFP gibi uluslararası haber ajansları Suriye’nin dört bir yanından bildiriyor. Batılı TV kanallarının muhabirleri Halep ve Şam’dan haber geçiyor, çok çarpıcı haber programlarına imza atıyorlar. Bizimkiler (NTV’de Mete Çubukcu’nun Pasaport’u dahil) sadece bölgeden gelen ajans görüntülerine bir-iki akademisyenin görüşlerini ekleyip İstanbul merkezli dosyalarını, haber programlarını ekranlarda izlettirmeye çalışıyorlar.

Efendim sözün özüne döneyim; “yeni yayın dönemi” diye sunulanların içeriği baş döndürücü denilecek doygunluk ve dolulukta değil. İçerikleri bomboş!

TV ekranlarında yeni yayın dönemi denilerek sadece ve sadece 10 numara grafikler hazırlanmış.

Hepsi bu.

İnsan ister istemez sorma gereği duyuyor.

Acaba yeni olarak sunulan ekran tasarımları için internette Envato.com ve Videohive.net adlı sitelerde 30-40 dolara satılan TV kimliğine ilişkin paketlerden alıp bizim grafik servislerindeki arkadaşlara atraksiyon mu yaptırıldı?

Dedim ya, bilemiyorum! Sadece ‘acaba’ diyorum!

Pardon, biri haber kanallarında yeni yayın döneminin başladığını mı söyledi!?

Ben en çok Habertürk’e yepyeni bir soluk getiren Veyis Ateş kaptanın hazırlattığı grafikleri beğendim. Hem de çok beğendim! Pırıl pırıl ve albenisi hayli fazla grafikler.

Habertürk’ün KJ’lerine de bayıldım.

Ancak şunu da demeden edemeyeceğim.

Yeni yayın dönemi deyince bizim TV yöneticileri sadece yeni grafik ve KJ’lerin değiştirilmesini, renklerin tonlarında oynamayı mı anlıyorlar?

Hani yeni formatlar? Hani, alışageldiğin dışında rengârenk ve dopdolu bilgi-belge içeren, gündem yaratan programlarınız?

Haber kanalları içinde 15 Temmuz darbe girişimiyle tarih yazan CNN Türk’ü de es geçmemeliyim.

Çok iyi İngilizce bilen ve ana merkez Amerika CNN ile 24 saat online iletişimde olabilen Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, acaba yepyeni bir yayın dönemi için neden Atlanta’daki üstadlarından esinlenmedi?

Yıllar önce bizzat tanıklık ettiğim için diyeyim; CNN Atlanta’da her servisin çalışanları işlerinde on numara yıldız isimlerden seçilmiştir. Acaba Bay Boratav gerçek CNN’in kimi formatlarından ve KJ’lerinden neden esinlenmez?!

NTV’ye gelince… Eskisi kadar olmasa da yeni yayın dönemi “yeniliği” olarak eski bir formatı yeni yüzlerle izleyenlerine sunuyor.

Örnek vereyim.

Programın adı; “Avrupa'dan Anadolu'ya: Doğal Lezzetlerin Peşinde” adlı program yeni bölümleriyle tekrar başlıyor.

Daha önce Simge Fıstıkoğlu ve Wilco van Herpen'in sunumuyla ekrana gelen programda bu sezon Danilo Zanna ve Wilco Van Herpen yer alacak.

Wilco artık Türk televizyon izleyicilerinin bildik bir figürü. 1999 yılından beri Türkiye'de yaşıyor. Kendisi İZ TV’nin popüler belgeselcisi, aşçı, fotoğrafçı ve haber muhabiri olarak hayli popüler bir isim.

İtalyan Danilo Zanna ve Hollandalı Wilco Van Herpen, televizyoncu kimliklerinin yanı sıra aşçılıklarıyla da tanınıyorlar.
Danilo ve Wilco, Anadolu'yu karış karış dolaşarak gezdikleri yerler ve yemekler hakkında seyirciye bilgiler verecek.

NTV’nin bir özelliğini de vurgulamalıyım; haber kanallarının yöneticileri yıllardır birçok programlarını NTV’den görüp kopyalıyordu. Ama bugün gelinen noktada devasa stüdyosu dışında NTV’nin kopyalanacak tarafı pek kalmadı gibi.

Haber kanalları izlenme oranı deyince şaşırtıcı bir başarı yakalayan A haberi de es geçemem.

NTV ve CNN Türk’ü reytinlerde sollayan, zaman zaman açık ara fark atan bir kanal oluverdi A Haber.

A Haber kendi kulvarında, siyaseten aynı çizgide duran (katıksız iktidar destekçisi olan) TV kanallarını adeta izlenemez hale getirdi. Bunu da yeni yayın dönemi görselleri ve stüdyo tasarımlarıyla bu sezonda da açık ara bir kez daha gösteriyor.

KIZMAK YOK!

Dün yazdıklarıma öfkelenen, köpüren, ayranı kabaran kimi Prompter Spikerleri aman ne kızmışlar ne kızmışlar. Demediğini bırakmayan dostlara, gönderdikleri e postaları için açık yüreklilikle teşekkür ediyorum. Ben kızmam. Atış serbest!

Ancak Prompter Spikerlerine bir iki tavsiyem olacak. Bol kitap ve gazete okuyun.

Instagram’a, Facebook’a şehvetli bakışlar atıp çektirdiğiniz poz poz fotoğraflarınızı yetiştirme yarışını bırakın.

Asıl maraton TV ekranlarında sevgili dostlar!

1991’den bu yana televizyonlarda boy gösteren ama şimdi nerde olduklarını bilmediğimiz ve hatta hatırlamadığımız yüzlerce Prompter Spikeri geldi geçti bu TV âleminden.

Hem şunu da belirteyim; kiminiz 30’lu yaşları devirdiniz, kiminiz en az 10 yıldır ekranlardasınız ama hala Prompter Spikeri olarak anılıyorsunuz.

Hayranlarınız dışında çoğunuzun adını bilen pek yok.

Şirin Payzın, Başak Şengül, Ece Üner, Didem Arslan Yılmaz, Balçiçek İlter, Seda Öğretir gibi işini layıkıyla, konularını bilerek ve derslerine her gün kan ter içinde kalırcasına çalışıp kamera karşısına geçen büyükleriniz kolay yetişmediler.

ByLock programını kullanan gazeteciler kimler?

Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, (MİT) Fethullah Gülen cemaati mensuplarının kripto mesajlaşma sistemi olduğu belirtilen ByLock programını kullanan 53 bin kişilik listenin ardından 20 bin kişilik yeni bir liste belirlediği haberleri gündemin ilk sıralarında.

Liste, adli ve idari işlemler yapılması amacıyla ilgili kurumlara gönderilmeye başlandı.

Bylock iletişim sistemiyle ilgili yapılan araştırmalarda, halen ABD’de bulunan Fethullah Gülen’in güvenli iletişimde Bylock kullanılması için özel talimat verdiği de iddia edildi.

Soruşturmalarda, line, WhatsApp, Viber gibi iletişim kanallarının terör örgütünce güvenli bulunmadığı, bu nedenle Bylock’a geçiş yapıldığı öne sürüldü.

Medya dünyasında iki gündür, bilinen FETÖ mensubu gazetecilerin dışında gazeteciler olup olmadığı konuşuluyor.

At izinin it izine karıştığı bir dönemde havada uçuşan isimler var. Kim kime hınçlıysa yaftalamaya başlamış durumda.

Zor günlerden geçiyoruz, hem de çok zor.

YARIN: TRT’nin ortadan kaybolan sunucusu kim?
Habertürk, ABD’ye gidip Fetullah Gülen ile resim çektiren hangi yüzünü ekrandan çekme kararı aldı?