"PARANOYANIN SORUMLULUĞU KİMDE?..." ORAY EĞİN DİNLENME PARANOYASININ SORUMLUSUNU BULDU!... İŞTE O SORUMLU!..

Gazetecilikte iddiaları doğrulatıp ondan sonra olayın üzerine gitme alışkanlığı ne zaman unutuldu acaba? Böylesi ciddi bir iddia tek taraflı bir demeçten yola çıkarak, hiçbir doğrulama çabasına girişmeden üzerine atlanılabilir mi?

Paranoyanın sorumluluğu kimde?


Dinleme skandalında büyük bir komedi yaşandığı artık gizli değil. Önder Sav büyük bir beceriksizlikle hem AKP´ye puan kazandırdı, hem de kendi partisinin bütün inandırıcılığını sıfırladı. CHP´nin Kanaltürk´le yaptığı anlaşmayı da düşününce hakikaten ana muhalefet partisine dair herhangi bir güven kalmadı. Nasıl bu kadar siyaseti yüzüne gözüne bulaşanlar koltuklarında kalıyor dersiniz, Murathan Mungan´ın o ünlü sözünü hatırlatmak isterim:

Türkiye´de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız.

Artık iyice anlaşıldı ki dinleme rezaletinde Önder Sav kendisini arayan Vakit muhabirinin telefonuna "Bir dakika" demiş, telefonu bir yere koymuş. Muhabir de her medeni insanın yapacağının aksine telefonu kapatmamış, dinlemeye devam etmiş ve konuşmaları not almış. Telekom da, Turkcell de bunu böyle anlatıyor.

Sav´ın iddiaları ilk ortaya atıldığında Türk basını açısından da sınıfta kalacak bir durum yaşandı. Hemen üzerine atladılar, bir anda CHP´nin dinlendiği iddialarının üzerine atladılar. Hatta Önder Sav´ı destekleyen kimi köşe yazarları sonradan özür de diledi.

Gazetecilikte iddiaları doğrulatıp ondan sonra olayın üzerine gitme alışkanlığı ne zaman unutuldu acaba? Böylesi ciddi bir iddia tek taraflı bir demeçten yola çıkarak, hiçbir doğrulama çabasına girişmeden üzerine atlanılabilir mi?

İktidarı bu açıdan vurmaya çalışan gazeteciler de büyük bir darbe yedi, tıpkı Önder Sav ve CHP gibi itibarlarını yitirdiler. Öte yandan, olumlu bir gelişme belki de CHP´nin bundan sonra hiçbir şekilde gözü kapalı ciddiye alınamayacağı. Cumhuriyeti ilan eden partiyi bu hallere düşünenler kendi geleceklerini nasıl tasavvur ediyorlar, merak ediyorum.

Hataları epey çok olan iktidarı zekice yönlerden eleştirmek yerine, CHP üzerinden vurmaya çalışmak da muhalif basının inandırıcılığını zedeledi maalesef.

Ama AKP iktidarı da en azından bir an için durup neden basının bu olayın üzerine atladığı üzerine düşünmeli. Ahmet Hakan özür diledi mesela, fazla yüklendiği için. Bence özür dilemesine gerek yoktu.

Önemli olan Türkiye´de bugün yaşanan paranoya ortamı. Önder Sav´ın yaptığı bir dalgınlık yüzünden hiç kimsenin dinlemediğine mi inanacağız şimdi? Dinleme paranoya gerçek değil mi? Hepimizin evleri, telefonları bir şekilde takip edilmiyor mu? İnsanlarla yaptığımız konuşmalar cımbızla ayıklanıp ileride aleyhimize delil olabilecek şekilde dosyalanmıyor mu?

Hadi diyelim ki hiç kimse dinlenmiyor. AKP iktidarı herkeste paranoya yarattı en başta, bütün problem de bu. Korku ve paranoya, varolan bir şeyden daha tehlikeli sonuçta.

Devlet CHP´yi dinlememiş bile olsa dinlediği bir sürü insan var, birçok konuşma kapalı kapılar ardında tartışılıyor, değerlendiriliyor. Vakit muhabiri kendi kendine edinmiş bile olsa bu konuşmaları, zamanı geldiğinde kimi kuvvetler başka kayıtları da servis ediyor. Bütün bunları biliyoruz.

Hepimizin güvenle konuşabildiği yer yurtdışları sadece. Takip edilme ve kaydedilme korkusu olmadan. Bu Nazi sistemini hissiyatını yerleştirdiği için AKP´nin vermesi gereken bazı cevaplar olması şart.

CHP tarihinin en büyük hatalarından birini yaptı diye sistemin masumiyetine inanacak halimiz yok.


ORAY EĞİN/AKŞAM