ÖZLEM ALBAYRAK'TAN MUHAFAZAKARLARA BAŞÖRTÜSÜ İSYANI!
Yenişafak yazarı Özlem Albayrak başörtüsü konusunda laiklere değil, muhafazakarlar ateş püskürdü. İşte o sözler...
Süslenen örtülü kadına yönelik eleştirilere köşe yazarı Özlem Albayrak'tan tepki var. Bir dönem 'laikçilerin' şimdi, dindarların İslam'ın tek göstereni başörtüsüymüş gibi davrandığını vurgulayan Albayrak, 'Mecralar, 'örtülü kadınların nasıl bozulduğundan' bahseden erkeklerle doldu. Başörtüsü bu kadar kutsaldı da eylemlerde kutsalınıza destek vermek yerine neden kaçtınız?' diyor.
Başörtülüler yeterince açık değil diye Kemalistlerin hedefiydi, şimdi yeterince kapalı değil diye dindarların. Başörtülüleri hizaya getirme heveslisi ne çokmuş' diyorsunuz. Bu tavrın nedeni ne?
Nedeni girdiğim her ortamda başörtülü kadınlar için, 'fazla modernleştiler, çok oluyorlar artık' tavrıyla karşılaşmam. Yüksek gelirlisinden düşük ücretlisine, doktorundan işçisine, her sınıftan mütedeyyin erkek Kur'an-ı Kerim'den bir ayete tutunuyor, o ayetin teviliyle başörtülü kadınlara vuruyor. Tamamının tesettürü gerektiği gibi taşıdığı iddiasında değilim. Ama bu konu, modernizm karşısında erkek-kadın tüm Müslümanların değişimiyle birlikte ele alınmadığında sadece kadını hedef alır hale geliyor. İslam'ın tek göstereninin başörtüsü olduğunu varsaymanın, laikçileri ne tür önlemler almaya ittiğini gördük. Şimdi aynı refleksi dindar kesim veriyor, tek farkla ki başörtülü kadınlar giyimlerinden ötürü yasaklanmıyor ama kınanıyor. Rahatsızlık verme noktasında iki eylem arasında sadece derece farkı var. Bu tutum, başörtüsünü Kur'an'ın emirlerinden bir emri olmaktan çıkarıyor, gerekenden çok kutsallaştırıyor. O zaman da 'Madem bu kadar kutsaldı, 28 Şubat'taki üniversite eylemlerinde kutsalınıza destek vermek yerine niye kaçacak delik aradınız?' sorusu ortaya çıkıyor.
- Başını örtüp dar kıyafet giyen kadınlar için 'sözde tesettürlü' yorumu yapılıyor...
Başını örten ama dar giyen kadınlar da var, başını örtüp tesettüre uygun giyinen de. Ama namaz kılıp zina yapan, Hac'ca gidip işçinin hakkını vermeyen dindar erkekler de var. Hepsini tartışalım. Sadece birini almanız haksızlık ve bütünü görmenin önüne geçiyor. Kaldı ki, başını örten ama dar kıyafetler giyen kadınları günaha sevkeden şey, büyük ölçüde genelgeçer beğeni kıstasları ve moda sektörü. İnsan nefsi olan bir varlık, bu yer de bir sınav alanı. Modern hayat, dayattıkları, doğasında süslenmek olan kadının sınavını daha da zorlaştırıyor. Ama sadece kadınların günahlarını tartışmak İslam'ın tek temsilcisi kadınlarmış gibi davranmak anlamına geliyor ve erkeklerin elini rahatlatıyor. İslam, 'kadınlarınızı ortamlarda dilinize dolayın, kendinizi asla sigaya çekmeyin' diyor da bizim mi haberimiz yok?
KADINLIKTAN İHRAÇ ETTİLER
- Süslü, örtülü kadına toplum nasıl bakmalı?
Bugün mütedeyyin erkeklerin müstakbel eşinde aradığı kriter nedir? İman mı, güzellik mi? İkincisi olduğu zannındayım. Örtülü kadınlar evlenmek için süsleniyor demeye getirmiyorum. Modern hayat herkesi ama az- çok değiştirdi, kadın-erkek Müslümanlar sekülerleşti. Aşırı sekülerleşme ahlaki sürmenajı beraberinde getirdi. Müslümanlar, modern çağın 'iyi görünme' kutsalını, Kur'an'ın kutsalını ara ara unutacak ölçüde benimsedi. Kadınlar da bundan payını aldı. Başörtülü kadınlardaki güzel gözükme yönelimini ancak bu süreç ve erkeklerin de değişimiyle birlikte okuduğumuzda doğru anlayabiliriz. İşin ikinci ve birincisi kadar önemli kısmı da şu ki, 28 Şubat'ın en janjanlı günlerinde, 20'li yaşlardaki genç kızlara örtülü oldukları için sokaklarda teyze diye sesleniliyordu. Okuldan atılmak bir yana sokaklarda da kadınlıktan ihraç edildi bu kızlar. Oysa başörtülü olmak kadınlık özelliklerinden azade kılmaz.
- Başörtülü kadın daha mı çok kontrol altında tutuluyor?
Bu kutsallık atfetme durumu. Kutsallık atfetmek, kutsalı taşıyana hem sorumluluk yüklüyor, hem de hizaya getirme hakkı veriyor kutsallık yükleyicilerine. Kadının erkeğin düştüğü hatalara düşmemesi gerektiği düşüncesinin ardındaki neden bu. Oysa Allah Teala'nın görevlerin taksimatında adil davrandığını düşünüyorum. Laikçi kesim de kadınların örtüsünün İslam nezdinde kutsal olduğunu düşündüğü için böylesine vandallaşabildi. İslam'la mücadele başörtüsü üzerinden yürütüldü. Şimdi dindar kesim de başörtüsüne aynı derecede kutsallık atfediyor. Oysa ne İslam'ın tek temsilcisi örtülü kadın, ne de tek emri başörtüsü. Kul hakkı, zina, namaz, kötülükten men de İslam kurallarından birkaçı.
AYRIM ÇABASI TUTMADI
- Örtülü bir kadın, açık bir kadına nasıl bakar?
Hangi açık kadın? İnanan ama örtünme emrini uygulayamayan? İnanmayan? Ateist olup ahlaki değerleri sayesinde örtülü kadınla pek çok kesişim kümesi bulunan? Değer yargılarıma beni incitecek şekilde karşı olmayan açık bir kadınla arkadaş olabilirim. Yalan söyleyen örtülü kadına da çarşaf içinde bulunsa da itimat edemem. 'Açık-örtülü' kategorizasyonunu, kadınlar arasında ayrışmaya yol açacak kadar derinleştirme çabaları Şubat'ta başladı. Ama tutmadı.
- İslami değerlerle feminizm örtüşür mü?
Kendimi feminist olarak tanımlamıyorum. Temelde erkek ve kadının çatışma halinde olarak tasavvur edilmesi dünyayı algılama tarzıma uymuyor. Feminizmin, lezbiyenliği salık veren kolu da çok rahatsız edici. Ama feminizmle kesişim kümelerim bulunabiliyor. Tereddütsüz feminist olmam mümkün değil, ama kadınların kadın olmaklığından ötürü uğradığı ayrımcılıklar olduğunu düşünüyorum.
Aynada kendisini görüp kızıyor
- Başörtüsünde marka da sınıflaşma yaratıyor. Muhafazakar kesimde para önem mi kazanıyor?
Sınıflaşma olduğu doğru. Oysa din kardeşliğinin dayanışma getirmesi gerekirdi. Müslümanlar arasına yayılanın rekabet yerine, birbirini desteklemek olması gerekirdi. Sadece başörtüsü değil, araba markaları, villa stilleri de ayrımı keskinleştiriyor. İşçinin hakkını deste deste üst üste koyuyor işveren Müslüman. Ve bu işçilerin çoğu örtülü kadınlardan, dindar yoksullardan müteşekkil oluyor. Bunun sebeplerinden biri; serbest piyasaya, küreselleşmeye olan itirazın desibelinin düşmesi. Çünkü para ve iktidara hükmedenin 'dindar kesimden' olması, 'bizden' duygusu sistemle hesaplaşmanın ertelenmesine yol açtı. Dindarların, dindarlığının bir nedeni de Cumhuriyet kadrolarının 'din düşmanı' olması, en azından dindarlarda o hissi uyandırmasıydı. Devletin din düşmanlığı azaldıkça, ülkenin küresel kapitalist sisteme entegrasyonu kolaylaştı.
- Mini Cooper'lı ile durakta bekleyen başörtülü arasında ayrışma var mı?
Allah'la olan bağ eprimeye, ibadetlerden duyulan lezzet azalmaya başladığı yerde, insan madde peşinde koşmaya başlar. Herkesin aynı yere aktığı bu maratona katılmamak neredeyse imkansız. Bu maratonun kendisini sorgulamadıkça da çıkış yolu yok.
- Yeni bir Türkiye var. Bu değişim muhafazakar kesimde nasıl yaşandı?
Dindar kesimler 10 yıllık süreçte modernizmin imkanlarıyla tanıştı. Kendini kimlik üzerinden ifade etme, demokratik yollardan mücadele gibi olumlu denebilecek davranış kalıpları sözkonusu oldu, var olanlar yaygınlaştı. İçlerine kapanmaktan vazgeçtiler, eleştiri yapmayı, protesto etmeyi öğrendiler. Ama ilginç bir şekilde inanç merkezli olan protest bakış açısı kayboldu. Değişmeyen şeyler de var, mesela erkeklerin kadına bakışı. Nasıl ki Cumhuriyet rejiminin göstereni karpuz kollu gömlekli, pileli dizaltı etekli öğretmen edalı, saçı boyalı kadınlarsa; son 10 yılın temsilcisi olduğu varsayılanlar da örtülü kadınlardı. Aslında dindar erkekler süslenen, daracık kıyafetlerle sokağa çıkan, lükse tutku duyan, deniz tatili arzulayan örtülü kadını eleştirirken aynaya baktıklarını farkettiklerinden bu kadar bozuluyorlar. Bu temsil biçimi onları kendilerinin de kaybettiği değerlerle yüzyüze getiriyor ve daha çok saldırganlaşıyorlar.
- Başörtüsü moda halini mi alıyor?
Allah aşırıya gidenleri sevmez ama 2011 yılında örtülü kadınların binlerce ürün çeşidinin olduğu bir ortamda, 'şu anneanne çorabından istiyorum' demesini de emretmemiştir sanırım. İnsan gönlüne hoş geleni, yakıştığını düşündüğünü tercih eder.
'AÇIK OLSUN AMA ASKILI DA GİYMESİN'
- Muhafazakar erkeklere siteminiz var. Başörtülü kadın toplum içinde ve sorunlarıyla yalnız mı kaldı?
Yalnız kalmakla kalsa iyi, bir darbe de dindar erkeklerden yedi. Örtülü kadınların yeterince 'presentabl' görüntü vermediği için işyerlerinde arka taraflara itildiği, daha az ücrete çalıştırıldığı gerçeği bin kez söylendi. Ama bununla bitmedi ki; bugün dindar erkek 'saçı açık olan ama askılı da giymeyen' şeklinde tarif edilebilecek bir mazbutluk düzeyindeki kadınları eş olarak seçmesinin özeleştirisini vermeden, örtülü kadınları fazla süslü diye kınayamaz.
- 'Açık kadına tebliğ yapmaya çekinir, ama örtülü kadını eleştirdikçe iç huzuru yaşar' diyorsunuz...
Bildiğiniz korkaklık bu. Çünkü açık kadını yolda çevirip 'Madem müslümansınız, neden saçınızı örtmüyorsunuz' diyebilecek babayiğit görmedim. Yapması da gerekmiyor. Sonuçta kafasına çanta yeme ihtimali bulunduğundan bedel ödemeyi göze alamazken; örtülü kadın sözkonusu olunca bu çekinceler düşüyor. Sosyal medyadan kafelere toplumsal mecralar 'örtülü kadınların nasıl bozulduğundan' sözeden erkek tayfasından geçilmez halde. Üstelik örtülü kadınların yanında konuşuluyor. Örtülüler 'mahallenin kızı' olduğundan, sözlerinin bedelini ödeme durumu yok. Bu dedikoduları yaparken, geleneğin bir diğer emri de güme gidiyor ama: 'Kadınların adı öyle ortalık yerlerde kahvehane ağzıyla telaffuz edilmez'.
- Yaşanan genel olarak bir kadın sorunu mu, yoksa örtülü kadının sorunu mu?
İlk etapta örtülü kadının yüzyüze kaldığı bir sorun. Ancak genel itibariyla kadın sorunlarından bir kalem olarak almak gerekiyor. İkincisi dindar erkeklerin başörtülü kadınlara yönelik eleştirisinin temel argümanının ivmelenme noktası ataerkil düşünme biçimi. 'Çok oluyor bunlar, söz dinlemiyorlar' minvalindeki bir eleştiri İslam kaynaklı mıdır, yoksa ataerkil dilden mi neşet eder?
MUHAFAZAKAR ERKEK İÇİN ÖRTÜ KRİTER DEĞİL
- Kimi başörtülü genç kızlar, 'Muhafazakar erkek başı açık kızla sevgili olur, başı örtülü kızla evlenir' yorumu yapıyor...
Tam aksi de olabilir. Dindar erkeklerin eş seçiminde başörtüsünün olmazsa olmaz kriter olduğunu düşünmüyorum. Ama dindarlığının altını çizmek için başörtülü bir kadınla evlenip, sevgililerini açık kadınlar arasından seçen de var. Genelleştirme yapmadan bu örnekleri veriyorum, yoksa açık kadının da, örtülünün de seçimlerine saygı gösteren pek çok dindar erkek mevcut hala...
Eren Demir/Akşam