Özkök'ten Erdoğan'a olay yaratacak sözler: Varoş çocuğu, kültürsüz...

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Başbakan Erdoğan için, "Varoş çocuğu, demokrasiden nasipsiz" dedi.

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili olay yaratacak bir yazıya imza attı.

Almanya'da yayımlanan Der Spiegel dergisinin, Türkçe ve Almanca olarak 'Der Staat Erdoğan–Erdoğan devleti' kapağına atıfta bulunan Ertuğrul Özkök, Erdoğan için "Varoş çocuğu, demokrasiden nasipsiz" dedi.

Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı şöyle:

EĞER BİR VAROŞ ÇOCUĞUYSANIZ...

TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin “muktedir” bir siyasetçisi; kendini Der Spiegel dergisinin
kapağında böyle bir sunumla görürse ne hisseder?
Anlatayım...
***
Eğer bir varoş çocuğuysanız...
Hoşgörüsüz bir çevrede büyümüşseniz...
Demokrasi denilen kültürden nasibinizi almamışsanız...
Demokrasiyi bir tren olarak görüyorsanız ve o trenle işinize gelen istasyonda ineceğinizi zannettiğiniz siyasi bir yolculuğa çıkmışsanız...
Ülkenizin insanını, hizmet edilecek “vatandaş” değil de, hükmedilecek “kul”; onları eşit haklara sahip insanlardan oluşan bir “halk” değil de, korkudan veya sevgiden şartsız şurtsuz boyun eğmiş bir “teba” olarak görüyorsanız...

Seçim sandığını size “Beş yıl süresince, ülkeyi anayasal sınırlar içinde yönetme hakkı veren bir izin” olarak değil de, “anayasa, kanun, adalet, vicdan tanımadan, istediğiniz her şeyi yapma ehliyeti” olarak kabul ediyorsanız...

ÖLÜMSÜZ BİR TANRI

Aynaya baktığınızda “kanunlara saygılı bir portre” değil de, “Olimpos Dağı’nın zirvesinde ölümsüz bir tanrının suretini” görüyorsanız...

Sahip olduğunuz gücün, 65 yıldır bu ülkede seçmenler tarafından çok sayıda başbakana ve cumhurbaşkanına verilen geçici bir yönetme yetkisi değil de, “Allah tarafından sadece size verilmiş ilahi bir misyon” olduğu duygusuyla yaşıyorsanız...
Hayatınızın sonuna kadar Allah’tan başka kimseye hesap vermeyeceğiniz inancıyla siyaset yapıyorsanız...

DER SPİEGEL'İN O KAPAĞINI GÖRÜNCE...

Der Spiegel dergisinin kapağında o fotoğrafı ve o “padişah” ifadesini görünce, sevinirsiniz...
Acayip sevinirsiniz...
Acayip bir sevinç ve özgüven, beyninizin ve sinir sisteminizin bütün hücrelerine, mutluluk hormonu gibi yayılır, O kapağı bir dev aynası gibi görür, bakar, bakar, bir defa daha, üç-beş defa daha bakar ve “Başardım” diye haykırırsınız...
Seversiniz o kapağı... Çok seversiniz...
Aklınıza tarihin büyük şahsiyetleri gelir...
Artık o kadar yükseklerdesinizdir, kibir ve gururunuz o kadar tepelere çıkmıştır ki, tarihin altın harflerle yazdığı o kahramanlar bile size iğne ucu kadar görünür.
Arkanızdaki oyları, size “Akabe Sözleşmesi”yle bağlı müminler olarak görürsünüz...
***
Artık Olimpos Dağı’nın tepesindesinizdir ve tek başınasınızdır...
Öyle bir duygudur ki, mest olursunuz...
***
Yok, eğer varoşta doğmuş bir çocuksanız...
Hoşgörülü bir ortamda büyümüş ve hoşgörülü bir insan olmuşsanız...
Vefalıysanız eğer...
Sizi o mevkilere padişahlığın değil, padişahlık sistemini yıkan Cumhuriyet’in,
demokrasinin, çok partili hayatın kurduğu eşitlikçiliğin ve oy hakkının getirdiğine
inanıyorsanız...
Yani demokrasi kültüründen nasibinizi almışsanız...