ÖZKÖK VE ÇEKİRGE YAMULSUN, ALTAYLI VE MUTLU KEBAP YAPSIN; BÖYLE ŞEY OLMAZ!
Takvim yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 28 Şubat soruşturmasınınn medya ayağında çifte standart uygulanmamasını istiyor.
Serdar Turgut ve Fatih Altaylı
Serdar Turgut epeyce bir süredir ara ara benimle ilgili yazılar yazıyor…
Pazar günü de bizim Beyaz TV’deki Dinamit programıyla ilgili yazmış…
“Dinamit, Ertuğrul Özkök ve Fatih Çekirge’ye karşı” diye bir yazı…
Dinamit programında 28 Şubat darbesinin tüm pisliklerini ortaya çıkarmak gibi bir misyonumuz var.
Bu doğru tespit, Hasan Hüseyin Ceylan, 15 yıl sonra ilk kez bize konuştu hakikaten çok şey anlattı…
28 Şubat darbesinin birçok ayağı var, medya bunlardan sadece bir tanesi…
Elbette, medya olmadan bu alçak darbe başarılı olamazdı.
Fakat uyanık Serdar Turgut iki ismi merkeze koyarak o programlarda yaptıkları tek tek ortaya çıkarılan diğer isimleri atlamış… Ceylan’ın konuk olduğu programda en çok Zafer Mutlu’nun ismi geçti fakat Serdar Turgut’un yazısında ismi bile geçmiyor…
Zafer Mutlu’nun Ekip gazetesi marifetiyle yaptığı baştan sona yalanötesi operasyon programın en flaş anlarıydı.
Fatih Çekirge’nin ismini anıp Zafer Mutlu’nun anılmaması bir garip, Turgut’un Çekirge’ye ve Özkök’e özel bir gıcığı mı var acaba? 28 Şubat ve Sabah gazetesi diye bir başlık olsa önce Zafer Mutlu sonra Fatih Çekirge akla gelir…
Esas Turgut’un şark kurnazlığı Hürriyet bağlamında ortaya çıkıyor.
Turgut çok iyi tanıdığı malum bir şahsiyeti bu noktada kollamaya kalkıyor, onun ismini hiç anmıyor.
O malum isim de “Ben yeterince cemaate ve cemaatin adamlarına yalakalık yaptım, bana dokunmazlar” gibi laflarla kendini avutuyor. Talimatla Fethullah Gülen’le ilgili yazdıkları arşivlerden temizlenecek sanıyor herhalde…
Ertuğrul Özkök zaten günah keçisi gelen giden vuruyor.
E iyi de 28 Şubat darbesinin gereklerini yürütmek bağlamında Özkök Hürriyet’te tek miydi? Elbette değildi.
Darbecilerin talimatla ultra-provakatif hareketler yaptıracağı isimlere de ihtiyacı vardı…
Dönemin DYP lideri Tansu Çiller’in evinin etrafında arabalarla sistemli taciz gezileri düzenletmek gibi… Darbecilerin bu yazılı talimatını kim uyguladı?…”
Dincilere öyle laflar et ki çıldırsınlar manyakça tepkiler versinler, biz de onları “İşte bakın irtica bu” diyerek kullanalım” gibi talimatları kim uyguladı? Hukuk sürecinde bu konularda aydınlanacağız…
Ama hukuk sürecinden önce öğrenmek için Serdar Turgut da etrafına sorsun biraz bunları…
Kim acaba bu darbeci talimatlarıyla bu provakasyonları yapan isim?
Bu arada-bu konuyla hiç alakası yok-aklıma geldi, Turgut’un bugünlerde nerdeyse “Bir düğmeniz sökülür gibi olmuş, müsadenizle onu dikebilir miyim” tonunda davrandığı bir adam var… Fatih Altaylı…
28 Şubat soruşturması bağlamında “Darbenin medya ayağı” kapsamında Özkök’e, Çekirge’ye dokunulacak ama Mutlu ve Altaylı o dönem yaptıklarının hiç hesabını vermeden keyif yapmaya devam edecek öyle mi?
İşte o gün böyle bir haksızlığın, adaletsizliğin karşısına dikilirim…
O gün Özkök’ün en büyük avukatı ben olurum… Fatih Çekirge’nin yargılanıp Zafer Mutlu’nun kapsam-dışı kalabileceği bir soruşturma düşünülemez, aynı şekilde Ertuğrul Özkök’ün yargılanıp Fatih Altaylı’nın kapsam-dışı kalacağı bir soruşturma da düşünülemez…
Ya hiçbiri yargılanmaz ya hepsi yargılanır…
Özkök ve Çekirge yamulsun ama Altaylı ve Mutlu kebap yapmaya devam etsin…
Böyle şey olmaz…Ya da “Bu darbeyi askerler yaptı, medyanın hiç suçu yok” denir hiçbiri yargılanmaz, ona da eyvallah… Napalım yargı böyle derse boynumuz kıldan ince…
Ama millet bu yargısal karara ne der, onu bilmiyorum…
Benim tek kaygım şu…
Savcılığın elinde medyaya dair belge bulgu yazılı talimat v.s varsa ve buna rağmen “korku” ya da başka sebeplerle ile bunların üzerine gidemiyorsa durum vahimdir. O zaman bu savcılar da millete hesap verirler…
Yok eğer hiç yazılı belge yoksa zaten hiçbirşey yapılamaz…
28 Şubat darbesinde medya ayağı hiç yoktu denir, dosya kapatılır…
Sizler de bayram edersiniz…
Sözün özü Serdar Turgut senin 28 Şubat’taki genel yayın yönetmeninin durumu neyse şu anki genel yayın yönetmenin de aynı durumda…
Ya ikisi de suçlu yada ikisi de suçsuz…
Buna adalet karar verecek…
Rasim Ozan Kütahyalı/Takvim
Serdar Turgut epeyce bir süredir ara ara benimle ilgili yazılar yazıyor…
Pazar günü de bizim Beyaz TV’deki Dinamit programıyla ilgili yazmış…
“Dinamit, Ertuğrul Özkök ve Fatih Çekirge’ye karşı” diye bir yazı…
Dinamit programında 28 Şubat darbesinin tüm pisliklerini ortaya çıkarmak gibi bir misyonumuz var.
Bu doğru tespit, Hasan Hüseyin Ceylan, 15 yıl sonra ilk kez bize konuştu hakikaten çok şey anlattı…
28 Şubat darbesinin birçok ayağı var, medya bunlardan sadece bir tanesi…
Elbette, medya olmadan bu alçak darbe başarılı olamazdı.
Fakat uyanık Serdar Turgut iki ismi merkeze koyarak o programlarda yaptıkları tek tek ortaya çıkarılan diğer isimleri atlamış… Ceylan’ın konuk olduğu programda en çok Zafer Mutlu’nun ismi geçti fakat Serdar Turgut’un yazısında ismi bile geçmiyor…
Zafer Mutlu’nun Ekip gazetesi marifetiyle yaptığı baştan sona yalanötesi operasyon programın en flaş anlarıydı.
Fatih Çekirge’nin ismini anıp Zafer Mutlu’nun anılmaması bir garip, Turgut’un Çekirge’ye ve Özkök’e özel bir gıcığı mı var acaba? 28 Şubat ve Sabah gazetesi diye bir başlık olsa önce Zafer Mutlu sonra Fatih Çekirge akla gelir…
Esas Turgut’un şark kurnazlığı Hürriyet bağlamında ortaya çıkıyor.
Turgut çok iyi tanıdığı malum bir şahsiyeti bu noktada kollamaya kalkıyor, onun ismini hiç anmıyor.
O malum isim de “Ben yeterince cemaate ve cemaatin adamlarına yalakalık yaptım, bana dokunmazlar” gibi laflarla kendini avutuyor. Talimatla Fethullah Gülen’le ilgili yazdıkları arşivlerden temizlenecek sanıyor herhalde…
Ertuğrul Özkök zaten günah keçisi gelen giden vuruyor.
E iyi de 28 Şubat darbesinin gereklerini yürütmek bağlamında Özkök Hürriyet’te tek miydi? Elbette değildi.
Darbecilerin talimatla ultra-provakatif hareketler yaptıracağı isimlere de ihtiyacı vardı…
Dönemin DYP lideri Tansu Çiller’in evinin etrafında arabalarla sistemli taciz gezileri düzenletmek gibi… Darbecilerin bu yazılı talimatını kim uyguladı?…”
Dincilere öyle laflar et ki çıldırsınlar manyakça tepkiler versinler, biz de onları “İşte bakın irtica bu” diyerek kullanalım” gibi talimatları kim uyguladı? Hukuk sürecinde bu konularda aydınlanacağız…
Ama hukuk sürecinden önce öğrenmek için Serdar Turgut da etrafına sorsun biraz bunları…
Kim acaba bu darbeci talimatlarıyla bu provakasyonları yapan isim?
Bu arada-bu konuyla hiç alakası yok-aklıma geldi, Turgut’un bugünlerde nerdeyse “Bir düğmeniz sökülür gibi olmuş, müsadenizle onu dikebilir miyim” tonunda davrandığı bir adam var… Fatih Altaylı…
28 Şubat soruşturması bağlamında “Darbenin medya ayağı” kapsamında Özkök’e, Çekirge’ye dokunulacak ama Mutlu ve Altaylı o dönem yaptıklarının hiç hesabını vermeden keyif yapmaya devam edecek öyle mi?
İşte o gün böyle bir haksızlığın, adaletsizliğin karşısına dikilirim…
O gün Özkök’ün en büyük avukatı ben olurum… Fatih Çekirge’nin yargılanıp Zafer Mutlu’nun kapsam-dışı kalabileceği bir soruşturma düşünülemez, aynı şekilde Ertuğrul Özkök’ün yargılanıp Fatih Altaylı’nın kapsam-dışı kalacağı bir soruşturma da düşünülemez…
Ya hiçbiri yargılanmaz ya hepsi yargılanır…
Özkök ve Çekirge yamulsun ama Altaylı ve Mutlu kebap yapmaya devam etsin…
Böyle şey olmaz…Ya da “Bu darbeyi askerler yaptı, medyanın hiç suçu yok” denir hiçbiri yargılanmaz, ona da eyvallah… Napalım yargı böyle derse boynumuz kıldan ince…
Ama millet bu yargısal karara ne der, onu bilmiyorum…
Benim tek kaygım şu…
Savcılığın elinde medyaya dair belge bulgu yazılı talimat v.s varsa ve buna rağmen “korku” ya da başka sebeplerle ile bunların üzerine gidemiyorsa durum vahimdir. O zaman bu savcılar da millete hesap verirler…
Yok eğer hiç yazılı belge yoksa zaten hiçbirşey yapılamaz…
28 Şubat darbesinde medya ayağı hiç yoktu denir, dosya kapatılır…
Sizler de bayram edersiniz…
Sözün özü Serdar Turgut senin 28 Şubat’taki genel yayın yönetmeninin durumu neyse şu anki genel yayın yönetmenin de aynı durumda…
Ya ikisi de suçlu yada ikisi de suçsuz…
Buna adalet karar verecek…
Rasim Ozan Kütahyalı/Takvim