Özkök ile Erdoğan arasında ilginç diyalog

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Başbakan Erdoğan'la yaşadığı kısa ama anlamlı diyaloğa köşesinde yer verdi

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Başbakan Erdoğan'ın Almanya seyahatini yerinde takip ederken izlenmilerini köşesinde paylaşmaya devam ediyor. Başbakan'ı Hürriyet için değil Alman Bild gazetesi adına takip eden Özkök, Erdoğan ile yaşadığı ilginç diyalogları ve Alman medyasındaki Erdoğan ve Cemaat gözlemlerini köşesine taşıdı.

ERDOĞAN'LA İLGİNÇ DİYALOGLAR!

BAŞBAKAN Erdoğan’la Alman Dış Politika Enstitüsü’ndeki konuşmadan
sonra sohbet ediyoruz.
Aramızda şöyle kısa bir konuşma geçiyor:
Sayın Başbakan çok iyi görünüyorsunuz.
“Bunca saldırıya rağmen hâlâ iyi görünüyorsam şanslıyız demektir.”
Yumuşak bir üslupla konuştunuz. Böyle konuşunca daha güzel ve etkili oluyor.
“Ben hep böyle konuşuyorum ama anlamıyorlar.”

Merdivende tanıdık sima

ERDOĞAN’ı beklerken lobiden asma kata çıkan merdivenlerde tanıdık bir sima dikkatimi çekiyor.
Kırlaşmış saçları ile oraya buraya talimat veren kişiyi merak ediyorum.
1970’li yıllardaki ülkücü hareketin önde gelen isimlerinden Serdar Çelebi’ymiş.
Artık AK Partili olmuş ve Erdoğan’ın kayıtsız şartsız destekçisiymiş.
Aklıma Devlet Bahçeli’nin Bursa mitingi sırasında atılan “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganlarını eleştirdiği konuşması geldi.
Bugünlerde Almanya’da Erdoğan’ı en çok destekleyen isimlerden biri de Ozan Ceyhun...
Solun, kızılından yeşiline kadar bütün yelpazesinde dolaştıktan sonra şimdi muhfazakâr sağın AK’ında karar kılmış.
O da Almanya’da Erdoğan’ın en büyük destekçilerinden biri.

Başörtülü kadınların yüzündeki ifade değişti

ERDOĞAN’ı bekleyen başörtülü kadınların tek tek yüzlerini seyrediyorum.
Şunu açıkça görüyorsunuz.
Yüzlerindeki o eski ifade değişiyor.
Çok daha hayata açıklar.
Gülüyorlar.
Gelip bana merhaba diyorlar.
Erkeklerin yanında çok daha kendilerinden emin bir halleri var.
Bir de başlarını bağlama biçimi sanki giderek daha farklılaşıyor gibi geldi.
Önlerdeki o siyah bant azalmış.
Arkadaki ileri doğru sivri çıkıntı atılmış.
Ön taraf sımsıkı boyna sarılı değil, hatta bilinçli şekilde açık bırakanlar var.
Ama dediğim gibi en önemlisi, yüzlerdeki gülen, yumuşamış, kendinden emin ve sempatik ifade...
Berlin’de Ritz Otel’in lobisinde en hoşuma giden şey buydu.

ALMAN MEDYASI CEMAATE NASIL BAKIYOR?

Özkök, Alman medyasında son günlerde geniş yer bulan Gülen cemaati temalı haberleri ve oluşan kanaate de köşesinde yer verdi:

HÜRRİYET’in Berlin Temsilcisi Celal Özcan’dan Erdoğan’ın gelişi öncesi Alman medyasında çıkan yazıların özetini istedim.
Şurası çok açık. Gezi eylemleri Alman medyasının Erdoğan’a bakışını köklü biçimde değiştirmiş.
Onun hakkında kullanılan en hafif ifade “Otoriter...”
Açıkça “Diktatör” diyenler de var.
Ancak Gülen okulları hakkında da çok eleştirel bir duruşları var.
Ziyaret öncesinde bu okulları hedef alan 3 önemli yazı yayınlanmış.

DER SPIEGEL:
Dergi “Işığın askerleri” başlıklı bir yazıda bu okulları incelemiş.
Çocuğunu göçmenlere karşı önyargılı olmaması için bu okullardan birine veren bir Alman kadın polis, şikâyetlerini anlatmış.
Hayat tarzı yüzünden öteki öğrenciler tarafından dışlanmış.
Kızı, Türkçe Olimpiyatları’na katılması için Türkçe öğrenmeye zorlanmış.
Adını açıklamayan bir Türk veli, kızının başörtüsü takmaya zorlandığını söylemiş.

WELT AM SONNTAG:
“Seçkinler” başlığı altında bir tam sayfa yayınlamış.
Almanya’da Gülen cemaatine ait, 50’ye yakın okul, 300’e yakın Işık Evi olduğunu anlatmış.

ARD TELEVİZYONU:
Alman istihbaratının Gülen hareketine karşı uyardığını anlatan bir program yayınlamış.
Gülen’in asıl hedefinin bir din devleti kurmak olduğunu iddia etmiş.
Gülen düşüncesinin demokratik düzene ters olduğunu, din, bilim özgürlüğü ve kadın erkek eşitliği kavramlarıyla hiçbir ilgisinin olmadığını anlatmış.
Evet otel lobisinden canlı yayınım burada sona eriyor.
Yarına otel lobisinden çıkıyorum ve yeni kulis bilgileri ile karşınızdayım.

Yazının tamamı için tıklayınız