Özgür Özel sessizliğini Fatih Altaylı’ya bozdu! ‘Kürtlere de bunu hissettirmeliyiz…’

Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına konuk olan CHP lideri Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin teröristbaşı Abdullah Öcalan için yaptığı çağrının ardından "El yükseltiyorum. Kürtlere devlet vadediyorum" sözlerine açıklık getirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan için yaptığı "Gelsin Meclis'te konuşsun" çağrısının yankıları devam ediyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bahçeli'nin gündeme oturan çağrısından hemen sonra "Devlet Bey el yükseltti. El yükseltiyorum Devlet Bey, ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum" dedi

Gazeteci Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına konuk olan CHP lideri Özgür Özel, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

BAHÇELİ'NİN ÖCALAN ÇAĞRISI: ERDOĞAN'IN HABERİ VAR

Özel, MHP lideri Bahçeli'nin teröristbaşı Öcalan için yaptığı çağrıyı değerlendirdi.

Bahçeli'nin sözcülük yaptığını ifade eden Özel, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sessizliğine dikkat çekerek, "Böyle bir çıkış Erdoğan’ın haberi olmaksızın, Öcalan’la bir mutabakata varılmaksızın yapıldığına ihtimal vermiyorum" dedi.

"KÜRTLERE DE BUNU HİSSETTİRMELİYİZ"

Özel, çok konuşulan 'El yükseltiyorum. Kürtlere bir devlet teklif ediyorum' sözlerine de açıklık getirdi.

Özel, "Ben Kürtlere, ‘Toprak vadediyorum, devlet vaat ediyorum’ diyor muyum? ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Özgür Özel kadar, Devlet Bahçeli kadar, Tayyip Erdoğan kadar sahibi olun, bunu böyle hissedin’ diyorum. Ben, 'Türkiye Cumhuriyeti benim devletimdir' diyorsam, bana toprak verdiği için değil. Bana eşit davrandığı için hissediyorum. Kürtlere de bunu hissettirmeliyiz diyorum" ifadelerini kullandı.

Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Devlet beyin anlaşılmış bir projeye sözcülük yaptığı belli.

Ancak artık sözcünün susup, meselenin esas sahibinin konuşması lazım. Tayyip Erdoğan bir şey konuşmuyor.

Böyle bir çıkış Erdoğan’ın haberi olmaksızın, Öcalan’la bir mutabakata varılmaksızın yapıldığına ihtimal vermiyorum.

İkinci bir ihtimal var. AKP’nin Kürt milletvekilleri ‘Bölgeye gidemiyoruz. Halk koptu bizden’ diyordu.

Belki de Tayyip bey, Devlet beye ‘Bir şey yapacağım’ dedi. Bahçeli de destek verir gibi ama en olmayacak şeyi ilk söyleyerek belki de süreci baltaladı bilmiyoruz. Eğer böyleyse bu başka bir taktik. Ama bunların hepsi için 2 satır Erdoğan’ın çıkıp korkmadan, Devlet beyi öne sürmenin konforundan yararlanmadan gerçek niyetlerini açıklamaları lazım.

Biz şunu söylüyoruz, TBMM odak olmalı. Hiçbir siyasi parti dışlanmamalı. Tüm partiler bir masanın etrafında toplanmalı.

İkincisi burada toplumsal bir mutabakata ihtiyaç var. Herkesin bu işin içinde olması lazım. Çünkü bu sorun çözülürse Türkiye’nin önü çok açılacak.

Üçüncü pozisyonumuz ise, dünya kadar şehidimiz, gazimiz var… Onların gözünün içine bakamayacağımız bir şeyin içinde olmamamız lazım. Bu rızada en kıymetli rıza şehit ailelerinin ve gazilerin rızasıdır.

Olabildiğince şeffaflıktan yanayız. Bunların hepsini birden yapmak istediğimizde yöntemin Devlet beyin söylediği yöntem olmadığı çok açık.

Öcalan için dediği kürsü aslında kendi kürsüsü. DEM’le MHP aynı kürsüyü kullanıyorlar. Gelsin bu kürsüde konuşsun diyor. Umut hakkını da ona bağlıyor. Bu olmaz.

EL YÜKSELTME AÇIKLAMASI

El yükseltme salt bir kumar deyimi değildir. Kumara sonradan girmiştir. Esas söylemem gereken şu, el yükseltme dediğim mesele düne kadar ‘bebek katili terörist’ dediğin kişiyi 'gel bu kürsüden konuş’ demekle olmaz.

Cümlemde noktayı bırakın, virgül yok. Diyorum ki, ‘Kendini Türkiye’ye ait hissetmeyen bütün Kürtlere demokrasi vaat ediyorum. Onlara Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni vaat ediyorum.

Ben Kürtlere, ‘Toprak vadediyorum, devlet vaat ediyorum diyor muyum? ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Özgür Özel kadar, Devlet Bahçeli kadar, Tayyip Erdoğan kadar sahibi olun, bunu böyle hissedin’ diyorum.

Ben Türkiye Cumhuriyeti benim devletimdir diyorsam, bana toprak verdiği için değil. Bana eşit davrandığı için hissediyorum. Kürtlere de bunu hissettirmeliyiz diyorum.

‘Kürt sorunu niye var? Neden terör doğurdu ve niye çözülemiyor?’ meselesine benim önerim, dünya standartlarında demokrasi, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması ve insan haklarının tam olarak tanınması. Bence bunu Kürtlere hissettirmiyoruz."