Özgür Gündem'in 5 nöbetçi eş yayın yönetmeni ifade verdi
Özgür Gündem'in 'Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği' soruşturmasında 5 gazeteci ifade verdi
Özgür Gündem Gazetesi’nin “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katıldıkları için haklarında açılan soruşturma kapsamında T24 yazarı Nurcan Baysal, gazeteci Celal Başlangıç, Ahmet Abakay, Fehim Işık ve Avukat Eşber Yağmurdereli İstanbul Adliyesi'nde savcılığa ifade verdi.
Evrensel'de yer alan habere göre, ilk olarak ifade veren avukat Eşber Yağmurdereli’ye savcı, haber toplantısına katılıp katılmadığını ve kendisinin genel yayın yönetmenliği yaptığı gün, yayımlanan görselleri görüp görmediğini sordu. Avukat olduğunu ve dayanışmak için gazeteye destek verdiğini belirten Yağmurdereli, “Görsellere vakıf değilim. Ben avukatım zaten gazetecilikten anlamam. Amacım destek olmaktı” dedi.
"Düşünce ve ifade özgürlüğü"
Yağmurdereli'nin ardından gazeteci Nurcan Baysal ifade verdi. Baysal, yayın yönetmeni olduğu gün haber toplantısına katılmadığı için kısa bir ifade verdi. Baysal ifadesinde, basın, ifade ve düşünce özgürlüğü ile haber alma hakkını savunduğu için gazeteyle dayanışma içerisine girdiklerini söyledi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay ise ifadesinde, meslek örgütü başkanı olduğunu ve meslek örgütlerinin tüzüğünde de gazetecilik dayanışmasının esas alındığını belirtti.
“Basın özgürlüğü varoluş sebebimiz”
Abakay'ın ardından ifade veren Fehim Işık’a da savcı, “Neden bu dayanışmaya katıldığını?” sordu. Işık, gazetecilik meslek ilkeleri gereği dayanışmanın esas olduğunu belirterek, dayanışma gösterdiğini, kendisinin genel yayın yönetmeni olduğu gün yayımlanan içeriklere de editöryal bağımsızlığı savunduğu için müdahale etmediğini söyledi.
Işık'ın ardından son olarak ifade veren gazeteci Celal Başlangıç ise “Ben 41 yıllık gazeteciyim. Basın özgürlüğü bizim aynı zamanda varoluş sebebimizdir. Bugün gazetesine de kayyım atandığında dayanışma için oraya gittim. Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandığında da dayanışmak için gittim. Aynı işi Özgür Gündem gazetesi için de yaptım. Bunlar dayanışma amaçlı sembolik görevlerdir. Gazetenin 14'üncü sayfasında yazım da bulunmaktadır. Bu yazıda, neler yaptığımı da anlattım. Toplantıda önümüze gelen gündemlere hakimim. Tek tek bütün haberleri onaylama durumu söz konusu değildir. Çünkü aynı zamanda her sayfanın editöryal özgürlüğü vardır. Basın özgürlüğü gazetecilerin dilediğini yazması değil aynı zamanda halkın haber alma hakkıdır. Biz de gazeteci olarak halkın haber alma hakkından sorumluyuz" diye yanıtladı.
İddianame kabul edildi
Öte yandan geçtiğimiz hafta haklarında aynı iddia ile başlatılan soruşturmada ifade veren gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve DİSK- Basın İş Başkanı Faruk Eren hakkında hazırlanan iddianame ise İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Evrensel'de yer alan habere göre, ilk olarak ifade veren avukat Eşber Yağmurdereli’ye savcı, haber toplantısına katılıp katılmadığını ve kendisinin genel yayın yönetmenliği yaptığı gün, yayımlanan görselleri görüp görmediğini sordu. Avukat olduğunu ve dayanışmak için gazeteye destek verdiğini belirten Yağmurdereli, “Görsellere vakıf değilim. Ben avukatım zaten gazetecilikten anlamam. Amacım destek olmaktı” dedi.
"Düşünce ve ifade özgürlüğü"
Yağmurdereli'nin ardından gazeteci Nurcan Baysal ifade verdi. Baysal, yayın yönetmeni olduğu gün haber toplantısına katılmadığı için kısa bir ifade verdi. Baysal ifadesinde, basın, ifade ve düşünce özgürlüğü ile haber alma hakkını savunduğu için gazeteyle dayanışma içerisine girdiklerini söyledi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay ise ifadesinde, meslek örgütü başkanı olduğunu ve meslek örgütlerinin tüzüğünde de gazetecilik dayanışmasının esas alındığını belirtti.
“Basın özgürlüğü varoluş sebebimiz”
Abakay'ın ardından ifade veren Fehim Işık’a da savcı, “Neden bu dayanışmaya katıldığını?” sordu. Işık, gazetecilik meslek ilkeleri gereği dayanışmanın esas olduğunu belirterek, dayanışma gösterdiğini, kendisinin genel yayın yönetmeni olduğu gün yayımlanan içeriklere de editöryal bağımsızlığı savunduğu için müdahale etmediğini söyledi.
Işık'ın ardından son olarak ifade veren gazeteci Celal Başlangıç ise “Ben 41 yıllık gazeteciyim. Basın özgürlüğü bizim aynı zamanda varoluş sebebimizdir. Bugün gazetesine de kayyım atandığında dayanışma için oraya gittim. Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandığında da dayanışmak için gittim. Aynı işi Özgür Gündem gazetesi için de yaptım. Bunlar dayanışma amaçlı sembolik görevlerdir. Gazetenin 14'üncü sayfasında yazım da bulunmaktadır. Bu yazıda, neler yaptığımı da anlattım. Toplantıda önümüze gelen gündemlere hakimim. Tek tek bütün haberleri onaylama durumu söz konusu değildir. Çünkü aynı zamanda her sayfanın editöryal özgürlüğü vardır. Basın özgürlüğü gazetecilerin dilediğini yazması değil aynı zamanda halkın haber alma hakkıdır. Biz de gazeteci olarak halkın haber alma hakkından sorumluyuz" diye yanıtladı.
İddianame kabul edildi
Öte yandan geçtiğimiz hafta haklarında aynı iddia ile başlatılan soruşturmada ifade veren gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve DİSK- Basın İş Başkanı Faruk Eren hakkında hazırlanan iddianame ise İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.