“Özgür Gündem çalışanlarının basın kartı iptali hak gasbıdır”

Gazeteci örgütleri, Özgür Gündem çalışanlarının basın kartlarının iptal edilmesine tepki gösterdi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın-İş, Özgür Gündem gazetesinde görev yapan gazetecilerin Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından basın kartlarının iptalinin keyfi bir karar olduğuna dikkat çekerek, karara tepki gösterdi.

Komisyonun bağımsızlığını yitirdiğini vurgulayan ve gazetecilerin kart haklarının iadesini isteyen TGC ve TGS'nin açıklamasında şu görüşler yer aldı:

“Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün, Özgür Gündem Gazetesi çalışanlarının sarı basın kartlarını iptal etmesi kazanılmış bir hakkın gaspı anlamına gelmektedir. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün bu kararı keyfi bir karardır.
Sarı basın kartı almak için aylarca bekleyen gazetecilerin bu kartı aldıktan sonra çalıştıkları gazetelerin yayın çizgisi beğenilmediği için kartların geri istenmesi bundan sonra bu uygulamanın daha yaygın olacağının da habercisi gibidir.

28.08.2015 tarihinde çıkarılan Basın Kartları Yönetmeliği'nin iptali için, TGC ve TGS 14 Ekim 2015 tarihinde Danıştay'da dava açmıştır.

Danıştay'da açılan davada; yönetmeliğin kamu yararını gerçekleştirmekten uzak olduğu, Anayasa başta olmak üzere kanunlara aykırı olduğu belirtilmiştir.

Türkiye'nin en çok sarı basın kartı üyesine sahip TGC ve TGS'den görüş almadan çıkarılan yönetmelik tamamen siyasi bir gerekçeyle değiştirilmiştir. Bu yönetmelikle Basın Kartları Komisyonu'nun yapısı idarenin keyfine oluşturulmuştur. Dava süreci devam etmektedir.

Bağımsızlığını yitirmiş komisyon yapısı ile gerçek bir çok gazetecinin sarı basın kartını vermeyen Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, bu kararı ile bundan sonra muhalif bütün gazetecilerin sarı basın kartlarını almanın yolunu açmıştır.

Bu hukuk dışı uygulamayı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bir an once bu hukuksuzluğa son verilmeli, Özgür Gündem gazetesi çalışanlarının sarı basın kartı hakları iade edilmelidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak bütün gazetecileri bu gasp girişimine karşı tepki göstermeye çağırıyoruz.”

DİSK Basın-İş'ten yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

Basın ve yayın kurumları ülkemizde yasalar çerçevesinde, herhangi bir izin gerektirmeksizin sadece bildirim yapılması koşuluyla faaliyete geçer. Tıpkı gazete çıkarmak gibi gazetecilik yapmak için de devletten izin almak gerekmez. Evet altını çizerek tekrar edelim, gazete çıkarmak ve gazetecilik yapmak için devletten onay almak gerekmez.

Binası bombalanan, çalışanları öldürülen Özgür Gündem gazetesi çalışanlarının basın kartlarının iptal edilmesi örtülü bir sansür çabasıdır. O gazetecilerin başına gelebilecekleri meşrulaştırma çabasıdır.

Yasalarda durum böyle olsa da, ülkede gazeteci sayılmanın temel koşulu olarak Başbakanlığa bağlı Basın Yayın ve Enformasyon Müdürlüğü tarafından verilen "Basın Kartı" olarak gösterilmeye çalışılıyor. Oysa basın kartı bir gazetecinin karşısındakine kendini tanıtmasını sağlar ve kurumu tarafından verilen tanıtma kartı hukuken yeterli olmalıdır. Bunun dışında sokakta fotoğraf çekmek için ise ihtiyaç duyulan basın kartı değil sadece bir kameradır.

Cumhurbaşkanının hukuka saygı duymadığını ifade ettiği ülkede elbette hukukun kağıt üzerinde kalmasını anlamak zor değil. Hatırlıyoruz, Metin Göktepe, devletinbasın kartını taşımadığı gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Hapishanelerde ömrünü tamamlamak zorunda kalan gazeteciler o kart cüzdanlarında olmadığı için gazeteciden sayılmıyor.

Daha önce de söyledik, bir kez daha tekrar ediyoruz. Gazetecilik yapmak için devletin kart vermesi bir denetim, sansür aracıdır. Hiç bir basın örgütü bu denetime aracılık etmemelidir. Aracılık edenler gazetecilerin başına gelenlerden de sorumlu olacaktır."