Özgür-Der'den PKK'ya çağrı; Gazeteciyi serbest bırakın!
PKK, devlet ile yürüttüğü Çözüm Süreci politikasının olması gereken ruhuna da uyarak başta gazeteci Ali Adıyaman olmak üzere ellerindeki bütün insanları biran önce serbest bırakmalıdır.
Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer, yaptığı bir açıklama ile "PKK Kaçırdığı Gazeteci Ali Adıyaman'ı Serbest Bırakmalıdır!" çağrısında bulundu.
Bölgede son dönemlerde artış gösteren adam kaçırma, hukuksuz alıkoyma, cezalandırma örneklerine bir yenisi daha eklendiği iddia ediliyor.
Özgür-Der'in açıklamasına göre, 27 Ağustos Çarşamba günü Silvan ilçesi Dağcılar köyü (Gundé Şao) Erkenciler mezrasına, akraba ziyaretinde bulunmak için giden İlke Haber Ajansı muhabiri Ali Adıyaman, PKK tarafından köyde bulunduğu evden kaçırıldı.
Anne ve babasıyla akraba ziyaretine giden Ali Adıyaman'ın İlke Haber Ajansı muhabiri olduğu için kaçırıldığını belirten akrabaları seçim sürecinde de Ali Adiyaman'ın 65 yaşındaki babası Hüseyin Adiyaman'ın BDP'ye oy vermediği gerekçesiyle ölüm ile tehdit edildiğini ve eşiyle beraber PKK tarafından darp edilerek köyden çıkarıldığını belirtmekteler.
Açıklamada şöyle denildi:
"Daha önce yaşanan sayısız hadisede olduğu gibi bu olay karşısında da sorumluluk makamında bulunanlardan konuyla ilgili bir açıklama yapılabilmiş değil. Adeta yaşanan her türlü hukuksuzluk, zorbalık "aman Çözüm Süreci zarar görmesin" mantığıyla görmezlikten, duymazlıktan geliniyor.
Vatandaşının her türlü hak ve hukukunu korumakla görevli olan devletin, zorbalıklar karşısında umursamaz tavırlar sergilemesi kabul edilemez. (...)
Bütün bir toplumu baskı ile kontrol altında tutmaya çalışan PKK, muhalif olarak gördüğü her türlü yapı ve çabayı tehdit, şantaj, baskı ve şiddet politikalarıyla sindirmeye, ezmeye çalışmaktadır. Farklı siyasal tercihlerde bulunan insanların cezalandırılmasından bütün bir esnaf ve tüccarın vergi adı altında haraç vermeye zorlanmasına, kamusal alanda siyasal çalışmaların engellenmesinden yol kesmelere, insanların zorla evlerinden alınıp dağa kaçırılmasına kadar sistematik olarak bütün bir toplumu kontrol altına almaya çalışmaktadır. Tüm bu olup biten karşısında ise ne yazık ki, Çözüm Sürecini yürüten sorumluluk makamındaki yetkililer aciz ve umursamaz bir tavır içinde görünmektedirler.
PKK başta olmak üzere BDP, HDP ve DTK gibi legal uzantıları ise barış, adalet, özgürlük söylemleriyle zorbalık, baskı, şiddet, farklı olana tahammülsüzlük politikalarını birlikte yürütme kurnazlığından vazgeçmelidir. Baskı ile kurulan hegemonya neticesinde bütün bir toplumun iradesinin teslim alınabileceğini düşünenler dün olduğu gibi bugün de yanılmaktadırlar. PKK, devlet ile yürüttüğü Çözüm Süreci politikasının olması gereken ruhuna da uyarak başta gazeteci Ali Adıyaman olmak üzere ellerindeki bütün insanları biran önce serbest bırakmalıdır.
Bölgede son dönemlerde artış gösteren adam kaçırma, hukuksuz alıkoyma, cezalandırma örneklerine bir yenisi daha eklendiği iddia ediliyor.
Özgür-Der'in açıklamasına göre, 27 Ağustos Çarşamba günü Silvan ilçesi Dağcılar köyü (Gundé Şao) Erkenciler mezrasına, akraba ziyaretinde bulunmak için giden İlke Haber Ajansı muhabiri Ali Adıyaman, PKK tarafından köyde bulunduğu evden kaçırıldı.
Anne ve babasıyla akraba ziyaretine giden Ali Adıyaman'ın İlke Haber Ajansı muhabiri olduğu için kaçırıldığını belirten akrabaları seçim sürecinde de Ali Adiyaman'ın 65 yaşındaki babası Hüseyin Adiyaman'ın BDP'ye oy vermediği gerekçesiyle ölüm ile tehdit edildiğini ve eşiyle beraber PKK tarafından darp edilerek köyden çıkarıldığını belirtmekteler.
Açıklamada şöyle denildi:
"Daha önce yaşanan sayısız hadisede olduğu gibi bu olay karşısında da sorumluluk makamında bulunanlardan konuyla ilgili bir açıklama yapılabilmiş değil. Adeta yaşanan her türlü hukuksuzluk, zorbalık "aman Çözüm Süreci zarar görmesin" mantığıyla görmezlikten, duymazlıktan geliniyor.
Vatandaşının her türlü hak ve hukukunu korumakla görevli olan devletin, zorbalıklar karşısında umursamaz tavırlar sergilemesi kabul edilemez. (...)
Bütün bir toplumu baskı ile kontrol altında tutmaya çalışan PKK, muhalif olarak gördüğü her türlü yapı ve çabayı tehdit, şantaj, baskı ve şiddet politikalarıyla sindirmeye, ezmeye çalışmaktadır. Farklı siyasal tercihlerde bulunan insanların cezalandırılmasından bütün bir esnaf ve tüccarın vergi adı altında haraç vermeye zorlanmasına, kamusal alanda siyasal çalışmaların engellenmesinden yol kesmelere, insanların zorla evlerinden alınıp dağa kaçırılmasına kadar sistematik olarak bütün bir toplumu kontrol altına almaya çalışmaktadır. Tüm bu olup biten karşısında ise ne yazık ki, Çözüm Sürecini yürüten sorumluluk makamındaki yetkililer aciz ve umursamaz bir tavır içinde görünmektedirler.
PKK başta olmak üzere BDP, HDP ve DTK gibi legal uzantıları ise barış, adalet, özgürlük söylemleriyle zorbalık, baskı, şiddet, farklı olana tahammülsüzlük politikalarını birlikte yürütme kurnazlığından vazgeçmelidir. Baskı ile kurulan hegemonya neticesinde bütün bir toplumun iradesinin teslim alınabileceğini düşünenler dün olduğu gibi bugün de yanılmaktadırlar. PKK, devlet ile yürüttüğü Çözüm Süreci politikasının olması gereken ruhuna da uyarak başta gazeteci Ali Adıyaman olmak üzere ellerindeki bütün insanları biran önce serbest bırakmalıdır.