Özgecan'ın katil zanlısının eşi o geceyi anlattı!
Özgecan Aslan'ın katil zanlısının eşi N.A. Suphi Altındöken'in yakalanması için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu söylemiş. N.A. cinayet gecesini şöyle anlatmış: Suphi'nin boynunda cırmık, yüzünde kan, gözünde morluk vardı.
Mersin’in Tarsus ilçesinde Özgecan Aslan’ı öldürüp yakan Suphi Altındöken’in eşi N.A.'nın Jandarma alınan ifadeleri gün yüzüne çıktı. N.A., cinayetten sonra eve gelen eşinin yüzünde, ellerinde, boynunda çırmık ve çizik izleri ve kan lekeleri olduğunu, gözünün altında morarma bulunduğunu söyledi. Eşinin Özgecan Aslan’ı öldürdüğünü jandarmada öğrenen N.A. “Bu konuyu ilk defa sizden duyuyorum. Şu anda şok geçiriyorum. Kendisinin yakalanması konusunda size her türlü yardıma hazırım” diye konuştu.
KATİL ZANLISININ EŞİ: YÜZÜNDE KAN, GÖZÜNDE MORLUK VARDI
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Suphi Altındöken’in eşi N.A. Tarsus Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı’nda alınan ifadesinde, cinayet günü eve gelen eşinin yüzünde, ellerinde, boynunda çırmık ve çizik izleri ve kan lekelerinin olduğunu, gözünün altında morarma bulunduğunu söyledi. Evde pantolonunu değiştirip elini yüzünü yıkadığını ve gözüne buz koyduğunu belirten N.A. “Bir tedirginlik hali mevcuttu. Ne olduğunu sorduğumda minibüste kavga ettiğini söyledi. 10-15 dakika sonra arkadaşı Fatih’in yanına gitmek üzere evden ayrıldı” dedi. Eşinin gece eve gelmemesi üzerine meraklanarak aradığını, telefonu kayınpederi Necmettin’in çıktığını belirten N.A. “Kayınpederim karakolda olduklarını, ifade verdiklerini, merak edecek bir şey olmadığını söyledi. Eşim saat 07-08 sıralarında eve geldi. Minibüslerin kalktığı yere gideceğini, kavga olayının şahidi olan ve devamlı minibüsü kullanan yolculardan birini görmeye gideceğini belirterek, evden çıktı. Bana gönderilen mesajları ve arama kaydını silmemi istedi. Yaklaşık bir saat sonra eve geldi ve Fatih’in yanına gidiyorum diyerek, ayrıldı. Saat 12.30 civarında ayrıldı ve bir daha kendisini görmedim. Aramama rağmen telefonu kapalı olduğu için kendisiyle görüşemedim” dedi. Özgecan Aslan’ın öldürülmesine ilişkin Altındöken, “Bu konuyu ilk defa sizden duyuyorum. Şu anda şok geçiriyorum. Bana kendisi bu konudan hiç bahsetmedi. Kendisinin yakalanması konusunda size her türlü yardıma hazırım” diye konuştu.
Suphi Altındöken’in şoför arkadaşlarından Ahmet Akar da 12 Şubat akşamı karşılaştığı saldırganın yüzünden “tırnak batma izlerinden yaralanmalar” olduğunu belirterek, “Bizimle selamlaşırken elinde kesici alet yaralanmasının olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorduk. Aynı gün kavga ettiğini, akşam saatinden beri jandarmada olduklarını söyledi. Benden 100 TL borç istedi. Param olmadığından veremeyeceğimi söyledim” dedi.
ÖZGECAN’IN ARKADAŞI: OTOBÜSÜM ÖNCE GELİNCE AYRILDIM
Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü Hazırlık Sınıfı’nda okuyan B.N.G., Özgecan Aslan’la yakın arkadaş olduklarını, sürekli görüştüklerini, 11 Şubat’ta saat 13.30’da birlikte üniversite servisine binerek Tarsus’taki Yarenlik Alanı’nda indiklerini söyledi. İlkin Ziraat Bankası’na giderek kredi işlemi yaptıklarını, ardından da Yarenlik Alanı’na uğradıklarını anlattı. Buradan Tarsus Alışveriş Merkezi’ne (AVM) gittiklerini, saat 17-20 arasında AVM’de gezdiklerini belirterek, “Tarsus’ta gezmemizin sebebi, Özge’nin ablasından izin alması ve o saate kadar birlikte vakit geçirmemizdi” dedi.
Saat 20.00’de AVM’nin önünde minibüs beklediklerini vurgulayan B.N.G., “Otobüsüm daha önce geldiği için ben binip Özgecan’ın yanından ayrıldım. Ben ayrılana kadar herhangi bir şüpheli durum ile karşılaşmadım. Yurduma gittikten sonra Özge’nin ablası Beste bana mesaj attı. ‘Özge nerede?’ diye sorunca ‘Beş-on dakika sonra gelir’ dedim. On dakika sonra ben Beste’ye mesaj attım. ‘Geldi mi?’ diye sordum. Gelmediğini söyledi. Daha sonra polise gittiklerini Beste’den öğrendim” diye konuşu. Özgecan Aslan’ın okuldan erken çıktığı günde “TOK” adı verilen minibüsleri kullandığını kaydeden B.N.G., “Bu taşıma servisinden samimi olduğu kimse yoktur. Husumeti olduğu bir kimse var mı, yok mu, bilmiyorum; olacağını sanmıyorum” dedi. Özgecan’la aynı anda minibüse binen yolculardan Halil İbrahim Tekir, “Ben şoför mahallinin yan tarafında öndeki koltukta tek başıma oturuyordum. Yolcu olarak dört-beş kişi daha vardı. Ben Üzümlü Kavşağı’nda indim. Yol boyunca otobüs içinde herhangi bir tartışma veya olayla karşılaşmadım. Son derece sakin bir yolculuk yaptık” dedi.
KATİL ZANLISININ EŞİ: YÜZÜNDE KAN, GÖZÜNDE MORLUK VARDI
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Suphi Altındöken’in eşi N.A. Tarsus Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı’nda alınan ifadesinde, cinayet günü eve gelen eşinin yüzünde, ellerinde, boynunda çırmık ve çizik izleri ve kan lekelerinin olduğunu, gözünün altında morarma bulunduğunu söyledi. Evde pantolonunu değiştirip elini yüzünü yıkadığını ve gözüne buz koyduğunu belirten N.A. “Bir tedirginlik hali mevcuttu. Ne olduğunu sorduğumda minibüste kavga ettiğini söyledi. 10-15 dakika sonra arkadaşı Fatih’in yanına gitmek üzere evden ayrıldı” dedi. Eşinin gece eve gelmemesi üzerine meraklanarak aradığını, telefonu kayınpederi Necmettin’in çıktığını belirten N.A. “Kayınpederim karakolda olduklarını, ifade verdiklerini, merak edecek bir şey olmadığını söyledi. Eşim saat 07-08 sıralarında eve geldi. Minibüslerin kalktığı yere gideceğini, kavga olayının şahidi olan ve devamlı minibüsü kullanan yolculardan birini görmeye gideceğini belirterek, evden çıktı. Bana gönderilen mesajları ve arama kaydını silmemi istedi. Yaklaşık bir saat sonra eve geldi ve Fatih’in yanına gidiyorum diyerek, ayrıldı. Saat 12.30 civarında ayrıldı ve bir daha kendisini görmedim. Aramama rağmen telefonu kapalı olduğu için kendisiyle görüşemedim” dedi. Özgecan Aslan’ın öldürülmesine ilişkin Altındöken, “Bu konuyu ilk defa sizden duyuyorum. Şu anda şok geçiriyorum. Bana kendisi bu konudan hiç bahsetmedi. Kendisinin yakalanması konusunda size her türlü yardıma hazırım” diye konuştu.
Suphi Altındöken’in şoför arkadaşlarından Ahmet Akar da 12 Şubat akşamı karşılaştığı saldırganın yüzünden “tırnak batma izlerinden yaralanmalar” olduğunu belirterek, “Bizimle selamlaşırken elinde kesici alet yaralanmasının olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorduk. Aynı gün kavga ettiğini, akşam saatinden beri jandarmada olduklarını söyledi. Benden 100 TL borç istedi. Param olmadığından veremeyeceğimi söyledim” dedi.
ÖZGECAN’IN ARKADAŞI: OTOBÜSÜM ÖNCE GELİNCE AYRILDIM
Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü Hazırlık Sınıfı’nda okuyan B.N.G., Özgecan Aslan’la yakın arkadaş olduklarını, sürekli görüştüklerini, 11 Şubat’ta saat 13.30’da birlikte üniversite servisine binerek Tarsus’taki Yarenlik Alanı’nda indiklerini söyledi. İlkin Ziraat Bankası’na giderek kredi işlemi yaptıklarını, ardından da Yarenlik Alanı’na uğradıklarını anlattı. Buradan Tarsus Alışveriş Merkezi’ne (AVM) gittiklerini, saat 17-20 arasında AVM’de gezdiklerini belirterek, “Tarsus’ta gezmemizin sebebi, Özge’nin ablasından izin alması ve o saate kadar birlikte vakit geçirmemizdi” dedi.
Saat 20.00’de AVM’nin önünde minibüs beklediklerini vurgulayan B.N.G., “Otobüsüm daha önce geldiği için ben binip Özgecan’ın yanından ayrıldım. Ben ayrılana kadar herhangi bir şüpheli durum ile karşılaşmadım. Yurduma gittikten sonra Özge’nin ablası Beste bana mesaj attı. ‘Özge nerede?’ diye sorunca ‘Beş-on dakika sonra gelir’ dedim. On dakika sonra ben Beste’ye mesaj attım. ‘Geldi mi?’ diye sordum. Gelmediğini söyledi. Daha sonra polise gittiklerini Beste’den öğrendim” diye konuşu. Özgecan Aslan’ın okuldan erken çıktığı günde “TOK” adı verilen minibüsleri kullandığını kaydeden B.N.G., “Bu taşıma servisinden samimi olduğu kimse yoktur. Husumeti olduğu bir kimse var mı, yok mu, bilmiyorum; olacağını sanmıyorum” dedi. Özgecan’la aynı anda minibüse binen yolculardan Halil İbrahim Tekir, “Ben şoför mahallinin yan tarafında öndeki koltukta tek başıma oturuyordum. Yolcu olarak dört-beş kişi daha vardı. Ben Üzümlü Kavşağı’nda indim. Yol boyunca otobüs içinde herhangi bir tartışma veya olayla karşılaşmadım. Son derece sakin bir yolculuk yaptık” dedi.