Özay Şendir’den Diyarbakır’daki müdüre sert eleştiri! ‘Önce öğretmensin sonra memur...’

Bugünkü köşesinde, Diyarbakır’da bir kız çocuğunu üniforması olmadığı için derslere almayan okul müdürünü eleştiren Özay Şendir, “Önce öğretmensin sonra memur” değerlendirmesinde bulundu.

Milliyet yazarı Özay Şendir, bugünkü köşesinde Diyarbakır’da yaşanan bir olayı kaleme aldı ve 14 yaşındaki kız çocuğunu üniforması olmadığı için derslere almayan okul müdürünü eleştirdi. “Bir memur ‘yasa der, yönetmelik der’, böyle bir uygulama yapabilir, bir öğretmen böyle davranmaz” diyen Şendir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir öğretmen okulun olduğu mahallenin gelir durumu iyi olanlara başvurur, bir öğretmen kaymakamlığı arar, belediyeyi arar, kime ulaşabiliyorsa ulaşır, bunlar gerçek bir öğretmene zor gelmez.”

Özay Şendir’in bugünkü köşesinden ‘Önce öğretmensin sonra memur’ başlıklı bölüm şöyle:

“Diyarbakır’da 14 yaşında bir kız çocuğu üniforması olmadığı için İstiklal Marşı töreninden sonra okul müdürü tarafından derslere alınmadı.

Biz birinin hikâyesini öğrendik ama aslında üniforması olmadığı için derse alınmayan çocuk sayısı daha fazla.

Bir memur “yasa der, yönetmelik der”, böyle bir uygulama yapabilir, bir öğretmen böyle davranmaz.

Bir öğretmen okulun olduğu mahallenin gelir durumu iyi olanlara başvurur,

Bir öğretmen kaymakamlığı arar, belediyeyi arar, kime ulaşabiliyorsa ulaşır.

Bunlar gerçek bir öğretmene zor gelmez ama hadi bunlar zor geldi diyelim,

Bir öğretmen sosyal medya hesaplarından yardım ister, AHBAP’a ulaşır, okulların ihtiyaçlarını duyuran sitelere mesaj yazar,

Gerçek bir öğretmen üniforma üreten tekstil firmalara mail atar.

Çocukları derse almamak en kolayı, en zahmetsiz olanı, bir öğretmen kolayı ve zahmetsiz olanı seçmez.

Güneydoğu’da kız çocukları okula gönderilsin, küçük yaşta gelin olmasın diye onlarca yıl kampanyalar düzenlendi.

Bir öğretmen onca yılın çabasını bilir ve ona göre davranır.

Bu ülke gençler dağa gitmesin diye uğraşıyor on yıllardır, bir öğretmen terörün istediği zehirli propaganda ortamına fırsat tanımaz, çocukları her şekilde okulda tutar.

1936’da öğretmenliğe başlayan ve ben doğuncaya kadar 33 yıl öğretmenlik yapan anneannem Sabriye Hanım, bana önlük alacağı zamanlarda, yazlıkta okula giden bahçıvan çocuklarına da önlük, beslenme çantası, kırtasiye malzemesi alırdı.

Çocuk aklımla kıskanır, neden diye sorardım, “Ben bir öğretmenim, babaları çocuklarını yük görmesinler, onlar da okusunlar” derdi.

Öğretmen çalışsa da emekli olsa da her çocuğun eğitim alması için uğraşan, şartları zorlayandır.

Yenişehir Şehitlik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlıymış.

Müdür Eyüp Uçak Bey, Şeval’in üniforma ve kırtasiye ihtiyaçları hazır, bir yöntem söyleyin, bize ulaştırmak için.

Öğretmen olmak ile memur olmak arasındaki farkı bilen eğitimcilerden MEF Okulları Genel Müdürü Erdoğan Bozdemir hocamla da konuştum, onlar da öğrencileriyle bu sene Diyarbakır’daki o okula ellerini uzatacaklar. Aradaki memur mantığını çıkarın, siz öğretmenler olarak konuşun, kalanı hemen halledilir Hocam.”

Yazının tamamı için tıklayın!