OZAN ORHON KENDİSİNE "HORMONLU BANDERAS'' DİYEN ESKİ EŞİNE NE YANIT VERDİ
Popçu Ozan Orhon eski eşi Ebru Şallı'ya göndermede bulunurak "şimdi onunla yarrışıyoruz"
“Ozan Orhon ölüm döşeğinde... Kızı başucunda ağlıyor” haberleri magazin gündemine birbiri ardına düşmeye başladı. Hemen herkes Orhon’un bu durumundan mide kelepçesi operasyonunu sorumlu tuttu. Oysa işin ardında çok daha derin bir sebep var. Bir dönemin ünlü popçusu, kilolarıyla dalga geçilmesi, eski eşi Ebru şallı’nın ona “Hormonlo Banderas” demesi nedeniyle bu duruma geldiğini, kilosunu eleştirenlere kendince bir ders vermeye kalktığını söylüyor.
Geçtiğimiz günlerde ölüm döşeğinde olduğunuz ve kızınız Yağmur’un başucunuzda ağladığına dair haberler çıktı. Nedir işin aslı?
- Bir magazin programına çıktım, ertesi gün gazetelerde ölüyormuşum diye bir haber yayımlandı. Bütün sülalem iki gözü iki çeşme aradı. Ben şimdi sana dava açmayayım da ne yapayım! Tamam geçen sene komaya girdim ama bu sanki yeni bir konuymuş gibi yazılmış. Her kelepçe olayından sonra mutlaka beni gündeme getiriyorlar.
Siz kelepçe taktırmadan önce diyetisyene gidip zayıflamayı denediniz mi hiç?
- Kimlere gitmedim ki! Spor hocalarıyla da çalıştım. 20-30 kilo veriyorum, sonrasında iki katını geri alıyorum. 137 kilo olmuştum bir ara...
Şimdi kaç kilosunuz?
- 59... Bu kadarı da iyi değil ama, ortasını bulmak lazım.
“Kilo almaktansa ölmeyi tercih ederim” demişsiniz, doğru mu?
- Evet. Mesela sabah kalkıyorum, aynaya bakıyorum, “Çok kiloluyum” diyorum. Asıl problem bu düşünceyi ortadan kaldırabilmek!
ASKERDE TANKÇIYDIM AMA TANKA SIĞMADIM
Değdi mi peki bu kadar eziyet çekmenize?
- Hiç değmedi. Tam tersine kendimi çok yordum. Zayıflamayı başardım ama bir de bana sorun. Eskiden 3-4 saat sahnede kalabilirken şimdi 1-2 saatte yorgun düşüyorum. Askere başvurduğumda 110 kiloydum, askere almadılar. Boy ve kilodan çürük raporu verdiler. Kabul etmedim. Gittim daire başkanına, askerlik görevimi yapmak istediğimi söyledim. Nizamiyede size kıyafet veriyorlar ya bana tek palaska olmadı, çift palaska kullandım. Tankçıydım, tanka sığmadım! Uzaktan bakıyordum tanklara!
İnsanların eleştirileri ne kadar etkili oldu zayıflamaya karar vermenizde?
- Dış etkenler insan psikolojisini çok etkiliyor. Bundan 3-4 yıl önce yapımcım dahil herkes “Aman kilo ver, kilo vermezsen hiçbir şey olmaz” diye eleştirirdi beni. ıçine atıyorsun tüm bunları, birikiyor. Sonra bir gün geliyor, “Ölüm de olsa kilo vereceğim” diyorsun. “Kilo verelim de bazı insanlara ders olsun” dedim ben de... Bir de bana diyorlardı ki; “Kilo ver, yakışıklı adamsın. Bütün dizi film yapımcıları peşinde olacak.” Hani verdik kilo! Haydi buradayım, nerede film teklifleri? Ben kilolu halimle bile üç tane reklam filminde oynadım.
ARTIK KİLO KONUSUNDA EBRU’YLA KAPIŞIYORUZ
Eski eşiniz Ebru şallı’nın size; “Hormonlu Banderas” demesi çok incitti mi sizi?
- Kendisi de iskeletor. Gerçi şu anda kapışıyoruz kilo konusunda onunla.
Doktorunuz ne diyor kelepçe konusunda?
- Midem katı olan hiçbir şeyi kabul etmiyor artık. Karpuz bile yiyemiyorum! Röntgen çekecekler, duruma bakacaklar işte... Eğer bir problem yoksa kalacak. Çıkartma işlemi açık operasyon. Komple açılıyor, aman aman! Gerçi çıkartsam da zaten eski halime dönmem asla. Eskiden olsa gece 3’te kalkıp bir tencere makarna yapıyordum. Boşanmalar, olaylar, alkol beni olumsuz etkiledi. Alkolik olma seviyesine geldim. Kelepçeden sonra alkolü de bıraktım. Haftada iki gün futbol oynamaya başladım. Ama şu an futbol yasak. Vücuttaki yağlar gittiği için kaslardan yiyorum artık. Hatta kalp kaslarımdan bile! şu an 39 yaşındayım. “Tam tehlikeli yaşta ve durumdasın. Kurtaramayız” diyor doktor.
Kelepçe ne kadar kalacak peki?
- Ömür boyu olabilir...
Kilo vermeye hep devam mı edeceksiniz yani?
- Bulimia olayını halledersek bir problem kalmayacak. Aslında bulimik değilim ama kelepçeden dolayı istifra ediyorum, yiyemiyorum. Bir pıhtılaşma varsa ve kelepçeyi düzeltirlerse yine yemeye başlayacağım. Sıvı içebiliyorum ama biraz yiyince nefes alamıyormuşum gibi kalıyor boğazımda.
Şu an 59 kilosunuz. Peki ideal kilonuz kaç?
- 70...
ARTIK EVLENEMEM KIZIM YASAKLADI
Özel hayatınız da pek yolunda gitmedi sizin...
- Varsa doğru düzgün ilişki yaşayalım. Piyasada evlenilecek kadın yok. Gidiyorsun bir gece kulübüne, herkes işi paraya dökmüş durumda şu an. 17-18 yaşındaki kızlar gece kulübünde meze oluyor. Ama o hayatı kendileri istiyorlar. “Bu adamda para var mıdır? Aa, bunu koparalım” durumları... şoklar geçiriyorum. Biz de gençlik yaşadık. Tek bildiğimiz dans etmekti. Kız tavlamak büyük olaydı. Zaten ben evlenemem. Yağmur yasakladı bana.
Neden?
- Çünkü annesi evleniyor. Kızım da kararını verdi, artık benimle yaşamak istiyor. O yüzden bu seneden itibaren Yağmur benimle kalacak. Sorumluluklarım ikiye katlanıyor.
İlişkilerinizde yeterince fedakar mıydınız?
- Zaten ondan kaybettim hep... Ben arkadaş ilişkilerinde de öyleyim. 5 lira olsun cebimde, arkadaşım zor durumdaysa ben aç kalırım yine de o 5 lirayı arkadaşıma veririm. O yüzden de hayatım boyunca kullanıldım.
Evlendiğiniz kadınlardan daha ünlüydünüz zamanında. Bugün onlar sizden daha fazla tanınıyor...
- Evet, leydi oldular artık! Evlendiğim kadınlar, yaşça küçüktü benden. Ebru 18, Yeşim ise 19’undaydı. Onların durumuna “Hülya Avşar sendromu” diyorum. O dönemde meşhur olan kızların hepsi Hülya Avşar’ı kendilerine örnek aldılar. Ama Hülya kolay gelmedi bugünlere, tırnaklarıyla kazıdı. Ama bunlar çalışmadan bir yere gelmeye çalışıyor. Hülya sınıf atladı, nereden nereye geldi, çünkü kendini hep yetiştirdi. Pilates yapmakla olmuyor bu işler. Bende de hata var, hep güzel kadın sevdiğim için öyleleriyle evlendim. Davul bile dengi dengine. Bazı şeyler sırf güzellikle olmuyor.
DEMET ÜNİVERSİTEDE TEZ KONUSU OLUR
Bir dönemin en sevilen popçularındandınız. Yakında da bir single çıkaracaksınız. şimdi nasıl buluyorsunuz müzik piyasasını?
- İş tamamen ticarete dönmüş! Radyolar bile şarkını çalmak için 2 bin dolar istiyor. Müzik marketleri dolaşıyorum, CD’ler raflarda duruyor. Bir bakıyorum Serdar Ortaç CD’si 18 TL... 7’den, 8’den sat da korsana gitmesin millet işte... Sonra da “Albüm satamıyoruz” diye ağlıyorlar. Piyasada 3-5 tane insan para kazanan, diğerleri oturuyor. Sanki Türkiye’de sadece bir Serdar Ortaç, Ajda Pekkan var, başka kimse yok!
Demet Akalın’ı unutmayın...
- Zaten o tam bir mucize, durumunu daha çözemedim. Üniversitede okuyor olsam tez konusu yapardım onu.
Hürriyet
Geçtiğimiz günlerde ölüm döşeğinde olduğunuz ve kızınız Yağmur’un başucunuzda ağladığına dair haberler çıktı. Nedir işin aslı?
- Bir magazin programına çıktım, ertesi gün gazetelerde ölüyormuşum diye bir haber yayımlandı. Bütün sülalem iki gözü iki çeşme aradı. Ben şimdi sana dava açmayayım da ne yapayım! Tamam geçen sene komaya girdim ama bu sanki yeni bir konuymuş gibi yazılmış. Her kelepçe olayından sonra mutlaka beni gündeme getiriyorlar.
Siz kelepçe taktırmadan önce diyetisyene gidip zayıflamayı denediniz mi hiç?
- Kimlere gitmedim ki! Spor hocalarıyla da çalıştım. 20-30 kilo veriyorum, sonrasında iki katını geri alıyorum. 137 kilo olmuştum bir ara...
Şimdi kaç kilosunuz?
- 59... Bu kadarı da iyi değil ama, ortasını bulmak lazım.
“Kilo almaktansa ölmeyi tercih ederim” demişsiniz, doğru mu?
- Evet. Mesela sabah kalkıyorum, aynaya bakıyorum, “Çok kiloluyum” diyorum. Asıl problem bu düşünceyi ortadan kaldırabilmek!
ASKERDE TANKÇIYDIM AMA TANKA SIĞMADIM
Değdi mi peki bu kadar eziyet çekmenize?
- Hiç değmedi. Tam tersine kendimi çok yordum. Zayıflamayı başardım ama bir de bana sorun. Eskiden 3-4 saat sahnede kalabilirken şimdi 1-2 saatte yorgun düşüyorum. Askere başvurduğumda 110 kiloydum, askere almadılar. Boy ve kilodan çürük raporu verdiler. Kabul etmedim. Gittim daire başkanına, askerlik görevimi yapmak istediğimi söyledim. Nizamiyede size kıyafet veriyorlar ya bana tek palaska olmadı, çift palaska kullandım. Tankçıydım, tanka sığmadım! Uzaktan bakıyordum tanklara!
İnsanların eleştirileri ne kadar etkili oldu zayıflamaya karar vermenizde?
- Dış etkenler insan psikolojisini çok etkiliyor. Bundan 3-4 yıl önce yapımcım dahil herkes “Aman kilo ver, kilo vermezsen hiçbir şey olmaz” diye eleştirirdi beni. ıçine atıyorsun tüm bunları, birikiyor. Sonra bir gün geliyor, “Ölüm de olsa kilo vereceğim” diyorsun. “Kilo verelim de bazı insanlara ders olsun” dedim ben de... Bir de bana diyorlardı ki; “Kilo ver, yakışıklı adamsın. Bütün dizi film yapımcıları peşinde olacak.” Hani verdik kilo! Haydi buradayım, nerede film teklifleri? Ben kilolu halimle bile üç tane reklam filminde oynadım.
ARTIK KİLO KONUSUNDA EBRU’YLA KAPIŞIYORUZ
Eski eşiniz Ebru şallı’nın size; “Hormonlu Banderas” demesi çok incitti mi sizi?
- Kendisi de iskeletor. Gerçi şu anda kapışıyoruz kilo konusunda onunla.
Doktorunuz ne diyor kelepçe konusunda?
- Midem katı olan hiçbir şeyi kabul etmiyor artık. Karpuz bile yiyemiyorum! Röntgen çekecekler, duruma bakacaklar işte... Eğer bir problem yoksa kalacak. Çıkartma işlemi açık operasyon. Komple açılıyor, aman aman! Gerçi çıkartsam da zaten eski halime dönmem asla. Eskiden olsa gece 3’te kalkıp bir tencere makarna yapıyordum. Boşanmalar, olaylar, alkol beni olumsuz etkiledi. Alkolik olma seviyesine geldim. Kelepçeden sonra alkolü de bıraktım. Haftada iki gün futbol oynamaya başladım. Ama şu an futbol yasak. Vücuttaki yağlar gittiği için kaslardan yiyorum artık. Hatta kalp kaslarımdan bile! şu an 39 yaşındayım. “Tam tehlikeli yaşta ve durumdasın. Kurtaramayız” diyor doktor.
Kelepçe ne kadar kalacak peki?
- Ömür boyu olabilir...
Kilo vermeye hep devam mı edeceksiniz yani?
- Bulimia olayını halledersek bir problem kalmayacak. Aslında bulimik değilim ama kelepçeden dolayı istifra ediyorum, yiyemiyorum. Bir pıhtılaşma varsa ve kelepçeyi düzeltirlerse yine yemeye başlayacağım. Sıvı içebiliyorum ama biraz yiyince nefes alamıyormuşum gibi kalıyor boğazımda.
Şu an 59 kilosunuz. Peki ideal kilonuz kaç?
- 70...
ARTIK EVLENEMEM KIZIM YASAKLADI
Özel hayatınız da pek yolunda gitmedi sizin...
- Varsa doğru düzgün ilişki yaşayalım. Piyasada evlenilecek kadın yok. Gidiyorsun bir gece kulübüne, herkes işi paraya dökmüş durumda şu an. 17-18 yaşındaki kızlar gece kulübünde meze oluyor. Ama o hayatı kendileri istiyorlar. “Bu adamda para var mıdır? Aa, bunu koparalım” durumları... şoklar geçiriyorum. Biz de gençlik yaşadık. Tek bildiğimiz dans etmekti. Kız tavlamak büyük olaydı. Zaten ben evlenemem. Yağmur yasakladı bana.
Neden?
- Çünkü annesi evleniyor. Kızım da kararını verdi, artık benimle yaşamak istiyor. O yüzden bu seneden itibaren Yağmur benimle kalacak. Sorumluluklarım ikiye katlanıyor.
İlişkilerinizde yeterince fedakar mıydınız?
- Zaten ondan kaybettim hep... Ben arkadaş ilişkilerinde de öyleyim. 5 lira olsun cebimde, arkadaşım zor durumdaysa ben aç kalırım yine de o 5 lirayı arkadaşıma veririm. O yüzden de hayatım boyunca kullanıldım.
Evlendiğiniz kadınlardan daha ünlüydünüz zamanında. Bugün onlar sizden daha fazla tanınıyor...
- Evet, leydi oldular artık! Evlendiğim kadınlar, yaşça küçüktü benden. Ebru 18, Yeşim ise 19’undaydı. Onların durumuna “Hülya Avşar sendromu” diyorum. O dönemde meşhur olan kızların hepsi Hülya Avşar’ı kendilerine örnek aldılar. Ama Hülya kolay gelmedi bugünlere, tırnaklarıyla kazıdı. Ama bunlar çalışmadan bir yere gelmeye çalışıyor. Hülya sınıf atladı, nereden nereye geldi, çünkü kendini hep yetiştirdi. Pilates yapmakla olmuyor bu işler. Bende de hata var, hep güzel kadın sevdiğim için öyleleriyle evlendim. Davul bile dengi dengine. Bazı şeyler sırf güzellikle olmuyor.
DEMET ÜNİVERSİTEDE TEZ KONUSU OLUR
Bir dönemin en sevilen popçularındandınız. Yakında da bir single çıkaracaksınız. şimdi nasıl buluyorsunuz müzik piyasasını?
- İş tamamen ticarete dönmüş! Radyolar bile şarkını çalmak için 2 bin dolar istiyor. Müzik marketleri dolaşıyorum, CD’ler raflarda duruyor. Bir bakıyorum Serdar Ortaç CD’si 18 TL... 7’den, 8’den sat da korsana gitmesin millet işte... Sonra da “Albüm satamıyoruz” diye ağlıyorlar. Piyasada 3-5 tane insan para kazanan, diğerleri oturuyor. Sanki Türkiye’de sadece bir Serdar Ortaç, Ajda Pekkan var, başka kimse yok!
Demet Akalın’ı unutmayın...
- Zaten o tam bir mucize, durumunu daha çözemedim. Üniversitede okuyor olsam tez konusu yapardım onu.
Hürriyet