ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ'NİN CAROLİNE'İ DİZİDEN GÖNDERİLİYOR MU?
İlk bölümlerini keyifle izledim 'Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin. Senaryo, köşeleri güzel tutmuştu
ÖYLE BiR GEÇER CAROLINE
İlk bölümlerini keyifle izledim ’Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin. Senaryo, köşeleri güzel tutmuştu. Parçalanan aile, Hollanda’daki sevgili, geçmişe göndermeler vs. Sonra dizi bugünü içinde sıradan bildik, beylik ’dizi olaylarının’ geçtiği, geçmişi ise ’dizide geçmişi kullandık bari kalsın’ izlenimi veren bir nevi sos olarak durduğu dizi haline geldi. Bu akşam Caroline öpüşecek, Ali’yi fena halde aldatacak. Caroline’in öpüşmelerinin konuşulması gayet doğal. Bekliyordum. Acele Türkiye’ye getirdiler. Eh bir an önce gitmesi gerekiyordu gönderdiler.
Bu arada , Wilma Elles rolünü gayet iyi oynuyor bunu belirteyim. Olması gerektiği gibi. Dizinin “Bunu ancak sen yaparsın” yükünü de çekiyor. “Erotik filmde oynamış” diye haberler de çıktı. Denk geldim on dakikalik bir görüntü. 2007 yılında yapılan ve Wilma Elles’in da oynadığı ‘Kutsal Çelişkiler’ isimli film. İran’dan recm cezasından kaçan Ayşe ile Wilma kızımız işte (kendisi rahibe rolünde) karşılaşır. Her iki taraf dinin baskıcı yönlerinden bıkmıştır. Kendilerini rahat bir yatağa atmayı tercih ederler. Yani basitleştirmiyorum. İzleyince derinlik bu kadar.
Güya ’kadınların tabuları yıkmak, taassubun baskısından kurtulmak’ gibi mesajların verildiği zannedilen, çekimleri de “Abi bi kamera bul da çekelim şu filmi” der gibi hali olan, üzerinde bile durulmaya değmez bir görüntü silsilesi. Erotik görüntü bekleyenler pek öyle umutlanmasın. Yatakta ’din baskısından’ kurtulan iki karakter biraz güreşi andıran görüntülerle sevişir gibi yapıyor!
SENARİST NEDEN DEĞİŞTİ?
’Küstüm Çiçeği’ ekibinden senarist Güliz Kucur ile ilgili bir açıklama geldi. Köşemde dizinin senaristinin değiştiğini, TRT’nin senaryoya karıştığını yazmıştım. Açıklamada; "Günümüzde her projenin kurulum aşaması kanallarla ortak yürütülmektedir. ’Küstüm Çiçeği’ dizisinin, proje kurulumu da TRT ile karşılıklı toplantı ve istişarelerle güçlendirilmiştir. Ancak söz konusu yazınızda belirtildiği üzere TRT’nin projemize doğrudan müdahele ve yönlendirmesi olmamıştır" deniliyor. Dizinin senaristi Güliz Kucur ile ilgili olan bölüm ise şöyle; "Sn. Güliz Kucur’la ’Küstüm Çiçeği’ dizisiyle ilgili altı bölüm süren bir çalışma yürüttük.
Sn. Güliz Kucur’un performans düşüklüğü nedeniyle, geçmişe ve geleceğe dair gerekli telif ücretlerini ödeyerek anlaşıp yollarımızı ayırmış bulunmaktayız. Şu an yeni bir senaryo ekibiyle yolumuza devam etmekteyiz ve bu bizim dizimizin performansına da olumlu olarak yansımış bulunmak-tadır." Bakalım bu değişiklik izlenme oranlarına ne ölçüde yansıyacak?
OBEZ ÇOCUK HABERİNE BAKIN
Kanal 7 Ana Haber Bülteni’nde sekiz yaşında 100 kilo alan çocuk haberi vardı. Görüntüde zor yürüyen sürekli yemek yiyen bir çocuk görüntüsü. Haberi daha’ ilginç’ kılmak adına kutu meşrubatla bisküvi de veriyorlar eline. Veren de babası. Çocuğun canına minnet ne verilirse yiyor zaten. Durumu vahim. Baba uğraştığını söylüyor zayıflatmak için ama habere ’renk’ katsın diye oğlunu besliyor! Çocuğun yediğini anlamak için haline bakmak yeterli bir de ona ’espri’ olsun diye yemek vermek olsa olsa bir nevi işkencedir.
STADYUM YAYINLAMADI
Erdoğan Arıkan, Beşiktaş - Bursa maçı öncesine yaşananlara ait görüntüleri programda yayınlamayacaklarını söyledi. "Biz bu görüntüleri göstermeyeceğiz" dedi. Programın bir futbol programı olduğunu, yaşananların maçın güzelliğini gölgeleyeceği görüşündeydi Arıkan.
Elinde bayrakla sahaya giren bir Bursa taraftarının görüntüsünün de olduğunu ama bunu da yayınlamayacaklarını söyledi. ’Bu tür şovlara prim vermeme’ gerekçesiyle savundu.
Aynı zaman dilimi içinde Kanaltürk’te ’Telegol’de olayların neredeyse ’ham görüntüleri’ dediğimiz, ’sansürlenmemiş’ hali gösterimdeydi. Altyazıda; ’7 Yıllık Kavga Hasreti Sona Erdi’ yazısı ünlem işaretiyle yer alıyordu. ’Stadyum’ olay görüntülerin haber bültenlerinde yeterince yer aldığını da vurgulayarak işin ’haber’ yönünü kendi programının dışına çıkarıyordu.
Böyle bir olayın futbol programında tartışılmasıyla abartılması arasında ince bir çizginin güzel örneği yaşandı aslında. ’Stadyum’ hiç görmezken, ’Telegol’ "Ver coşkuyu" havasındaydı.
Sina KOLOĞLU / MİLLİYET
İlk bölümlerini keyifle izledim ’Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin. Senaryo, köşeleri güzel tutmuştu. Parçalanan aile, Hollanda’daki sevgili, geçmişe göndermeler vs. Sonra dizi bugünü içinde sıradan bildik, beylik ’dizi olaylarının’ geçtiği, geçmişi ise ’dizide geçmişi kullandık bari kalsın’ izlenimi veren bir nevi sos olarak durduğu dizi haline geldi. Bu akşam Caroline öpüşecek, Ali’yi fena halde aldatacak. Caroline’in öpüşmelerinin konuşulması gayet doğal. Bekliyordum. Acele Türkiye’ye getirdiler. Eh bir an önce gitmesi gerekiyordu gönderdiler.
Bu arada , Wilma Elles rolünü gayet iyi oynuyor bunu belirteyim. Olması gerektiği gibi. Dizinin “Bunu ancak sen yaparsın” yükünü de çekiyor. “Erotik filmde oynamış” diye haberler de çıktı. Denk geldim on dakikalik bir görüntü. 2007 yılında yapılan ve Wilma Elles’in da oynadığı ‘Kutsal Çelişkiler’ isimli film. İran’dan recm cezasından kaçan Ayşe ile Wilma kızımız işte (kendisi rahibe rolünde) karşılaşır. Her iki taraf dinin baskıcı yönlerinden bıkmıştır. Kendilerini rahat bir yatağa atmayı tercih ederler. Yani basitleştirmiyorum. İzleyince derinlik bu kadar.
Güya ’kadınların tabuları yıkmak, taassubun baskısından kurtulmak’ gibi mesajların verildiği zannedilen, çekimleri de “Abi bi kamera bul da çekelim şu filmi” der gibi hali olan, üzerinde bile durulmaya değmez bir görüntü silsilesi. Erotik görüntü bekleyenler pek öyle umutlanmasın. Yatakta ’din baskısından’ kurtulan iki karakter biraz güreşi andıran görüntülerle sevişir gibi yapıyor!
SENARİST NEDEN DEĞİŞTİ?
’Küstüm Çiçeği’ ekibinden senarist Güliz Kucur ile ilgili bir açıklama geldi. Köşemde dizinin senaristinin değiştiğini, TRT’nin senaryoya karıştığını yazmıştım. Açıklamada; "Günümüzde her projenin kurulum aşaması kanallarla ortak yürütülmektedir. ’Küstüm Çiçeği’ dizisinin, proje kurulumu da TRT ile karşılıklı toplantı ve istişarelerle güçlendirilmiştir. Ancak söz konusu yazınızda belirtildiği üzere TRT’nin projemize doğrudan müdahele ve yönlendirmesi olmamıştır" deniliyor. Dizinin senaristi Güliz Kucur ile ilgili olan bölüm ise şöyle; "Sn. Güliz Kucur’la ’Küstüm Çiçeği’ dizisiyle ilgili altı bölüm süren bir çalışma yürüttük.
Sn. Güliz Kucur’un performans düşüklüğü nedeniyle, geçmişe ve geleceğe dair gerekli telif ücretlerini ödeyerek anlaşıp yollarımızı ayırmış bulunmaktayız. Şu an yeni bir senaryo ekibiyle yolumuza devam etmekteyiz ve bu bizim dizimizin performansına da olumlu olarak yansımış bulunmak-tadır." Bakalım bu değişiklik izlenme oranlarına ne ölçüde yansıyacak?
OBEZ ÇOCUK HABERİNE BAKIN
Kanal 7 Ana Haber Bülteni’nde sekiz yaşında 100 kilo alan çocuk haberi vardı. Görüntüde zor yürüyen sürekli yemek yiyen bir çocuk görüntüsü. Haberi daha’ ilginç’ kılmak adına kutu meşrubatla bisküvi de veriyorlar eline. Veren de babası. Çocuğun canına minnet ne verilirse yiyor zaten. Durumu vahim. Baba uğraştığını söylüyor zayıflatmak için ama habere ’renk’ katsın diye oğlunu besliyor! Çocuğun yediğini anlamak için haline bakmak yeterli bir de ona ’espri’ olsun diye yemek vermek olsa olsa bir nevi işkencedir.
STADYUM YAYINLAMADI
Erdoğan Arıkan, Beşiktaş - Bursa maçı öncesine yaşananlara ait görüntüleri programda yayınlamayacaklarını söyledi. "Biz bu görüntüleri göstermeyeceğiz" dedi. Programın bir futbol programı olduğunu, yaşananların maçın güzelliğini gölgeleyeceği görüşündeydi Arıkan.
Elinde bayrakla sahaya giren bir Bursa taraftarının görüntüsünün de olduğunu ama bunu da yayınlamayacaklarını söyledi. ’Bu tür şovlara prim vermeme’ gerekçesiyle savundu.
Aynı zaman dilimi içinde Kanaltürk’te ’Telegol’de olayların neredeyse ’ham görüntüleri’ dediğimiz, ’sansürlenmemiş’ hali gösterimdeydi. Altyazıda; ’7 Yıllık Kavga Hasreti Sona Erdi’ yazısı ünlem işaretiyle yer alıyordu. ’Stadyum’ olay görüntülerin haber bültenlerinde yeterince yer aldığını da vurgulayarak işin ’haber’ yönünü kendi programının dışına çıkarıyordu.
Böyle bir olayın futbol programında tartışılmasıyla abartılması arasında ince bir çizginin güzel örneği yaşandı aslında. ’Stadyum’ hiç görmezken, ’Telegol’ "Ver coşkuyu" havasındaydı.
Sina KOLOĞLU / MİLLİYET