ÖSYM'den doktorların ilanına yanıt
ÖSYM, bir grup doktor adına gazetelere verilen ilana cevap verdi.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), TUS ile Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı'na (DUS) girdiğini iddia eden bir grup doktor adına gazetelere verilen ilan üzerine açıklama yaptı.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, bazı günlük gazetelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu "yanıltıcı mahiyette" açık mektup yazan bir grubun, ÖSYM'yi ağır suçlamalarla töhmet altında bırakacak ifadeler kullandığı belirtildi.
Açıklamada, ÖSYM'nin son 4 yıl içinde geliştirmiş olduğu sınav sistemi, güçlendirilmiş insan kaynağı ve günün koşullarında modernize edilmiş teknolojik altyapısıyla yapmış olduğu her işlemi saniyesi saniyesine kontrol altına aldığı ve her saniyenin hesabını verebilecek duruma geldiği ifade edildi.
ÖSYM'nin sınavlarında sorduğu her bir sorunun farklı zamanlarda çok sayıda akademisyen tarafından titizlikle hazırlandığı ve denetlendiğine dikkat çekilen açıklamada, buna rağmen bazı soruların, ortaya çıkan ve çoğu zaman da esasa ilişkin olmayan ancak mutlak adalet bakımından gerekli olduğu düşünüldüğünden, adayların verdikleri cevapların analizi ve bilim kurullarının görüş ve tavsiyeleriyle ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından iptal edildiği anımsatıldı.
Ancak, sürekli değişerek gelişen ve tıp gibi son derece geniş bir alanda farklı yorum ve bakışlara dayanılarak çoğu zamanda umulmadık biçimde mahkemeler tarafından iptal edilen soruların da bulunduğuna işaret edilen açıklamada, bu durumların, ÖSYM tarafından adayları "asla mağdur etmeyecek" biçimde yönetildiğinin altı çizildi.
İlanda iddiadan ibaret olduğu anlaşılan gerçek dışı hususların yer aldığı ve bunların incelendiği kaydedilen açıklamada şunlara değinildi:
"ÖSYM sınavlarına giren ve isteyen her aday, sınavda kendi kullandığı soru kitapçığını, cevap kağıdını ve kendisine ait cevap anahtarını inceleyebilmektedir. ÖSYM hiç bir zaman adaylara, iddia edildiği gibi, "soruları ezberle" demez. Veri tabanında değişiklik yaparak herhangi bir kişiye sağlanacak haksız bir kazanç, karşılığında ağır cezaları gerektirmektedir. Bu ve benzeri düzenlemeler 6114 sayılı Kanun'da açıkça yer almıştır. ÖSYM hiçbir adaya asla haksız kazanç temin etmez.
Söz konusu ilan, ticari malzemesi giderek tükenen bir TUS hazırlık dershanesinin organizasyonu olup asla itibar edilmemelidir. 'Tüm adaylar adına' açıklama yapıldığı iddiası tam karşılığı ile gerçek dışı ve gülünçtür.
Mezkur dershanenin bu saldırılarını yönetmekle görevli olduğu sosyal medya paylaşımlarından anlaşılan, listede ismi bulunan, dershane idarecisi kişinin, bu dershaneye bir şekilde bağlı kişileri organize etmek suretiyle infial ve aynı zamanda reklam amaçlı böylesi bir girişimde bulunduğu açıktır."
ÖSYM’nin oluşturduğu teknik altyapı sayesinde "malum dershane sahibi olarak tanınan diğer bir kişinin de eski bir tarihte başkasının yerine sınava girdiği tespit edildiği" ifade edilen açıklamada, başlatılan soruşturmanın zaman aşımı dolayısıyla akim kaldığı kaydedildi.
Açıklamada, "ÖSYM, sadece hak edene hak ettiğinin verilmesini gerçekleştirmek amacıyla sınav güvenliğinden taviz vermeksizin ölçme kalitesini korumaya yönelik faaliyetlerinden asla vazgeçmeyecek ve Türkiye için olabilecek en güvenilir sınav sistemini sürdürmeye devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan açıklamada, bazı günlük gazetelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu "yanıltıcı mahiyette" açık mektup yazan bir grubun, ÖSYM'yi ağır suçlamalarla töhmet altında bırakacak ifadeler kullandığı belirtildi.
Açıklamada, ÖSYM'nin son 4 yıl içinde geliştirmiş olduğu sınav sistemi, güçlendirilmiş insan kaynağı ve günün koşullarında modernize edilmiş teknolojik altyapısıyla yapmış olduğu her işlemi saniyesi saniyesine kontrol altına aldığı ve her saniyenin hesabını verebilecek duruma geldiği ifade edildi.
ÖSYM'nin sınavlarında sorduğu her bir sorunun farklı zamanlarda çok sayıda akademisyen tarafından titizlikle hazırlandığı ve denetlendiğine dikkat çekilen açıklamada, buna rağmen bazı soruların, ortaya çıkan ve çoğu zaman da esasa ilişkin olmayan ancak mutlak adalet bakımından gerekli olduğu düşünüldüğünden, adayların verdikleri cevapların analizi ve bilim kurullarının görüş ve tavsiyeleriyle ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından iptal edildiği anımsatıldı.
Ancak, sürekli değişerek gelişen ve tıp gibi son derece geniş bir alanda farklı yorum ve bakışlara dayanılarak çoğu zamanda umulmadık biçimde mahkemeler tarafından iptal edilen soruların da bulunduğuna işaret edilen açıklamada, bu durumların, ÖSYM tarafından adayları "asla mağdur etmeyecek" biçimde yönetildiğinin altı çizildi.
İlanda iddiadan ibaret olduğu anlaşılan gerçek dışı hususların yer aldığı ve bunların incelendiği kaydedilen açıklamada şunlara değinildi:
"ÖSYM sınavlarına giren ve isteyen her aday, sınavda kendi kullandığı soru kitapçığını, cevap kağıdını ve kendisine ait cevap anahtarını inceleyebilmektedir. ÖSYM hiç bir zaman adaylara, iddia edildiği gibi, "soruları ezberle" demez. Veri tabanında değişiklik yaparak herhangi bir kişiye sağlanacak haksız bir kazanç, karşılığında ağır cezaları gerektirmektedir. Bu ve benzeri düzenlemeler 6114 sayılı Kanun'da açıkça yer almıştır. ÖSYM hiçbir adaya asla haksız kazanç temin etmez.
Söz konusu ilan, ticari malzemesi giderek tükenen bir TUS hazırlık dershanesinin organizasyonu olup asla itibar edilmemelidir. 'Tüm adaylar adına' açıklama yapıldığı iddiası tam karşılığı ile gerçek dışı ve gülünçtür.
Mezkur dershanenin bu saldırılarını yönetmekle görevli olduğu sosyal medya paylaşımlarından anlaşılan, listede ismi bulunan, dershane idarecisi kişinin, bu dershaneye bir şekilde bağlı kişileri organize etmek suretiyle infial ve aynı zamanda reklam amaçlı böylesi bir girişimde bulunduğu açıktır."
ÖSYM’nin oluşturduğu teknik altyapı sayesinde "malum dershane sahibi olarak tanınan diğer bir kişinin de eski bir tarihte başkasının yerine sınava girdiği tespit edildiği" ifade edilen açıklamada, başlatılan soruşturmanın zaman aşımı dolayısıyla akim kaldığı kaydedildi.
Açıklamada, "ÖSYM, sadece hak edene hak ettiğinin verilmesini gerçekleştirmek amacıyla sınav güvenliğinden taviz vermeksizin ölçme kalitesini korumaya yönelik faaliyetlerinden asla vazgeçmeyecek ve Türkiye için olabilecek en güvenilir sınav sistemini sürdürmeye devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.