"Osmanlı'nın Son Nefesi: Sultan II. Abdülhamid ve Gazi Osman Paşa" sempozyumu

- Yard. Doç. Dr. Yılmaz:- "Sultan Abdülhamid devrini okurken, dinlerken gördüklerimiz sadece dün değil, aslında bugün yaşadıklarımızın arka planıdır"

İSTANBUL (AA) - Uluslararası Osmanlı'nın Son Nefesi: Sultan II. Abdülhamid ve Gazi Osman Paşa Sempozyumu Başkanı Yard. Doç. Dr. Coşkun Yılmaz, "Sultan Abdülhamid devrini okurken, dinlerken gördüklerimiz sadece dün değil, aslında bugün yaşadıklarımızın arka planıdır." dedi.

Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Osmanlı'nın Son Nefesi Sultan II. Abdülhamid ve Gazi Osman Paşa Sempozyumu, GOPARK Sosyal Tesislerinde gerçekleştirildi.

Sempozyum açılışında konuşan Başkanı Yard. Doç. Dr. Coşkun Yılmaz, 2. Abdülhamid'in faaliyetlerinin bir asır geçmesine rağmen anlatıldığını ve anlaşılmaya çalışıldığını belirterek, "Burada konuşacağımız Sultan Abdülhamid devri ile ilgili çok sınırlı şeyler. Ama Sultan Abdülhamid devrini okurken, dinlerken gördüklerimiz sadece dün değildir, aslında bugün yaşadıklarımızın arka planıdır. Hocalar, yüz yıl önceki durumu anlatacaklar, yüz yıl sonraki durumu siz değerlendireceksiniz. Fotoğrafı siz tamamlayacaksınız." dedi.

Yılmaz, 2. Abdülhamid zamanında tartışmalara konu olan boynundaki muskayla ilgili ise şunları kaydetti:

"Boynunda bir muska taşıyormuş. Herkes bu muskayı çok merak ediyor. Abdülhamid vefat ettiğinde üzerinde muskasını açıp baktılar. Muska, Abdülhamid'in el yazısıyla iki tarafı yazılı bir kağıt. Kağıdın bir yüzünde 'İyi bir adamın vasıfları nelerdir?' anlatılmış. Kağıdın arkasında 'Kötü bir adamın, zalim bir yöneticinin vasıfları nelerdir?' diye yazılı. İşte Abdülhamid'in ömrü boyunca taşıdığı muska ona daimi bir vaiz, daimi bir hatırlatıcı, daimi bir nasihatçi, iyi adam böyle olur, kötü adam öyle olur. Ve ancak bir muskası üzerinden yürütülen iftira ve karalama kampanyası bile vefatından sonra anlaşılmış."

İlk oturumda konuşan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, dünyanın zor coğrafyalarının birinde yaşamanın bazı bedelleri olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Bu bedeli ödemeye hazır olmayan toplumlar da yok olup gitmişler. Bu coğrafyada bütün tarih boyunca en uzun süre kalabilen bizim milletimizdir. Bunu anlayabilmek için de Abdülhamid dönemini çok iyi anlamamız lazım. Çünkü 1870'lerde Rusları buraya getiren aynı duygulara günümüzde de sahipler. Bir insan olarak Abdülhamid'in duygulara, düşüncelere ve hassasiyetlere sahip birisiydi. Vatanı koruyabilmek adına yapılması gereken neler varsa yapmaya, atılması gereken adımları atmaya, bunun için yetkili kurumları açmaya çalışan ve bunun için öğrenciler yetiştiren bir padişah sorumluluğu içerisinde olduğunu görüyoruz."

Sempozyumun yapıldığı mekanda, Sultan II. Abdülhamid'in özel eşyaları, Meclis-i Mebusan'da yaptığı açıklama ve Yıldız Sarayı'nda halkı selamlama anılarını anlatan fotoğraflar sergilendi.

İki gün sürecek sempozyumdaki sunumlar daha sonra kitap olarak yayımlanacak.