OSMANLI DÖNEMİNDE OLSAYDIK,PADİŞAH HANGİ YAZARA HANGİ GÖREVİ VERİRDİ? KİM İÇOĞLAN,KİM BOSTANCIBAŞI OLURDU?
Mümtaz'er Türköne, Osmanlı Apo'yu "başıbozuk paşası" yapar maaşa bağlardı, deyince aldı beni bir merak.Osmanlı olsaydı anlı şanlı köşe yazarlarımızı ne yapardı? Yeni Şafak yazarı Salih Tuna'dan araştırdı(!) ve yazdı...
Osmanlı hangi köşe yazarına hangi görevi verirdi?
Mümtaz'er Türköne, Osmanlı Apo'yu "başıbozuk paşası" yapar maaşa bağlardı, deyince aldı beni bir merak.
Acaba...
Osmanlı olsaydı anlı şanlı köşe yazarlarımızı ne yapardı?
Lafı hiç dolaştırmadan, "Her ne kadar sürç-i lisan edersek peşinen affola!.." demeyi de unutmadan başlayalım:
AHMET HAKAN .. PAPER MOON PAŞASI
Padişah: Seni Paper Moon Paşa'sı yaptık ki; payitahtımız aleyhine çevrilen acâibü'l garâib dedikoduları tiz elden bildiresin...
Ahmet Hakan: Twitter'den hızlısı yok devletlüm.
Padişah: Saray'dan evvel Fizan Viyadüğü haberdar oluyor ama! Bundan kelli sadece güvercin kanadı kullanacaksın.
Ahmet Hakan: Fizan'a ne zaman viyadük yaptık padişahım?
Padişah: İmdi sana viyadük yapmadan yıkıl karşımdan melun!
ORAY EĞİN ........... İÇOĞLAN
Padişah: Sen nasıl "celeb"sin? Lala senden kolonya ister, niçun getirmezsin?
Oray Eğin: Kolonyadan nefret ediyorum hünkarım.
Padişah: Senin görevin saraya hizmet etmek, zevklerini sergilemek değil. Atam Yıldırım Bayazıt seni görseydi, "İçoğlan ocağı"nı kurduğuna bin pişman olurdu. Lala... Alın bu "içoğlanı", vurun kellesini. Yok, yok, durun; Haremağası yapın.
Oray Eğin: Padişahım çok yaşa!
MURAT BARDAKÇI .... ÇAMAŞIR AĞASI
Padişah: Eski camlardan bardak yapıp yolunu buluyormuşsun, doğru mu paşa?
Murat Bardakçı: Cam değil, çam padişahım.
Padişah: Ne çamı?
Murat Bardakçı: O sözün aslı "Eski çamlar bardak oldu" şeklindedir padişahım. Şartlar değişti anlamına gelir.
Padişah: Sen de her bir (...) biliyorsun ukalâ herif. Paşalıktan azlediyorum seni. Bundan sonra "Çamaşır Ağası" olacaksın...
Murat Bardakçı: Aman padişahım!..
Padişah: "Çamaşır Ağalığı", çamaşır olmaktan iyidir merak etme.
HINCAL ULUÇ ........... BOSTANCIBAŞI
Padişah: Dilaşub cariyeye, "Her insan kendi hayatını yaşar ve bir kere yaşar..." demişsin, doğru mu?
Hıncal Uluç: Devletlüm, o lakırdı Elizabeth Taylor'a ait, kulunuz nakletti sadece.
Padişah: Lala... Bu mendeburun boynunu vurun. Bahsettiği hatunu da bir an evvel bulup bana getirin.
Hıncal Uluç: Bırakın... Suçsuzum ben... Bırakın... Bırakın beniiii!.. İlla birinin kellesini vuracaksanız Haşmet'in boynu hem daha uzun, hem daha güzel... Bırakııııın!..
YILMAZ ÖZDİL ........... TULUMBACI
Padişah: Yangına körükle gitmek tabiri sana neyi ifade ediyor tulumbacı?
Yılmaz Özdil: Padişahım çok yaşa!..
Padişah: Koskoca Osmanlı İmparatorluğu niye yıkıldı biliyor musun tulumbacı?
Yılmaz Özdil: Siz varken yıkılmaz padişahım.
Padişah: Bırak şimdi yalakalığı, bizbizeyiz; cevap ver!
Yılmaz Özdil: Bilmem ki padişahım.
Padişah: Benden padişah, senden tulumbacı olduğu için...
MEHMET YAKUP YILMAZ ..... BÖÇEKBAŞI
Padişah: Gel bakalım Böçekbaşı. Hele anlat, ne yaparsın sen?
Mehmet Yakup Yılmaz: Gizli zabıta amirliği hünkarım. Yakaladığım suçluları hüviyetlerine ve işledikleri suçların cinsine göre Yeniçeri ağasına yahut Ağakapısı'na gönderip cezasını çektiririm.
Padişah: O halde niçun maiyetindeki kadın memurlara "Aşk doktoruyum" diyorsun! Böylesine müstekreh bir yalanın Memalik-i Osmaniyye'de cezası nedir?
Mehmet Yakup Yılmaz: Tenzil-i rütbe padişahım.
Padişah: De hayde, hangi görev...
Mehmet Yakup Yılmaz: Posta Tatarı
Padişah: Senden "posta tatarı" olmaz...
Mehmet Yakup Yılmaz: Cephane Çorbacısı.
Padişah: Sen mi? Cık, cık,cık!.. Olmaz.
Mehmet Yakup Yılmaz: Kapıcıbaşı.
Padişah: Senden değil "Kapıcıbaşı", Baba Cafer zindanına kapı bile olmaz.
Mehmet Yakup Yılmaz: İçoğlan Çavuşu.
Padişah: Olur, da, olmaz.
Mehmet Yakup Yılmaz: Köşe yazarı.
Padişah: Hah, aferin.
Salih Tuna/YENİ ŞAFAK
changeTarget(document.getElementById("news_content"))