ORHAN ERİNÇ: ABDİ İPEKÇİ'NİN ÖLDÜRÜLÜŞÜ DE FAİLİ MEÇHUL
1 Şubat 1979 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Abdi İpekçi mezarıbaşında anıldı
1 Şubat 1979 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Başyazarı, Genel Yayın Müdürü ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdi İpekçi, Zincirlikuyu’daki mezarı başında anıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Milliyet Gazetesi’nin ortaklaşa düzenlediği Abdi İpekçi’yi anma törenine, TGC Başkanı Orhan Erinç, TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto, TGC Önceki Başkanı Nail Güreli, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve gazete çalışanları, İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet, Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Demirören, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
ORHAN ERİNÇ: ABDİ İPEKÇİ'NİN ÖLDÜRÜLÜŞÜNÜ DE FAİLİ MEÇHULLER ARASINDA SAYIYORUZ
Törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, aramızdan ayrılışının 34. yılında Abdi İpekçi’yi saygı ve özlemle andıklarını söyleyerek sözlerine başladı.
“Abdi Bey, benim ve benden sonraki kuşağın ustalarından biri olarak anılarımızda yaşamaktadır. Çünkü Abdi İpekçi’nin gazetecilik yaklaşımı, gerçekleri halka iletmek konusundaki titizliğidir” diyen Başkan Erinç, şöyle konuştu:
“Bizim gençliğimizdeki gazetecilik ile bugün arasındaki farkı çok açık olarak görmekteyiz. Biz, gazetecilikte haberde adı geçen kim varsa onların görüşlerini de alarak haberin oluşturulması konusunda eğitildik ve yönlendirildik. Ama geldiğimiz noktada, “Duyumların ya da kendisine verilen bilgileri kontrol etmeden yayınlamanın” yeni bir gazetecilik türü oluşuyla karşı karşıyayız diye düşünüyorum. Bu açıdan Abdi Bey’in gazeteciliği ile bugünün gazeteciliği arasında önemli bir değişiklik söz konusu. Bu durum, bana sorarsanız medya ile eğlence sektörünün eş değer tutulmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü reklam pastasından pay alma konusundaki gelişmeler ve çabalar bir ölçüde haberin kutsallığını da geri plana atmış durumda görünmektedir”
ERİNÇ: DAİMA ÇALIŞANLARIN YANINDA OLDU
Abdi İpekçi’nin aynı zamanda örgütlenme konusunda da çalışmalarının olduğunu ifade eden Erinç, şöyle devam etti:
“Abdi Bey, gazetecilik konusunda sadece gazeteci olarak değil örgütçü olarak da çok önemli görevler yapmıştır. Bugün Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) olarak andığımız, sendikamızın, İstanbul Gazeteciler Sendikası dönemindeki başkanlarından biri Abdi İpekçi'dir. Şu da başka bir gerçektir ki, Abdi İpekçi, genel yayın yönetmeni olarak kendisini patron vekili olarak kabul etmeyen gazetecilerden biridir. Daima çalışanlarının yanında olmayı tercih etmiştir”
ULUSLARASI ALANDA TEMSİL ETTİ
Erinç, Abdi İpekçi’nin uluslararası alanda da gazeteciliği temsil ettiğini ifade ederek, “Türk basının uluslararası alanda temsil edilmesi konusunda da gerek Uluslararası Basın Enstitüsü’nde gerekse Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nda görev üstlenmiş Türk basınının gelişmesi konusunda yurt dışından da katkılar sağlamış ustamızdır” dedi.
SUİKASTE UĞRAYAN 16. GAZETECİ
Erinç, “Gazetecilere yönelik suikastlere baktığımız zaman ilk öldürülen gazetecinin Hasan Fehmi Bey 1908’de olduğunu dikkate alırsak, Abdi Bey - 1979’da aradan geçen 71 yılda suikaste uğrayarak yaşamını kaybeden 16. gazeteci olarak görülmektedir. Ama 1979’dan bu yana izlediğimizde gazetecilere yönelik saldırıların hem öldürücülüğü bakımından hem kaba kuvvete, şiddete varması açısından daha da arttığını, 64’e yükseldiğini görüyoruz. Bu bir ölçüde gazeteciliğin hedef gösterilmesi gibi zaman zaman siyasetimize musallat olan yaklaşımın da bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Abdi Bey’i kaybettik. Biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak Abdi Bey’in öldürülüşünü de faili meçhuller arasında saymak gibi bir yaklaşım içindeyiz. Çünkü Abdi Bey’in öldürülüşünde sadece tetikçi yakalanıp yargılanmış ama ardındaki karanlık güçler ya da bunu yönlendirenler, görevlendirenler diğer suikastlerde olduğu gibi ortaya çıkarılmamıştır. Bu bakımdan içimizdeki 34 yıllık ukdeden kurtulma olanağını da ne yazık ki bulamamış durumdayız. Ama Abdi Bey, hem kişiliği hem de örnek gazeteciliğiyle meslektaşlarımıza örnek olmayı sürdürecek. Her zaman saygı, sevgi ve özlemle anılacaktır. Abdi Bey, bizim için her zaman aramızda olan ve bize yol gösteren ustalarımızdan biri olmayı sürdürecektir. Ben kendisini bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyorum” şeklinde konuştu.
İZET: BİÇARESİZLİĞİN VE ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN FOTOĞRAFI
İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet ise "Bu kemik yığınının yanına bir kere daha geldik. Bir kemik yığınının önündeyiz. Biz şimdi dimdikte, iki büklümde dursak, şurada size biçaresizliğin ve çözümsüzlüğün fotoğrafını vereceğiz. Bu fotoğraf mazide kalmadıkça hepimizin ortak geleceğini kirletmeyi sürdürecek. Biz tetikçiyle baş başa bırakılsak da, 'Katil devlet' desek de gerçek yine tam anlamıyla işaret edilmemiş olacak, soyut kalacak” dedi.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapora değinen Nükhet İpekçi İzet, "Komisyon tarafından hazırlanan raporda Savcı Doğan Öz ve Abdi İpekçi cinayetleri Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesini çözmek isteyenler açısından bütün malzemeleri içermektedir. Bu cinayetin dosyaları, gelişmeleri izlense, araştırılsa her şey ortaya çıkacaktır" şeklinde yer aldığını söyledi.
Konuşmasında Abdi İpekçi cinayetini araştıran Savcı Doğan Öz'ün saptamasına da yer veren İzet, "Türkiye'de esas tehlike Özel Harp Merkezli kontrgerilladır ve ben adımımı attığım her yerde bununla karşılaşıyorum" ifadelerini kullandı. İzet, şöyle devam etti:
“Bir değişimin ve devinimin içindeyiz. Hep birlikte ve gereğince, hakkıyla, hukukuyla ilerlendiğinde ağır da, zor da gelse, bütün gerçeklerin bir bir yüzümüze çarpacağı ve o yüzleşmeden sonra arınıp, kendimizi iyi, temiz hissedeceğimiz bir geleceğe yol alabiliriz. Bu umut ve iyimserlikle ilerleyebiliriz. Biz ilerleriz de, bu kemik yığını burada öylece duracak. Burası 20 dakika sonra bomboş ve ıssız olacak. Ara sıra düşüncesini, görüşünü desteklemek için o kemiklerden yararlanmak isteyenler ya da Milliyet Gazetesi'ne çatmak, kızmak için 'Abdi İpekçi'nin kemikleri sızladı' diyecekler. Ben bir ölünün kemikleri nasıl sızlıyor bilmiyorum ama o kemiklerin içinde taşıdığı canı çok iyi biliyorum, onu iyi tanıyorum. Onun ruhunun içinin, kalbinin nelere sızladığını çok iyi biliyorum" diye konuştu.
İpekçi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Milliyet Gazetesi’ne teşekkür etti. Tören, konuşmaların ardından okunan dualarla son buldu