ORAY EĞİN'İN GİTTİĞİ MEKANDA YUMRUKLAR HAVADA UÇUŞTU!.. 15 KİŞİ 3 KİŞİYE NEDEN MEYDAN DAYAĞI ATTI?..

Birazdan korkulan oldu. İçerideki kavganın devamı olarak iki tane iri adam çıktı ve bizim çocuğa saldırdılar.


Asmalımescit´te Meydan Dayağı

Hafta sonu beni derinden sarsan bir olay geçti başımdan. Asmalımescit´te Babylon´un meşhur ettiği, Otto´nun küçük ve sempatik bir bar olarak dışarı taştığı o sokağa gittik. Otto tıklım tıklım, masalar da dolu. Alternatif olarak tam karşısında açılan ve adının da Groove olduğunu sonradan öğrendiğim başka bir yere oturduk. Her haftaki tanıdık garson, yer ayarladı. Maksat sokakta oturmak zaten; kış başlamadan önce orada sohbet ettik.

Önce yedi kişi olarak yerleştik, sonra çağırdığımız başka insanlarla beraber sayılar arttı. Haliyle tüketimimiz de, eğlencemiz de. Bir tür "reunion" oldu hepimiz için; çoktandır bir araya gelemediğimiz insanlarla buluştuk.

Grubumuzda benim dışımda başka ünlü gazeteciler de var. Halkla ilişkiler sektöründen önemli bir isim, meşhur bir mimar, bir film yapımcısı, bir işadamı bir de televizyon yıldızı... Kendimizi önemsediğim için değil, masanın "ağırlığını" anlatmak için vurguluyorum.

Kötü kalite fındık vodkalarla -başağrısı ve kusma garanti!- geceye devam ettik. Muhabbet süperdi. Son zamanlarda hiç bu kadar eğlenmemiştim, bu kadar kalabalık bir grupta enerjinin bu kadar iyi tuttuğuna şahit olmamıştım.

Karşılıklı atışmalar, şakalar, hepimizin kaldıracağı ve hiçbirimizin gücenmediği alaylarla sürdü muhabbetimiz. Küfür de ettik, argo da konuştuk... Ama çok eğlendik, çok güldük.

Masamız, kapı girişinin hemen yanındaydı ve dibinde de mekânın bodyguard´ı olduğunu tahmin ettiğimiz bir varoş delikanlısı dikilmişti. İşi "Damsız girilmez, seni almıyoruz" demek olan ve bu kriterleri yetiştiği gecekondu mahallesinde edindiğine inandığım adam meğerse bir saattir bizi dinliyormuş.

Malum, masada bu kadar cazip isim olunca herkes merak eder ne konuşulduğunu. Oysa biz bile birbirimizi zor duyuyoruz. Aniden bir uyarı: "Lütfen konuşmalarınıza biraz dikkat edin!"

Varoş delikanlısının ahlaki normalarına uygun değil herhalde masanın yapısı. İçerikten rahatsız olmuş küçük bey! Üzerine vazife olarak da bizi uyarıyor. Yanlış anlamayın, onun evinde değiliz. Parasını verdiğimiz ve her hafta gittiğimiz bir mekândayız.

Ben önce umursamadım bile, masada bu meseleye benden daha takıntılı olanlar vardı ve haklı olarak tepki gösterdiler. Bu arada bir başka arkadaşımız daha sakin bir şekilde konuştu yanına gidip, ona da "Tanımadık kusura bakmayın" demişler.

Bu sefer ben sinirlendim. "Ünlü" istediği gibi konuşur, "halk" susturulur mu! Hesabı istedik, "Al mekânını başına çal" gibi bir şey deyip kalkmaya hazırlanıyorduk ki...

Anladık ki 400 YTL´nin içine bir de dayak parası dahilmiş!

Gece başladığında kalabalık masanın ucunda oturan ve `herhalde kalktı´ diye düşündüğümüz bir arkadaş öfke içinde geldi. Tuvalet sırasında birileri bir şey demiş, bir sataşma olmuş, iş kavgaya varıyor belli ki. Biz kendi çabalarımızla onu sakinleştirmeye çalışıyoruz, laf dinlemeye meraklı bodyguard dibimizde hiçbir şey yapmıyor. Olaya seyirci.

Birazdan korkulan oldu. İçerideki kavganın devamı olarak iki tane iri adam çıktı ve bizim çocuğa saldırdılar. Bizimkinin arkadaşları müdahale etmeye çalışırken onların arkadaşları geldi ve Asmalımescit´in ortasında 15 kişi üç kişiye meydan dayağı attı. Ağızlarını burunları kırarak, dur durak bilmeden. Ölümüne dövüyorlar. Hepimiz ayırmaya çalışıyoruz, ama nafile gücümüz yetmiyor.

Bu kavga tam 25 dakika sürdü. İnsanlar yerlerde süründü, tekmelendiler ve o mekânın iki bodyguard´ı izledi. Kıllarını kıpırdatmadılar.

Maalesef ona bu işletmede görevinin ahlak dersi vermek değil, gerginliği önlemek olduğunu anlatmamışlar



ORAY EĞİN/AKŞAM