ORAY EĞİN'DEN FEHMİ KORU'YA: "YA SEN KAÇAK BİR YALI YAPTIRMIŞSIN BEYKOZ'DA,NE AYAK?"
Kolonya kokulu Fehmi Koru'dan sadece tek bir sorunun yanıtını vermesini bekliyorum sadece.'Nedir bu yalı işi?'
Kaçak yalı ne iş Fehmi?
Fehmi Koru'nun bütün köşe yazarları arasındaki farklarından biri de polemiklere yanıt yetiştirme hızıdır. Adının geçtiği hemen her satır hakkında yanıt vermek için Taha Kıvanç mahlasını kullanır ve çeşitli açıklamalar yapar...
Mesela 'Hürriyet'in başına mı geçmek istiyorsun?' diye sorarız...
Taha Kıvanç 'Vallah gözüm yok' der...
'Ayda 105 bin TL kazanıyorsun' diye sorarız...
'Aç değilim tabii ki' der...
'O köşende insanları mı fişliyorsun?' sorusu atılır ortaya...
Lafı kıvırır...
Hakkındaki en ufak ayrıntılara, küçük esprilere bile yanıt yetiştirir.
Onu Fehmi Koru yapan da biraz bu yanıtları, bu polemiklerde oynadığı rollerdir zaten...
Bugün lafı uzatmayacağım.
Fehmi Koru her şeye yanıt verir. Ama tek bir şeye yanıt vermiyor.
Diyoruz ki 'Ya sen kaçak bir yalı yaptırmışsın Beykoz'da, ne ayak?' Çıt yok...
'Bu kaçak inşaat yüzünden hapse girme ihtimalin var, yok mu bir söyleyeceğin?' Ölüm sessizliği...
'Beykoz'daki yalıyı yaptırmak için mi köşenden Beykoz Belediye Başkanı'na yıkama yağlama çekmiştin, bir açıklasana...' Duymuyor sanki... Üç maymunu oynuyor...
Her şeyi geçtim ben artık. İsterse Hürriyet'in başına gelsin, isterse transfer paraları alsın, TMSF'yle iş bağlasın...
Artık umurumda bile değil...
Kolonya kokulu Fehmi Koru'dan sadece tek bir sorunun yanıtını vermesini bekliyorum sadece.
'Nedir bu yalı işi?'
Açıklasın da aydınlanalım. Zira bu yalı konusu açılmasıyla üzerime bazı sokak köpeklerinin salınması aynı günlere denk geliyor...
O yüzden hassas bir mesele olduğunu düşünüyorum. Polemiklerden kaçmayan, kendisine yönelik her soruya köşeden yanıt veren Fehmi Koru... Hadi ne olur kırma beni, şu yalı meselesini açıkla...
Hürriyet'in yeni yazarına hoş geldin
Yazar Elif Şafak'ın kocası Eyüp Can Sağlık bundan böyle haftada iki gün Hürriyet'te yazacak. Dünkü 'Merhaba' yazısında Thomas Friedman'ın köşe yazarlığına dair öğütlerini sıralamış ilk olarak:
1. Okuyucu köşe yazısını okusun ve 'Vay be bunu bilmiyordum' desin.
2. Köşe yazısı bir solukta okunsun ve 'Biliyor musun bu meseleye ben bugüne kadar hiç böyle bakmamıştım' tepkisi gelsin.
3. Bir köşe yazarı için favori okur tepkisi şudur: Budur abi. Kendim nasıl ifade edeceğimi bilmezken tam da benim duygularıma tercüman olmuş.
4. Ve her iyi yazarın onca iltifattan sonra bir o kadar ihtiyaç duyması gereken okuyucu tepkisi: Senden de, yazdıklarından da bakış açından da nefret ediyorum.
Eyüp Can'ın bu öğütleri köşesine taşıması bir tür taahhüt. Demek ki böyle bir yol izleyecek köşe yazarlığında.
Ancak kendisine kötü bir haberim var. İlk kez köşe yazarlığına başlıyor olsa bu öğütlere uyacağına dair bir inanç oluşabilir hepimizde. Ancak bu arkadaş yıllardır Zaman'da ve Referans'ta zaten yazıyor.
Ve maalesef ne bu dört kurala uyduğunu, ne 'Ben bunu düşünmemiştim' ne de 'Bu adama bi küfredeyim' hissi oluşturduğuna şahit olduk.
Memedalibey'e alkışlar
Helal olsun Mehmet Ali Erbil'e... AKP'yi eleştirmek için herkesin gölgesinden korktuğu, şarkıcıların Başbakan'ın önünde göbek attığı, nargilecilerin, içkisiz düğünlerin şöhretleri ağırladığı günlerde... 'Mizahla muhafelet olur mu' tartışmaları alıp başını yürümüşken... Bir tek sanatçının, bir tek komedyenin Başbakan'a karşı çıkmaya, taklidini yapmaya bile cesaretinin yetmediği bir dönemde...
Memedalibey farkı bu olsa gerek...
Siz ne derseniz deyin, bu adam bir gün bile muhalif olmaktan vazgeçmedi... Bir gün bile iktidardakilerle dalga geçmeyi bırakmadı... Cumhurbaşkanlarının, başbakanların baş konuk olduğu davetlerde sahnede şov yaptığında kendinden taviz vermedi.
'Baba baba diyordunuz, aldınız mı babayı' diyen de o, Denktaş'ın kucağına oturup keline öpücük konduran da!
Ve şimdi AKP'nin diktatörleşmeye başladığı bir dönemde bile televizyon ekranından kalkıp da 'Bunlar her şeyi kendilerine yontuyor. Tek partili döneme mi döneceğiz acaba? Yaa siz böyle koyun gibi olursanız döneriz valla ona göre. Bunları da kimse size söyleyemez, sıkar biraz. Ülkeyi zor günler bekliyor' diyor.
Helal olsun... Binlerce alkış... Komedyen neymiş, mizahla nasıl muhalefet yapılırmış görsünler.
Oray Eğin/AKŞAM