Operasyon iki ay öne çekildi, örgüt pert edildi

Terör örgütü PKK’nın insan kaynaklarını, saha yayılımlarını ve organizasyon tekniklerini izleyerek raporlar hazırlayan S Bilişim Danışmanlık, “PKK’da Donuklaşma, Diyarbakır’da Anneler” isimli çalışmasını tamamladı.

Her yıl terör örgütü PKK’nın insan kaynaklarını, saha yayılımlarını, teçhizatlarını ve organizasyon tekniklerini farklı başlıklar altında derleyen S Bilişim Danışmanlık, Siyasi İstikrar İndeksi kapsamında “PKK’da Donuklaşma, Diyarbakır’da Anneler” raporunu tamamladı.

Siyasi Analist Serdar Sement, çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan Diyarbakır anneleri ile terör örgütü PKK’nın başarılı operasyonlarla “donuklaştırılması” arasındaki bağlantıya ışık tutan rapora ilişkin Aksam.com.tr’ye değerlendirmelerde bulundu.

“KOMPARTIMANLAR ARASI HAREKETLİLİK AZALDI”

Serdar Sement, Türkiye’nin güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK ile iyi mücadele ettiği sürece, örgütün üstünde sahaya hâkim oldukça ve örgütü hareket edemez hâle getirdikçe PKK’nın kompartımanları arasındaki hareketliliğin de azaldığını anlattı.

Rapordan; “PKK ile başarılı mücadele için güvenlik kuvvetleri, muhakkak, farklı coğrafi kompartımanlar arası geçişliliği kesebilmeli, gerektiğinde yönlendirebilmeli/yönetebilmelidir. TSK, Ocak 2018’den itibaren PKK coğrafi kompartıman geçişliliğini, esnekliğini büyük ölçüde men etmiş, PKK’da donuklaşmayı temin edebilmiştir.”

“GEÇİŞLER DONUKLAŞTIRILDI”

Bu durumun, “PKK’nın Türkiye, Irak ve Suriye üçgenindeki geçişlerini donuklaştırdığını” söyleyen Sement, “Sınır yönetimlerimiz sıkı, duvar devrede, Kuzey Irak’ta tampon bölge çok aktif bir şekilde devrede. Asker, 2018’in kışında tampon bölgenin içindeki üssünde kaldı; kışın üs bölgelerinden ayrılmadı. Bu kış da ayrılmamaya niyetli.” diye konuştu.

Rapordan; “PKK’nın insan kaynağındaki donuklaşmanın esas nedeni ülke/sınırlar ve bölgeler arası mobilizasyonun çok ciddi azaltılmasıdır. TSK; Suriye sınırında duvar inşa ve sıkılaştırma, Irak sınırında tampon bölge tesis etmek suretiyle PKK insan kaynağının coğrafi esnekliğini/ailesiyle temasını tıkamıştır. Özellikle Kuzey Irak’ta tampon bölge, ikmalen Pençe harekâtı, askerin kışın da üs bölgelerinde kalması, PKK sınır aşan hareketliliğini pert etmiştir.”

“OPERASYONLARIN MARDİN’E KADAR UZANMASI ÖNEMLİ”

Türkiye’nin teröre karşı sonbahar operasyonlarını normalde 15 Ekim civarında başlattığını, fakat bu sene erkene alınarak 15 Ağustos’ta gerçekleştirildiğini aktaran Sement, “Hakkâri, Şırnak, Mardin’i kapsayan Kıran Operasyonları… Bu operasyonların Mardin’e kadar gelmesi çok önemlidir. Neden? Mardin, özellikle Mardin’in doğusu, Dicle kıyısı… yani Nusaybin, Dargeçit, Gercüş… Buralar terör örgütü PKK’nın tali geçiş yoludur. Ana geçiş yolu Şırnak Şenova ve Kasrik Boğazı’ndadır.” ifadelerini kullandı.

Söz konusu Kıran Operasyonları’nın neden erken tarihe alındığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Serdar Sement, “Bu operasyonlar bir ay öne çekildi. Neden? Çünkü askeriye, (örgütü) donuklaştırmak istiyor. Donuklaştırmak demek, PKK’nın kompartımanlar arası geçişlerini sıfırlamanız demektir.” şeklinde konuştu.

“RAKAMLAR BU SAYEDE BELİRLENİYOR”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz günlerde “Şu anda kırsalda 587 tane PKK’lı var.” açıklamasını hatırlatan Sement, Soylu’nun bu rakamları, terör örgütü PKK’nın donuklaştırılması sayesinde bilebildiğini aktardı.

Kendi izleklerindeki rakamların da aşağı yukarı Soylu’nun açıkladığı rakamlara denk düştüğünü ifade eden Sement, “Önceden oradan oraya geçişler olduğu için bu rakamı teyit etmeniz mümkün olmuyordu. Şimdi (bu geçişler) olmadığı için teyit edebiliyor. Uydu görüntüleri ve korucuların takip ettiği izlerle belirlenen rakamlar kolay bir şekilde toplanabiliyor.” sözlerini kullandı.

“DONUKLAŞTIRMA, ÖRGÜTÜN KOLUNU KANADINI KIRDI”

Donuklaşmanın terör örgütü PKK’nın hareket kabiliyetini sınırladığını ve PKK’nın azalan katılım sayısıyla birlikte militanlarının aileleriyle temas imkânını da sıfırladığını anlatan Siyasi Analist Sement, “Sözde saha bölge sorumluları, bölgeyi bilen, ailesiyle temas edebilecek personel istihdam edemiyor. (Örgütte) hem personel kısıtlaması var hem de mevcut personelini, artan güvenlik ortamında sivillerle temasa geçme noktasında sınırlamak zorunda.” dedi.

Aynı durumun lojistik noktasında da yaşandığını aktaran Sement, “Terör örgütü PKK çok eskiden köylülerden iaşe alırdı. 40-50 kişilik örgüt gruplarını hangi köylü doyursun? Ne yaptılar? Merkezi hâle getirdiler, fakat bugün merkezi lojistiklerini de dağıtamıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Rapordan; “PKK ile mücadele zayıfken insan kaynağını en esnek biçimde işletebilen PKK, sahada yayılımını, militanların anne-babalarıyla temas frekansını sık/kendince işlevsel tutabilmekteydi. PKK ile mücadelenin sıkılaşması, militan kadronun anne-babalarıyla temaslarını da kesmiştir.”

“LOJİSTİK İÇİN MİNİBÜS HATLARI ÇOK ÖNEMLİ”

Terör örgütü PKK’nın Ağrı, Van ve Bingöl’deki merkezi lojistiğinin de çöktüğünü belirten Sement, “Merkezi lojistiği bir tek güneyde kaldı. Kriptolu telsizle şunu şunu bir kenara bırakın diyorlar, oradaki merkezi lojistik unsuru poşeti yolun kenarına bırakıp gidiyor. Onlar da gidip alıyorlar. Bu durum bir miktar devam ediyor. Bu noktada da minibüs hatları çok önemli, fakat güvenlik kuvvetleri bu anlamda da çok mesafe kaydetti.” şeklinde konuştu.

Rapordan; “Halen minibüs hat haraçları PKK’ya yine gitmekte ve fakat fasılda da halk tarafından PKK’ya dönük tepki yükseliştedir. Minibüs haraçları kadar hatların ürettikleri istihbarat da kritiktir.”

“PKK MİLİTANLARI, SURİYE’DE LEJYONLAŞTI”

Terör örgütü PKK’nın donuklaşmasının bir diğer aslî nedeni daha bulunduğunu anlatan Siyasi Analist Serdar Sement, “Terör örgütü PKK’nın esas odaklandığı yer olan Suriye’dir. Orada 50 bine yakın silahlı militanı vardır. Bu militanların hepsi Suriye’de lejyonlaştı. Lejyon ne demek? Bir karargâhta sabite hâline getirilmiş asker demektir.” sözlerini kaydetti.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) terör örgütü PKK’yı lejyonlaştırdığını ifade eden Sement, “Denetim istiyor, oradan oraya geçmeyeceksin diyor. Dur dediğim yerde duracaksın diyor. Senin militan hareket tarzın bende geçerli değil diyor. CENTCOM’un emir komuta zinciri altında bütün tekil militan vasıflarını yitiriyorlar. Özetle, CENTCOM da PKK’yı donuklaştırıyor.” diye konuştu.

Rapordan; “Esasen devlet PKK’yı donuklaştırdığında ancak alt edebilecektir. Bundan ayrı, PKK militan varlığının büyük yüzdesini kontrol eden CENTCOM lejyonlaşmayı artırdıkça, istemese de donuklaşmaya yol açacaktır.”

“ANNELERİN FERYADI DAHA DA ARTACAK”

Türkiye’nin binlerce gencini terör örgütü PKK’ya, oradan da CENTCOM’a kaptırdığını söyleyen Sement, “Onlar da artık dönüp anne babalarıyla temas etmiyorlar. Anne babalar, eskiden yılda en az iki frekansta oğullarını ya da kızlarını görebiliyorlardı. 2015, 2016’ya kadar bu böyleydi. Artık göremiyorlar. Göremeyince de bağırıyorlar. (Diyarbakır’daki) annelerin feryadı daha da artacak.” dedi.

Bunun, “terör örgütü PKK ile mücadelenin iyi gidiyor olmasından” kaynaklandığını aktaran Serdar Sement, “İşin ironikliği burada... İyi gittikçe ve donuklaşma arttıkça evlatları PKK tarafından alıkonulan ya da örgüte gönüllü katılan aileler evlatlarına erişemeyecek. Yeni katılım da olmadığında hiç erişemeyecek.” sözlerini kullandı.

Rapordan; “TSK başarılı oldukça, PKK’yı donuklaştırdıkça Diyarbakır annelerinin feryatları da yükselecektir. PKK’nın donuklaştırılması terörle mücadelenin vazgeçilmezi ve başarısıdır. PKK donuklaştırıldıkça sahada hareketli ve rotatif hale getirebildiği militan sayısı azalacak, anne-babalarıyla temasa geçebilmeleri imkânsızlaşacaktır.”

“HDP’Lİ YÖNETİCİLERİN BARONLAŞMASI, ANNE-BABALAR ÜZERİNDEKİ MANEVİ BASKIYI ARTIRDI”

Serdar Sement, konuşmasının devamında, “Güneydoğuda iktisadî ortam bozulunca,PKK-HDP geçişliliğinde eşitsizlikler olunca, HDP’li yöneticilerin baronlaşması da söz konusu olunca anneler ve babalar üzerindeki manevi baskı da arttı.” ifadelerine yer verdi.

Rapordan; “Diyarbakır’da annelerini evlatlarına kavuşmak için HDP önünde protestoya iten ana nedenler, ağırlık sırasıyla; PKK insan kaynağında donuklaşma, PKK-HDP arası geçişlilikte eşitsiz işleyişle bölgeye dönük coğrafi cezalandırma yükünün eşitsiz dağılımlarıdır.”