"ÖNEMLİ OLAN BENİM RAHAT UYUMAM DEĞİL!.... MİLLETİN RAHAT UYUMASI!....." İŞTE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK!.....

Bugün MEDYARADAR'ın radarına İzmir'in kurtuluşunun ertesi günü ATATÜRK'ün Ankara'ya dönerken yaşadıkları takıldı. İşte bir lider böyle olur dedirten ve insanda tatlı bir tebessüm bırakan olay!...Güler Kömürcü yazdı...

KİM?


Babası öldü. Yetim büyüdü. Üvey evlat oldu. Tutuklandı. Hapse atıldı.

Sürüldü. İşsiz kaldı. (Şöyle yazıyordu o sıkıntılı günlerde kaleme aldığı günlüğüne: Harcamalarım fazla değil, zira gelirim hep az.)

Hastalandı... Böbreklerinden.

Vuruldu... Göğsünden.

Mesleğinden atıldı.

İdama çarptırıldı.

Karaciğeri iflas etti.

Evet, bu insan, Mustafa Kemal Atatürk.

Sizler şimdi...

O yetimin duygularını anlatın, anlatın ki, o yetimin, evlatlarımıza bıraktığı hediyenin kıymetini anlasın evlatlarımız.

Cumhuriyet, çocuklara anlatıldığı gibi, folklorik bir müsamere coşkusundan ibaret değil çünkü. Anlatın ki, kökeninde barınan derin hüznü kavrasınlar.

Kısacık ömründe bir insanın başına ne felaket gelebilirse, gelmiş. Bunu anlatın.

Direnen... Teslim olmayan ruhu anlatın.

Korkmasınlar engellerden.

Korkmasınlar yalnız kalmaktan.

Korkmasınlar işsizlikten.

Korkmasınlar parasızlıktan.

Korkmasınlar doğrulardan.

Yürek dediğin...

Sadece organ değil arkadaş. Bunu anlayın!

Ulusal bilincimizi yavaş yavaş yok etmelerine izin vermek istemiyorsaniz; bu mesajı iletebileceginiz kadar iletiniz etrafınıza!

`İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara´ya hareket edecekler...

Trene binerler ve kompartımana çekilirler.

Ertesi gün, yaveri, Atatürk´ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır.

Yaveri; `Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz´, der.

-´Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım´, der.

-Yaveri; `Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik´, der.

Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir:

-`Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması´.

ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HÂLÂ UYANAMADIK?!


* * *


YAS TUTMA DÖNEMİ BİTTİ. Ve siz bu satırların okurları artık hepiniz birer ATATÜRK olmak zorundasınız, evet, yeni BİR Mustafa Kemal Atatürk daha gelmeyecek, YAS TUTMA DÖNEMİMİZ BİTTİ, milyonlarca ATATÜRK sizlerin, bizlerin ruhunda yeniden doğacak, sancılı ruhlarımızda doğumu gerçekleştireceğiz.

Vatanımız üzerinde oynananların senaryosunu `demokratik/yasal ortamlardaki haklarınızı kullanarak´ değiştirebilmek; Atatürk olmanızı, o ruhu derhal kendi ruhunuza aktarmanızı gerektiriyor. Diyor ki Atatürk;

`İki Mustafa Kemal vardır. Biri, karşınızda oturan ben; et ve kemik, fani Mustafa Kemal.

İkinci Mustafa Kemal, O´nu (ben) kelimesiyle ifade edemem; O ben değil bizdir. O burada oturan sizler, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük mefküre için uğraşan münevver ve mücahit bir zümredir. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüsüm onların tahassür duydukları şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, cümlenizsiniz; fani olmayan, yaşaması ve muvaffak olması mukadder olan Mustafa Kemal O´dur.´

(Kaynak: Hamdullah Suphi Tanrıöver, Çankaya´da bir sohbet. Milli Eğitim Bakanlığı yayınl