OLUMLU HABERLERİ MİLLİYET GAZETESİ'NE SIZDIRAN "GİZLİ İSLAMCI" KİM?.... FEHMİ KORU MİLLİYET'TEKİ "GİZLİ İSLAMCI"NIN PEŞİNDE!.....

Milliyet yazarı yabancı gazetecinin yaklaşımını benimsemiyor. Tersine, "Tavernise İslâmcı gibi yazıyor" diyor; sanki 'İslâmcı' denilenlerin özel bir yazı stili varmış gibi... Sonra da "Neden böyle yazıyor?" sorusuna cevap arıyor.

Bu gidiş, güzel gidiş

Medyadaki en ufak olumlu gidiş beni mutlu ediyor; olumsuzlukların belirlediği bir medya çünkü bizimki... Bu sebeple Milliyet yazarı Kadri Gürsel'in son yazısında sergilediği 'Doğrucu Davut' tavrı beni mutlu etti.

Başkalarının işaret ettiği bir hatayı kendi gazetelerinde düzeltmezlerdi eskiden; şimdi de genellikle haftada bir yayımlanan okur temsilcisi sütununda yapılıyor düzeltmeler... O da tuhaf bir biçimde. Okur temsilcisinin "Ne dersin?" diye sorduğu Milliyet yazı işleri "Türban yasağı kalksın bildirisine imza koyan aydınları kategorize etmemiz yanlıştı" cevabını veriyor; bu cevabın çıktığı gün, aynı haber Hürriyet'te de yayımlanıyor, ama Hürriyet okur temsilcisi yazı işlerine "Bu ne iş?" diye sormuyor.

Milliyet'in adımı önemli: Bayağı tepki çeken dünya basınının türbanla ilgili anayasa değişikliğini şaşkınlıkla değerlendirdiği Milliyet haberini Dış Haberler Servisi'nin başındaki Kadri Gürsel dün tekzip etti. Dolaylı bir tekzip, ama yine de tekzip işte.

Hürriyet'te de 'dünya şaşkın' başlığıyla çıkan haberde yabancı medyanın yayınlarından cımbızla çekilmiş ifadeler yer alıyordu. Washington Post, El Pais, New York Times, Le Monde, Le Figaro, BBC, Deutche Welle gibi yabancı medya organları, Meclis'in kararını, 'tuhaf ve tehlikeli' bulmuşlardı habere göre.

Verilen izlenimin yanlış olduğu haberlerin doğru tercümesiyle sonradan ortaya çıktı, hatırlayacaksınız...

Kadri Gürsel de, dün çıkan yazısında, Amerikalı bayan gazeteci Sabrina Tavernise'nin son bir ay içerisinde İstanbul'dan yazdığı türban eksenli haberlerden bir seçki sunmuş. O seçkiyi okuyunca, başka yabancı gazetelerde de rastlanan türden bir bakış açısıyla karşı karşıya olduğunuzu anlayacaksınız. İsterseniz vakit kaybetmeden okuyalım:

"Aşağıdaki paragrafları, The New York Times'ın (NYT) İstanbul muhabiri Sabrina Tavernise'nin son üç hafta içinde türban gerilimiyle ilgili olarak yazdığı haber-yorumlardan aldım. Bir araya getirildiklerinde, bu gazetecinin zihniyetini mümkün olan en bütünlüklü haliyle yansıtan paragrafları seçtim. Amacım karakter katletmek değil, bir kafa yapısını teşhir etmek. Lütfen sabırla okuyunuz:

'... (Türban yasağını kaldırma girişimi) Daha dindar bir Türkiye'den yana olan Bay Erdoğan ile kurulduğu 1923'ten beri devleti perde gerisinden yönlendiren lâik düzenin tutucu kanadı -ordu ve yargı- arasında, daha büyük bir mücadelenin zeminini hazırlıyor." / 'Ordu, Bay Erdoğan'dan nefret ediyor çünkü (Erdoğan'ın) Türkiye'de yapmakta olduğu demokratik değişiklikler sahip olduğu iktidarı yavaşça elinden alıyor." (29 Ocak 2008)

"Dindarlar en demokratmış / 'Burada, en dindar vatandaşlar ülkenin en aktif demokratları olurken, -ordu ve yargı tarafından temsil edilen- en koyu lâik tutucu kanat (old guard), darbeler ve mahkeme kararlarıyla iş gördü.' / '(Atatürk'ün) kurduğu sistem lâikti ama, yoksul ve dinine bağlı Anadolu'nun (heartland) seçtiği siyasi liderlerin yoldan çıktığını düşündükçe müdahale eden, 'beyaz Türkler' olarak da bilinen kentli seçkinlerle, sınıflara bölünmüştü."

"Türban, dönüştürücü / 'Şimdi Türk tarihinde ilk kez, Başbakan Erdoğan'ın liderliğindeki AKP tarafından temsil edilen bu alt tabaka eski düzene meydan okuyor ve en azından şimdilik bunu başarabiliyor. / Türkiye, geçen yüzyılın büyük kısmını, Müslüman Doğu'nun merkezi olduğu önceki altı yüzyılından kaçmak için Batı'da ge