OKUR TÜRK BASININDAN NE İSTİYOR?..GAZETELERDEN MEMNUN MU?..NELERDEN ŞİKAYETÇİ?..İŞTE SONUÇLAR...

Uluslararası araştırma şirketi Millward Brown'ın (MB) yaptığı 'Okuyucu Tercihleri ve Konumlandırma Araştırması' medyanın karnesinin zayıf olduğunu bir kez daha teyit etti.

İlki 2006'da yapılan araştırmanın ikincisi için 9 Temmuz-1 Ağustos tarihleri arasında 25 ilde bin 742 kişi ile yüz yüze görüşüldü. Araştırmadan, 'okur gazetelerden memnun değil' sonucu çıktı.

100 kişiden sadece 18'i günlük gazeteler için 'Son derece memnunum' derken, 48'i 'geliştirilmesi gereken birçok konu var' tespitinde bulundu. Ankete katılanların haber kalitesinin zayıflığında birleşmesi de manidar (yüzde 46).

Olaylara taraflı yaklaşılması (yüzde 36) ve çok fazla magazin habere yer verilmesi (yüzde 21) diğer eleştiri başlıkları olarak rapora yansıdı. Bunu zayıf içerik ve gazetelerin benzerliği takip etti.


İmaj konusunda ise gazetelerin birçoğu değer kaybederken, Zaman 2006'ya göre yükselen yıldız olarak öne çıktı. Zaman'ın imajı yüzde 20'den 24'e yükseldi. Markaların okur tarafından nasıl tanımlandığı bölümü de ilginç. Okuyucu Zaman'ı 'kaplan'a benzetirken, Hürriyet 'savunucu', Vatan 'savaşçı', Milliyet, Sabah ve Akşam 'kayan yıldız' olarak tanımlandı.



Okur, gazetelerden memnun değil


Türkiye'de gazetelerin okuyucunun taleplerini ne derece karşıladığı yönündeki tartışmalara uluslararası araştırma şirketi Millward Brown'ın son raporu yeni bir boyut kattı. 25 ilde bin 742 kişi ile yüz yüze yapılan görüşmelerden düşündürücü sonuçlar çıktı. 'Gazetelerden memnun musunuz?' sorusuna 100 kişiden sadece 18'i 'son derece memnunum' cevabını verdi. Oran niye düşük? Çünkü içerik zayıf ve haberler taraflı veriliyor.

Türkiye'nin niçin bir dünya markası yok sorusu hemen her sektör için geçerli. Mercedes Almanya ile, Toyota Japonya ile ne kadar özdeş hale gelmişse Newyork Times ya da Wall Street Journal gazetelerinin isimleri de hep Amerika ile yan yana zikredilir.

Medya alanında diğer ülkelerin de dünya markası haline gelmiş başarılı gazete, dergi, ajans ve televizyonları mevcut. Ancak Türkiye dünya gündemine yön verecek marka ya da markaları çıkarma konusunda henüz emekleme aşamasında. Günlük gazete satışları 5 milyon gibi hiç de hafife alınmaması gereken bir rakama ulaşmasına rağmen içerik ve tasarımdan baskı kalitesine varıncaya dek hemen her aşamada dikkat çekici eksiklerin varlığı bilinen bir gerçek.


Dolayısıyla medyanın kendini geliştirme adına atacağı adımlardan evvel faturayı okura kesmesi, 'okuma alışkanlığı yok' gibi kolaycı bir yaklaşımla meseleyi geçiştirmesi çözüm getirmiyor. Üstelik bu tavır ürün-müşteri ilişkisinde masanın bu tarafında yer alanları sorumluluktan kurtarmadığı gibi sektörü içinde bulunduğu darboğazdan da çıkarmıyor. Sadece ülke sınırları içinde değil dünya çapında çok satan, çok okunan ve haberlerine atıf yapılan gazetelerin çokluğu tıpkı kişi başına düşen otomobil, doktor başına düşen hasta sayısı gibi ülkelerin gelişmişlik seviyesini ortaya koyan göstergelerden biri olarak kabul ediliyor. Özetle ülkenin marka değerini güçlendiriyor medya. Özeleştiri için parmak kaldıranlar arasında ilk sırayı gazeteciler almalı.









İmajı güçlenen gazete: Zaman
Gazetelerin imajı sorulduğunda bütün gazeteler değer kaybına uğrarken Zaman 2006'ya göre yükselen bir yıldız olarak dikkat çekiyor. Buna göre Zaman'ın imajı iki yılda yüzde 20'