Okur Temsilcisi'nden Hürriyet'e 'İhsan Eliaçık' tepkisi: Gerginlik değil, saldırı!

Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, İlahiyatçı-yazar İhsan Eliaçık'a Kayseri Kitap Fuarı'nda yapılan saldırıya "Gerginlik" diyen gazetesine tepki gösterdi.

Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, İlahiyatçı, müfessir, Anti-Kapitalist Müslüman yazar İhsan Eliaçık'a Kayseri Kitap Fuarı'nda yapılan saldırıya "Gerginlik" diyen gazetesine tepki gösterdi. "Gerginlik' en azından iki taraflı olur; iki taraftan da bir hareket, bir söz gelir ve 'gerginlik' doğar" diyen Bildirici, "Gerçekten de gerginlik değil, saldırı söz konusuydu. Haberin 'Eliaçık’a saldırı' başlığıyla yazılması gerekirdi" ifadesini kullandı.

Bildirici'nin "Saldırıyı gerginlik diye sunmak" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

Yazar İhsan Eliaçık’a yönelik saldırı girişimiyle ilgili haberleri görmemiştim. Akşam saatlerinde sosyal medyadan gelen bildirimlerle fark ettim olayı.

“Gerginlik değil @ihsaneliacik saldırı var. Yazarın konuşması engellendi. Vahim bir durum” denilen paylaşımlarda Hürriyet’e tepki gösteriliyordu.

Hemen baktım Hürriyet internetteki habere. “Kayseri’de son dakika/İhsan Eliaçık gerginliği” başlığı atılmıştı. Tepkiler haklıydı. “Gerginlik” en azından iki taraflı olur; iki taraftan da bir hareket, bir söz gelir ve “gerginlik” doğar. Ama Kayseri’de İhsan Eliaçık’ın “gerginliğe” neden olacak hiçbir sözü, eylemi, hareketi yoktu. Kitaplarını imzalamak için Kitap Fuarı’na gelmiş; burada bir grup Eliaçık’a saldırmak istemiş, hakaretlerde bulunmuş, bağırıp çağırmıştı. Polis de Eliaçık’ın fuara girmesine izin vermemişti.

Gerçekten de gerginlik değil, saldırı söz konusuydu. Haberin “Eliaçık’a saldırı”başlığıyla yazılması gerekirdi. Bu düşüncemi ve tepkileri internet editörlerine aktardım. Onlar da haklı buldu ve ajanstan gelen haberin başlığını “Kitap fuarında İhsan Eliaçık’a saldırı” diye değiştirdiler.

Ne yazık ki, ertesi gün (22 Ekim) basılı Hürriyet, bu haberi “İhsan Eliaçık gerginliği” diye verdi. Doğal olarak, akşam yaşanan düzeltme sürecini izleyen okurlar, sosyal medyadan eleştiri yağmuruna tuttular beni. Bunlardan birini aktarayım; Ayşegül Tozeren, “Mağdurun saldırının öznesi gibi gösterildiği dil basılı gazetede de değişmemiş görünüyor” diyordu. Haklıydı.

Aslında benzer bir olay, Hürriyet’te daha önce de yaşanmıştı. 14 Eylül’de, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin cenaze töreni haberine “Tuğluk’un annesinin cenazesinde gerginlik” başlığı atılmıştı. Oysa düpedüz cenaze törenine katılanlara saldırı söz konusuydu; nitekim daha sonra bu gruptan bazı kişiler yakalanarak haklarında dava açıldı.

Hürriyet de 15 Eylül’de “Çirkin saldırıya tepki yağdı” manşeti atarak ilk günkü “gerginlik” hatasını düzeltme yoluna gitmişti. Tuğluk’un annesinin cenazesindeki saldırıya ilişkin bu düzeltme örnek olmalı, “gerginlik” yanlışı tekrarlanmamalıydı. Ortada saldırı varsa “saldırı” diye yazmak tarafsızlığımızı zedelemez ama saldırıyı gerginlik diye yazmak şiddeti meşrulaştırır ve bizi saldıranları koruyan bir konuma düşürür. Elbette amaç bu değil ama...