OKAN BAYÜLGEN'İN REYTİNG KAYGISI VAR MI?

TV8'in gençlik kanalının başına geçen Okan Bayülgen, yeni projelerini ve kaygılarını anlattı.

Oyuncu, sunucu, seslendirme sanatçısı, yapımcı, programcı Okan Bayülgen artık bu ünvanlarına bir de Genel Yayın Yönetmenliği ekledi. TV8’in yeni gençlik kanalının başına geçen Okan Bayülgen, MediaCat’in Ekim sayısında Fatma Akman’a konuştu.

Bayülgen, yeni görevini, yeni kanalını, halen sürdürdüğü projelerini anlattığı röportajda "yeni işler reyting kaygısı uyandırmıyor mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Benim her zaman reyting kaygım var. Kanal D’de her ne kadar yöneticiler bana "Yahu senden de kim reyting soruyor ki?" deseler de ben bir profesyonel olarak bu kaygıyı yaşıyorum ve yaşamak zorundayım. Bir çalışanı takdir ederken "Senin varlığın yeter, ne tatlısın," denilebilir ama bu, onun işini yapmaması anlamına gelmiyor."

’SOKAKTAKİ ADAMIN BENİM HAKKIMDAKİ FİKRİ ÖNEMLİ’

"Sokaktaki adamın bana bakışı, ben yanından geçerken arkadaşına ne fısıldadığı beni ilgilendiriyor" diyen Bayülgen sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben ’o beni sevsin,’ derdinde değilim. Ben Ekşi Sözlük’te hakkımda yazılanlarla ilgili, "Zaten onlar ne anlar ki," desem, sokakta arkamda söylenenlerle ilgili "Zaten siz ne bilirsiniz ki," desem, bir yerde hakkımda yazı yazıldığı zaman "Vay kıskançlar," desem, her yerde kendimi kurtaracak bir takım düşüncelere sığınsam zaten emekli olmuşum demektir. Aksine göğsünü açmak ve hadi gelin demek lazım"

DEFNE SAMYELİ’NE NEDEN HİÇ SORU SORMADI?

"Defne Samyeli’ni programa aldınız ve hiç soru sormadığınız için ziyadesiyle eleştirildiniz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" şeklinde soran Fatma Akman’a Bayülgen’in yanıtı şöyle oldu:

"Basitçe anlatayım, bizim programdan Defne’yi çağırdıklarında bir hafta öncesiydi. Kız röportajın çıktığı gün geldi. Ayrıca bana ne! Bunların anladığı böyle cıvık cıvık, yapışkan, ıslak medyacılığı yapmıyorum ben. Ben kendi işimi yaparım onlar kendi işini yapar. Onların mezhebi, anlayışları buysa buna da gazetecilik diyorlarsa, onlar bunu yapsın. Ben yapmam. Artı ben bire bir ’interview’ yapmıyorum, masada 6 kişi var. Ben bir insanın özel hayatını, oradaki 6 kişiye üstelik o kadar televizyon seyircisinin önünde soramam. O röportaj ne kadar okunuyor? Gazetenin sattığını 3’le çarpın, o kadar..."