"ÖCALAN VE MİT YIPRATILMASIN!" MİROĞLU'NDAN ÇARPICI AÇIKLAMA!

Orhan Miroğlu süreçte Öcalan ve MİT'in yıpratılmaması gerektiğini savundu.

"Benim celladım JİTEM'di ben celladıma aşık olmadım. Tam tersi Jitem’in o bölgedeki faaliyetlerinin ortaya çıkması konusunda en çok yazı yazan kişi benim. PKK medyasında AK Parti'nin Kürt halkının celladı olduğu söylüyorlar. Ben AK Parti'nin 10 yılda çok önemli işler yaptığını düşünüyorum. AK Parti'ye de aşık değilim. Ancak eleştirdiğim yönler de var" diyen Miroğlu, AK Parti'nin Türkiye'nin şu anki şartlar altında en herkesi kapsayan siyasi parti olduğunu söyledi.

BugunTv de Erkam Tufan ile Analiz programında Orhan Miroğlu önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti'yi Ergenekon davasında takındıkları tavrı JİTEM davasında da takınmadığı konusunda eleştiren Miroğlu hükümetinin duruş gösteremediğini savundu. Miroğlu "Jitem davaları Allah’a emanet devam etti. Bu konuda ciddi bir siyasi duruş olamadı" dedi.

Miroğlu AK Parti'nin yaptığı olumlu şeyleri savunmanın yanlış olmadığını şu sözlerle savundu: ANF sitesinde bana itibarızlaştırmaya yönelik haberler yapıldı. Kürt aydınlarını sürekli iktidardan uzak durmasını istediler. Bizim gibi insanları AK Parti olsun veya olmasın herhangi bir iktidarı benimsemek, fikir alışverişinde bulunmak asla suç olmamalıdır.Bunu söyleyen insanlar Türk ordusunda görüşmedikleri başçavuş kalmadı.

AK Parti siyaset yapılabilir bir parti
"2014'te siyasi yasağınız kalktığında AK Parti'den siyasete girer misiniz?" sorusuna net cevap vermeyen Miroğlu, "AK Parti'nin Kürtlerin de Türklerin de her etnisiteden insanın rahatlıkla siyaset yapabileceği bir parti olarak görüyorum" dedi.

HADEP ve DTP Genel Başkan yardımcılığınız döneminde Sayın Öcalan dediğiniz için parti kapatılmıştı. Bugün Sayın Öcalan demiyorsunuz neden?

Çünkü o taraftan o kadar baskı altında kaldım ki, kişilik katline uğrayan biriyim. Artık sayın Öcalan demenin bir anlamı kalmıyor. Ama kimsenin de öcalana sayın demesine de karşı değilim. İnsanlar bunu söyleyebilirler. Sonra Abdullah Öcalan bizzat adımı vererek tehdit edilmemem yol açmış bir kişi. Dolayısı ile bütün bunlar Abdullah Öcalan’a yeniden sayın dememi çok da kolaylaştıran şeyler değil. Orhan Miroğlu’nu, başka Kürt aydınlarını susturun diyen Öcalan’a ben nasıl sayın derim. Biz bir umutla gitti o partiye.

Öcalan benim için bunu susturun dedi. Ondan sonra bana Mortoğlu olursun dediler

Anayasa referandumunda açık tavır koydum. Eğer Kürtler böyle yaparlarsa ve bu referandum başarısızlık ile sonuçlanırsa Kürt siyaseti Türkiye’de statükonun yayında tavır koyan bir hareket haline gelir. Bunun yapılmaması lazım dedim. İkincisi, bir patlama oldu benim yakın akrabalarım parçalandılar. Güya yola konan bir mayındı falan. Ona çok sert bir yazı yazdım. Ergenekon PKK ilişkisi üzerine, Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki ilişkilerini irdeleyen bir yazı yazdım. Bunun üzerine Kandilden Karasu çok sert bir yazı yazdı, ben de cevap verdim. Daha sonra da ipler koptu. Öcalan bunu susturun dedi. Ve sitede mortoğlu olursun diye yazı çıktı.

Barış aşamasında Öcalan’ın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum

Yeşilin MİT verdiği ifadesi çok farklı bir şekilde servis edildi. Faili meçhul dosyasına gönderilen farklı, Ankara emniyetine gönderilen farklı. Bunun üzerine çok konuşacağım, çok yazacağım. Ben şu an susuyorum. MİT in bugün üstlendiği son derece önemli rol nedeni ile bu konulara girmiyorum. Yeşilin ifadesi diye bir özetleme yapılamaz. MİT 1995’ te yaptı bu özetlemeyi. Eğer bu ifade doğru ise ne Hamit Yıldırım burada suçlanabilir, ne Abdülkadir Aygan’ın söyledikleri doğru, ne de benim söylediklerim doğru. Burada ciddi bir dezenformasyon var.
Beni özellikle öldürmemiş, bu mümkün mü benim üzerime 13 kurşun sıkıldı. Benim hastaneye sıfır nabızla kaldırıldığımı bütün Diyarbakır bilir.

Komisyona neden gidip ifade vermedim?
Faili meçhul komisyonunu davet edilmedim ki gitmeyeyim. Beni bulamadıklarından davet edememişler, bu mümkün değil, ben zaten hastanede iki polis koruması ile birlikteyim. Hangi adreste olduğumu biliyorlar.
Ben son komisyona da ifade vermedim. Ben zaten bunun altı yedi kitabını yazmışım, daha ne diyeceğim. Komisyonun soruşturmayı derinleştirme gibi bir etkisi var mı? Hayır. O zaman ne anlamı var?

Cinayet hakkında iki farklı ifadesi için ne dedi?
Cinayet mahalline bir arsa meselesi için gittiğinizi Polis ifadesinde söylemişsiniz, hâlbuki HaberTürk’teki Balçiçek’in programında itirafçılar ile görüşmek üzere gittiğinizi söylediniz. Neden bu farklılık?
Vurulduğumuz andan yani, bir dakika falan yoktu, Musa abi bunu bana söylemedi. Evet, oteldeyken öyle dedi. Biz arazi meselesi için gidiyoruz dedi. Adam silahını çekip bizi vurmadan önce Orhan bunlar samimi itirafçılardır PKK ile barışmak istiyorlar dedi, bunu bana orada söyledi. Burada çelişen bir şey yok ki.
Benim sorduğum sorulara kimse cevap vermiyor, Hogır’ı kim öldürdü mesela, Musa Anter’i Diyarbakır’a kim davet etti? Bunları PKK nın bilmesi lazım. Ocalan ın konuşması gerekir. Ama tam da diyalog aşamasında bunları gündeme getirmek istemiyorum.
Barış aşamasında Öcalanın da MİT’in de yıpranmasını istemiyorum.