ÖCALAN, NİYE 180 DERECE DEĞİŞTİĞİNİ İYİ BİLİYOR!
Kürt siyasetçi ve yazar Kemal Burkay, çözüm süreci ve Abdullah Öcalan ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
1993’te protokol imzaladığı Abdullah Öcalan’a karşı siyaseten yenilgi hissetmediğini söyleyen Burkay, PKK’nın yurt içinde silah bırakması gerektiğini ifade ederek, "PKK, Türkiye içinde silah bırakmalı. Bu olmuyorsa geri çekilme işinde yasal zemin verilmeli" dedi.
ÖCALAN’IN SİLAHLARIN BIRAKILMASI DIŞINDA SÖYLEDİKLERİ ÇEREZDİR
Benim için mektupta söylenenler pek sürpriz olmadı. Farklı bir şey beklemiyordum doğrusu. Mektubun özü, önce silahları susturmak sonra PKK’nın silah bırakmasına yönelik. Öcalan’ın böyle bir mesaj vermesi bekleniyordu zaten. Onun dışında mektupta söylenenler, işin biraz çerez tarafıdır bence. Özü artık silahlı eylemlerin vaktinin geçtiği, bunun sonuç vermeyeceği, bundan sonra mücadelenin siyasal ve barışçı yöntemlerle yapılması gerektiği. PKK’nın silahlarının susturmasına yönelik özü budur ve bence önemlidir bu. Bunu ben öteden beri olumlu buluyorum. Ama onun dışında Öcalan’ın bir takım felsefi edebi bir takım değerlendirmeleri var. Onlar ayrı şeyler. Onlar ayrıca değerlendirilebilir. Şahsen onları bu aşamada değerlendirmeyi doğru da bulmuyorum. Şundan dolayı, onların bir kısmına katılmam, ama en azından silahların susturmaya yönelik, mektubun özü budur, bunu destekliyorum ve bunu önemli buluyorum.
HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ ARGÜMANI TEK BAŞINA BİR ŞEY İFADE ETMEZ
Öteden beri Kürtlerle ilgili bu İslam kardeşliği argümanı kullanılmıştır. Geçmişten beri kullanılmıştır bu ırak’ta da kullanılmış Suriye’de de, İran’da da, Türkiye’de de kullanıldı. Hepimiz Müslüman’ız kardeşiz falan… Tabi ki bu argüman tek başına bir şey ifade etmez. Niçin, tama Müslüman’ız ama haklarımızı da isteriz. Kürtler farklı bir halk ve Kürtlerin hakları var Bunları din kardeşliği perdesi altında gereksiz gibi göstermektense mademki kardeşiz doğrudur, Kürtlerin büyük çoğunluğu Müslüman’dır, hepsi değil tabi. Müslüman kardeşlerin haklarını tanımak gerekir bence. Diyanet İşleri Başkanı’nın da söylediği gibi; Kardeşlik edebiyatı yapacağımıza kardeşlik hukukuna önem verelim. Kardeşlik hkuku eşitliği gerektirir. İsmail Beşikçi’nin "İslam kardeşliği Kürtleri kandırma sloganıdır" eleştirisinde haklı bir yan var.
BDP VE PKK’NIN ÇEKİLME İÇİN YASAL GÜVENCE İSTEMESİ HAKLI
Sürecin bundan sonraki aşaması PKK’nın silahlı güçlerini sınır dışına ekmesi olarak niteleniyor. Öyle düşünülüyor. Bunu çekerken belli güvencelerin olması gerekiyor. Geçmişte, 1999’da da PKK silahlı güçlerini sınır dışına çekti. Bu çekiş sırasında bu devletle anlaşılarak yapılan bir şeydi. Öcalan ile yapılan anlaşma ve devletin de onayıyla PKK silahlı güçlerini sınır ötesine çekti. Ama bu çekiliş sırasında birçok yerde saldırıya uğradılar, yani kurban verdiler. Bence, eğer silahlar susacaksa ve sınır dışına çekilecekte bunun bir güvencesi olmalı. Yasal bir zemini olmalı. Başka türlüsü provakatif şeylere açıktır. Yarın birileri işgüzarlık yaparsa, o zaman süreç riske girebilir.
SİLAHLI GÜÇLERİN SINIRÖTESİNE ÇEKİLMESİNİ YANLIŞ
Ben silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini yanlış buluyorum. Silahlar bırakılacaksa neden burada bırakılmıyor, niye sınır ötesine çekiliyor? 1999’da bakın bu denendi, PKK silahlarını öteki tarafa götürdü. Ama sonra 5 sene hiç silahlar patlamadığı halde birden bire 2004’te PKK yeniden savaş pozisyonuna girdi.
SİLAHLAR YURTİÇİNDE BIRAKILMALI
Eğer mesele PKK’ya silah bıraktırmaksa ki hükümet öyle söylüyor, bu projeyi öyle nitelendiriyor, O zaman silahları kullanan taraf PKK’dır, lideri Öcalan’dır. Öcalan ile görüşülüyor, dolaylı olarak da PKK ile de, hatta dolaylı olarak sayılmaz artık, heyetler gidip geliyor Kandil’e ve Avrupa’ya… Madem görüşülüyor onlar ikna edilmeli buna, yurt içinde silahları bırakmak mümkün değil mi niye sınır ötesine? Sınır ötesi neresi? Suriye mi, İran mı, Kuzey Irak denilen Güney Kürdistan mı? Buralar sahipsiz topraklar değil ki. Bir ülke kendi çatıştığı silahlı unsurlara ülkeyi terk edin gidin, niye böyle deniliyor.
SİLAHLARI ALIN SINIRÖTESİNE GİDİN DEMEK BAŞTAN BERİ YANLIŞTIR
Varsayalım ki PKK silahlı güçlerini öte tarafa çekti. Zaten Kandil’de epey silahlı gücü var, şimdi bunlar da eklenecek, Suriye’de de PYD olayı var. o zaman PKK’ya nasıl silah bıraktıracaksınız? PKK niye silah bıraksın, bırakmazsa ne olacak. Bana göre silahları alın sınır ötesine gidin baştan beri yanlıştır. Yanlış bir planlamadır. Eğer ki amaç gerçekten silahların susması, Kalıcı olarak susması, PKK’nın silah bırakması ise, ben bunu istiyorum geçmişten beri de söylüyorum, Silahlar Türkiye’de bırakılmalı. Bunun yasal zemini hazırlanmalı, bunun için de statükocu güçlere bakmadan, bu savaşın bitmesini istemeyen, şoven, militarist kesimlere bakmadan ki bence Türkiye’de durum düne göre daha uygun, hükümet cesur olmalı.
ÖCALAN VE DEVLET ARASIDAKİ DİYALOĞA BAKTIĞINDA, SİYASETEN YENİLGİ HİSSEDİYOR MU?
SONUÇ PKK İÇİN BİR FİYASKODUR
Ben kendi açımdan, Kürt halkı açısından bir yenilgi görmüyorum. PKK açısından durum farklıdır. PKK silahlı mücadele ile çok büyük hedefler koymuştu önüne. Yani ortaya çıktığı anda silahlı mücadele, bağımsız Kürdistan, hatta dört parça Kürdistan Hatta sosyalist Kürdistan falan dedi. Peki, ne oldu? Mesele orada. PKK nereden nereye geldi, Politikaları 180 derece değişti. Şimdi ne oldu? PKK bakımından hangi sonuçlara ulaşıldı. Bu bence bir siyasi parti açısından müthiş bir fiyaskodur. Ama şu var, PKK’nın bugün yaptığı yanlış değil, dün yaptığı yanlıştı. Yani koşullar elverişli olmadan silaha sarılmak, Suriye’ye İran’a dayanarak, başkalarına dayanarak Kürdistan’ı kurtaracağını hayal etmek bu yanlıştı. Bunun olmayacağını ben o zaman söyledim. Suriye’ye dayanarak zafere ulaşamazsınız dedi. Nitekim Öcalan’ı PKK’yı sınır dışı etti. Başkasının atına binen her zaman yaya kalır. Başından beri yanlış bir stratejiydi. Ama neydi Kürt halkının özgürlük mücadelesi. Elbette haklı bir mücadeleydi. Ben de o mücadelenin içindeydin, başka insanlar da vardı. Silahlı mücadeleyi böylesine fetiş haline getirmek ve hatta yanlış kullanmak, daha başka yönler de var geçmişte bunları çok konuştuk. PKK’nın bu yöntemleri başarısız oldu. Bugün gelinen nokta bunu açıkça gösteriyor.
PKK’NIN BUGÜN YAPTIĞI DEĞİL, DÜN YAPTIĞI YANLIŞ
Bugün PKK silahlı bırakıyor iyi ediyor bence. Şu anda yaptığı doğrudur. Zaten 30 senedir yaşanan bu savaş Kürt halkına çok büyük bedellere mal oldu. Türkiye’de de bu savaştan yararlanmak isteyen güçler vardı. Türkiye’ye de pahalıya mal oldu. Her iki tarafta da savaştan bir şeyler bekleyenler kaybettiler. Bu nedenle halk büyük bedeller ödedi Kürt’üyle Türk’üyle Şimdi silahların susması bu bakımdan doğrudur. Bunu destekliyorum ben. Şu anda PKK yanlış yapmıyor.
ÖZAL’IN ÖLÜMÜNÜN ÖTEDEN BERİ BARIŞ GİRİŞİMİYLE İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
1993’te Özal döneminde bir fırsat vardı, silahlar tümden susabilirdi, Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi adımlar atılabilirdi. Maalesef bu engellendi. Hatta Özal da yaşamını kuşkulu bir biçimde kaybetti. Ben öteden beri bu girişimle bir ilgisi olduğunu düşüyorum bunun.
ÖCALAN, FEDERASYON DESİN, İSTERİM
93 protokolünde Öcalan’la ortak talebimizdi federal çözüm. Ama Öcalan yakalandıktan sonra tüm taleplerinden vazgeçti. Şimdi, ben isterim tabi, eşitliğin biçimi de federatiftir, federasyondur. Otonomi bile ikinci derecede bir statüdür. Türkiye’de her iki halk yan yana barış içinde birlikte yaşayacaksa bunun biçiminin federal çözüm olduğunu söylüyorum. Buna bir günde varılamayacağını biliyorum.
İMRALI’YA GİDİP ÖCALAN’ATALEPLERİNDEN NEDEN VAZGEÇİYORSUN ARKADAŞ MI DİYEYİM!
İmralı’ya gidip Öcalan’a ne diyeyim? Öcalan 1993’teki Öcalan değil. Öcalan’a gidip taleplerinden neden vazgeçiyorsun arkadaş mı diyeyim? Öcalan ne yaptığını biliyor. Niye 180 derece politikasını değiştirdiğini biliyor. Partisi arkasından tıpış tıpış gitti. Bu insanlara ben ne diyeyim!
AKİL İNSANLAR ÇOK GEREKLİ DEĞİL
Ben akil insanlar meselesini şu aşamada çok acil çok gerekli bir şey olarak görmüyorum. Süreç içerisinde olabilir tabi. Ama şu var, akil adamlar ne yapacak? Eğer Kürt sorununu çözümüyse bu siyasi örgütlerle olur, hükümetle olur. Kürt sorunun çözümü farklı bir olay, silahları bırakmak farklı bir olay. Birbiriyle ilişkisi var tabi. Akil adamlar silahlı güçlerin sınır ötesine çekilmesinde bir gözlemci heyeti gibi rol oynayacaklarsa, bu yeter mi yetmez mi ben bu konuda çok net değilim. Çok gerekli bulmuyorum.
ÖCALAN’IN SİLAHLARIN BIRAKILMASI DIŞINDA SÖYLEDİKLERİ ÇEREZDİR
Benim için mektupta söylenenler pek sürpriz olmadı. Farklı bir şey beklemiyordum doğrusu. Mektubun özü, önce silahları susturmak sonra PKK’nın silah bırakmasına yönelik. Öcalan’ın böyle bir mesaj vermesi bekleniyordu zaten. Onun dışında mektupta söylenenler, işin biraz çerez tarafıdır bence. Özü artık silahlı eylemlerin vaktinin geçtiği, bunun sonuç vermeyeceği, bundan sonra mücadelenin siyasal ve barışçı yöntemlerle yapılması gerektiği. PKK’nın silahlarının susturmasına yönelik özü budur ve bence önemlidir bu. Bunu ben öteden beri olumlu buluyorum. Ama onun dışında Öcalan’ın bir takım felsefi edebi bir takım değerlendirmeleri var. Onlar ayrı şeyler. Onlar ayrıca değerlendirilebilir. Şahsen onları bu aşamada değerlendirmeyi doğru da bulmuyorum. Şundan dolayı, onların bir kısmına katılmam, ama en azından silahların susturmaya yönelik, mektubun özü budur, bunu destekliyorum ve bunu önemli buluyorum.
HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ ARGÜMANI TEK BAŞINA BİR ŞEY İFADE ETMEZ
Öteden beri Kürtlerle ilgili bu İslam kardeşliği argümanı kullanılmıştır. Geçmişten beri kullanılmıştır bu ırak’ta da kullanılmış Suriye’de de, İran’da da, Türkiye’de de kullanıldı. Hepimiz Müslüman’ız kardeşiz falan… Tabi ki bu argüman tek başına bir şey ifade etmez. Niçin, tama Müslüman’ız ama haklarımızı da isteriz. Kürtler farklı bir halk ve Kürtlerin hakları var Bunları din kardeşliği perdesi altında gereksiz gibi göstermektense mademki kardeşiz doğrudur, Kürtlerin büyük çoğunluğu Müslüman’dır, hepsi değil tabi. Müslüman kardeşlerin haklarını tanımak gerekir bence. Diyanet İşleri Başkanı’nın da söylediği gibi; Kardeşlik edebiyatı yapacağımıza kardeşlik hukukuna önem verelim. Kardeşlik hkuku eşitliği gerektirir. İsmail Beşikçi’nin "İslam kardeşliği Kürtleri kandırma sloganıdır" eleştirisinde haklı bir yan var.
BDP VE PKK’NIN ÇEKİLME İÇİN YASAL GÜVENCE İSTEMESİ HAKLI
Sürecin bundan sonraki aşaması PKK’nın silahlı güçlerini sınır dışına ekmesi olarak niteleniyor. Öyle düşünülüyor. Bunu çekerken belli güvencelerin olması gerekiyor. Geçmişte, 1999’da da PKK silahlı güçlerini sınır dışına çekti. Bu çekiş sırasında bu devletle anlaşılarak yapılan bir şeydi. Öcalan ile yapılan anlaşma ve devletin de onayıyla PKK silahlı güçlerini sınır ötesine çekti. Ama bu çekiliş sırasında birçok yerde saldırıya uğradılar, yani kurban verdiler. Bence, eğer silahlar susacaksa ve sınır dışına çekilecekte bunun bir güvencesi olmalı. Yasal bir zemini olmalı. Başka türlüsü provakatif şeylere açıktır. Yarın birileri işgüzarlık yaparsa, o zaman süreç riske girebilir.
SİLAHLI GÜÇLERİN SINIRÖTESİNE ÇEKİLMESİNİ YANLIŞ
Ben silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini yanlış buluyorum. Silahlar bırakılacaksa neden burada bırakılmıyor, niye sınır ötesine çekiliyor? 1999’da bakın bu denendi, PKK silahlarını öteki tarafa götürdü. Ama sonra 5 sene hiç silahlar patlamadığı halde birden bire 2004’te PKK yeniden savaş pozisyonuna girdi.
SİLAHLAR YURTİÇİNDE BIRAKILMALI
Eğer mesele PKK’ya silah bıraktırmaksa ki hükümet öyle söylüyor, bu projeyi öyle nitelendiriyor, O zaman silahları kullanan taraf PKK’dır, lideri Öcalan’dır. Öcalan ile görüşülüyor, dolaylı olarak da PKK ile de, hatta dolaylı olarak sayılmaz artık, heyetler gidip geliyor Kandil’e ve Avrupa’ya… Madem görüşülüyor onlar ikna edilmeli buna, yurt içinde silahları bırakmak mümkün değil mi niye sınır ötesine? Sınır ötesi neresi? Suriye mi, İran mı, Kuzey Irak denilen Güney Kürdistan mı? Buralar sahipsiz topraklar değil ki. Bir ülke kendi çatıştığı silahlı unsurlara ülkeyi terk edin gidin, niye böyle deniliyor.
SİLAHLARI ALIN SINIRÖTESİNE GİDİN DEMEK BAŞTAN BERİ YANLIŞTIR
Varsayalım ki PKK silahlı güçlerini öte tarafa çekti. Zaten Kandil’de epey silahlı gücü var, şimdi bunlar da eklenecek, Suriye’de de PYD olayı var. o zaman PKK’ya nasıl silah bıraktıracaksınız? PKK niye silah bıraksın, bırakmazsa ne olacak. Bana göre silahları alın sınır ötesine gidin baştan beri yanlıştır. Yanlış bir planlamadır. Eğer ki amaç gerçekten silahların susması, Kalıcı olarak susması, PKK’nın silah bırakması ise, ben bunu istiyorum geçmişten beri de söylüyorum, Silahlar Türkiye’de bırakılmalı. Bunun yasal zemini hazırlanmalı, bunun için de statükocu güçlere bakmadan, bu savaşın bitmesini istemeyen, şoven, militarist kesimlere bakmadan ki bence Türkiye’de durum düne göre daha uygun, hükümet cesur olmalı.
ÖCALAN VE DEVLET ARASIDAKİ DİYALOĞA BAKTIĞINDA, SİYASETEN YENİLGİ HİSSEDİYOR MU?
SONUÇ PKK İÇİN BİR FİYASKODUR
Ben kendi açımdan, Kürt halkı açısından bir yenilgi görmüyorum. PKK açısından durum farklıdır. PKK silahlı mücadele ile çok büyük hedefler koymuştu önüne. Yani ortaya çıktığı anda silahlı mücadele, bağımsız Kürdistan, hatta dört parça Kürdistan Hatta sosyalist Kürdistan falan dedi. Peki, ne oldu? Mesele orada. PKK nereden nereye geldi, Politikaları 180 derece değişti. Şimdi ne oldu? PKK bakımından hangi sonuçlara ulaşıldı. Bu bence bir siyasi parti açısından müthiş bir fiyaskodur. Ama şu var, PKK’nın bugün yaptığı yanlış değil, dün yaptığı yanlıştı. Yani koşullar elverişli olmadan silaha sarılmak, Suriye’ye İran’a dayanarak, başkalarına dayanarak Kürdistan’ı kurtaracağını hayal etmek bu yanlıştı. Bunun olmayacağını ben o zaman söyledim. Suriye’ye dayanarak zafere ulaşamazsınız dedi. Nitekim Öcalan’ı PKK’yı sınır dışı etti. Başkasının atına binen her zaman yaya kalır. Başından beri yanlış bir stratejiydi. Ama neydi Kürt halkının özgürlük mücadelesi. Elbette haklı bir mücadeleydi. Ben de o mücadelenin içindeydin, başka insanlar da vardı. Silahlı mücadeleyi böylesine fetiş haline getirmek ve hatta yanlış kullanmak, daha başka yönler de var geçmişte bunları çok konuştuk. PKK’nın bu yöntemleri başarısız oldu. Bugün gelinen nokta bunu açıkça gösteriyor.
PKK’NIN BUGÜN YAPTIĞI DEĞİL, DÜN YAPTIĞI YANLIŞ
Bugün PKK silahlı bırakıyor iyi ediyor bence. Şu anda yaptığı doğrudur. Zaten 30 senedir yaşanan bu savaş Kürt halkına çok büyük bedellere mal oldu. Türkiye’de de bu savaştan yararlanmak isteyen güçler vardı. Türkiye’ye de pahalıya mal oldu. Her iki tarafta da savaştan bir şeyler bekleyenler kaybettiler. Bu nedenle halk büyük bedeller ödedi Kürt’üyle Türk’üyle Şimdi silahların susması bu bakımdan doğrudur. Bunu destekliyorum ben. Şu anda PKK yanlış yapmıyor.
ÖZAL’IN ÖLÜMÜNÜN ÖTEDEN BERİ BARIŞ GİRİŞİMİYLE İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
1993’te Özal döneminde bir fırsat vardı, silahlar tümden susabilirdi, Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi adımlar atılabilirdi. Maalesef bu engellendi. Hatta Özal da yaşamını kuşkulu bir biçimde kaybetti. Ben öteden beri bu girişimle bir ilgisi olduğunu düşüyorum bunun.
ÖCALAN, FEDERASYON DESİN, İSTERİM
93 protokolünde Öcalan’la ortak talebimizdi federal çözüm. Ama Öcalan yakalandıktan sonra tüm taleplerinden vazgeçti. Şimdi, ben isterim tabi, eşitliğin biçimi de federatiftir, federasyondur. Otonomi bile ikinci derecede bir statüdür. Türkiye’de her iki halk yan yana barış içinde birlikte yaşayacaksa bunun biçiminin federal çözüm olduğunu söylüyorum. Buna bir günde varılamayacağını biliyorum.
İMRALI’YA GİDİP ÖCALAN’ATALEPLERİNDEN NEDEN VAZGEÇİYORSUN ARKADAŞ MI DİYEYİM!
İmralı’ya gidip Öcalan’a ne diyeyim? Öcalan 1993’teki Öcalan değil. Öcalan’a gidip taleplerinden neden vazgeçiyorsun arkadaş mı diyeyim? Öcalan ne yaptığını biliyor. Niye 180 derece politikasını değiştirdiğini biliyor. Partisi arkasından tıpış tıpış gitti. Bu insanlara ben ne diyeyim!
AKİL İNSANLAR ÇOK GEREKLİ DEĞİL
Ben akil insanlar meselesini şu aşamada çok acil çok gerekli bir şey olarak görmüyorum. Süreç içerisinde olabilir tabi. Ama şu var, akil adamlar ne yapacak? Eğer Kürt sorununu çözümüyse bu siyasi örgütlerle olur, hükümetle olur. Kürt sorunun çözümü farklı bir olay, silahları bırakmak farklı bir olay. Birbiriyle ilişkisi var tabi. Akil adamlar silahlı güçlerin sınır ötesine çekilmesinde bir gözlemci heyeti gibi rol oynayacaklarsa, bu yeter mi yetmez mi ben bu konuda çok net değilim. Çok gerekli bulmuyorum.