Milliyet çalışanları, bir süredir gazetelerinin kapatılacağı ve yıl sonu itibarıyla tıpkı Vatan Gazetesi gibi dijital ortamda yayınlanacağı iddialarının karşısında öfkelerini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
Konuyla ilgili görüştüğüm deneyimli bir Milliyet çalışanı öfkesini şöyle dile getirdi:
*
“Bazı meslektaşlarımızı gerçekten anlayamıyoruz. Tamam; gazetemizin kapanacağı ve sadece internet üzerinden yayın yapacağı bir süredir söyleniyor. Ancak bu iddia hem gazetenin sahibi Demirören ailesi hem de genel yayın yönetmenlerimiz tarafından defalarca yalanlandı. Ancak her ne hikmetse bu yöndeki iddialar, hatta üzücüdür ki ‘beklentiler’, bir türlü bitmek bilmedi. Tam işimize konsantre oluyoruz, neredeyse her gün bir meslektaşımız arayıp, ‘Ne zaman kapanıyorsunuz?’ diye soruyor. Lütfen kendinizi bizim yerimize koyun: Böyle bir ortamda işinize konsantre olabilir misiniz? Hepimiz ekmekleri peşinde koşan insanlarız. Bu işi profesyonel olarak yapıyoruz. Bu sorulara muhatap olunca, ilk başlarda anlayışla karşılıyor ve gülüp geçiyorduk. Ama bitmek bilmiyor. Artık sinirlerimiz bozuldu. Evlerimizde huzurumuz kalmadı. Eşimiz, çocuğumuz, bizim de işsizler kervanına katılmamız ihtimalinden büyük üzüntü duyuyor. Fakat bazı meslektaşlarımızın ısrarla aynı soruyu sormaları ve bu senaryoyu gündemde tutmaları karşısında ne yapacağımızı bilemez olduk. Artık kim bu soruyu sorarsa, ‘Kınanız hazır mı? Kapandığımızı duyunca yakarsınız!’ yanıtını veriyoruz. Varol Bey, sizden ricamız lütfen bu spekülasyonlara bir son verilmesi için bizim duygularımızı da yazın. Birileri adeta bizim de işsiz kalmamızı bekliyor. Haberi alınca rahatlayacakmış gibi davranıyorlar. Milliyet, Türk basın tarihinin en önemli köşe taşlarından biridir. Karacan ailesinden bugünkü kuşaklara mirastır. Milliyet, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerlerine bağlıdır. Biz çalışanlar geçiciyiz, yöneticiler geçici… Patronlar da geçici! Ama kimse Milliyet’in kapanması ihtimalini aklına bile getirmesin. Bu sadece biz çalışanların değil, hem medyamızın hem de ülkemizin büyük kaybı olur.”
*
Ne yalan söyleyeyim; duygularını bu cümlelerle dile getiren arkadaşım hiç de haksız değil…
Tamam; birilerimiz Demirörenler’in yandaş tavrına ve gazeteyi kimliksizleştirmesine kızıyoruz ama sevgili dostumun da dediği gibi onlar bugün var, yarın yok…
Bu gazete Aydın Doğan’a bile kalmadı!
Yarın öbür gün bir gelişme olur; bir bakarsınız Milliyet küllerinden yeniden doğar.
*
Kısacası yapacak iş güç bulamayınca “Milliyet kapanıyormuş” iddialarını dile getiren tüm diğer gazetelerdeki veya işsiz gazeteci dostlarıma sesleniyorum:
Lütfen artık bu konuyu kapatın…
Halen o kurumda çalışan yüzlerce meslektaşımızı ve daha da önemlisi eşlerini, çocuklarını paniğe sevk etmeyin…
Huzurlarını kaçırmayın!
*
Haaa; olursa…
Bugünkü sahipleri bu dev çınarı kapatmaya karar verir ve böyle bir kara lekeyi kendilerine yakıştırırsa…
Ben de aranıza katılırım ve arkadaşımızın dediği gibi kınalarımızı hep beraber yakarız!