O SORU AHMET HAKAN'I ÇİLEDEN ÇIKARDI! VE AYNI CEVABI VERDİ: ''SANA NE!''
Ahmet Hakan Kanal 7'de kendisine sorulan sorulara yeniden muhatap olmaya başladı. Peki neydi o sorular?
Kanal 7 grubundayken kendisine sorulan; "namaz kılıyor musun, oruç tutuyor musun" kabilinden sorulara "sana ne" demeyi yeğleyen Ahmet Hakan’a şimdiler de yine muhafazakar camiadan aynı sorular sorulur olmuş. Ahmet Hakan bu sorulara yine "sana ne!" diyor. Peki neden bu cevabı veriyor sürekli ünlü gazeteci?
İşte Ahmet Hakan’ın "sana ne"sinin sebebi...
KANAL 7’de çalıştığım dönemde benimle yapılan bütün röportajlarda -hiç sekmezdi- hep aynı soruyla karşılaşırdım:
“Namaz kılıyor musun? Hacca gittin mi? Zekât veriyor musun? Kelime-i şahadet getirdin mi?” falan...
O dönem ısrarla ve inatla bu sorulara cevap vermezdim.
Çünkü ben kendimi o dönemde “normal bir gazeteci” kimliğinin içinde tarif ediyordum ve diyordum ki:
“Başka gazetecilere sormadıkları soruları niye bana soruyorlar ki?”
Bir de şu vardı tabii:
82 Anayasası’na göre bile “Hiç kimse dini kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz”.
Devir değişti, şimdi de benim “eski mahalle” sormaya başladı:
“Oruç tutuyor musun? Namaz kılıyor musun?” falan.
Bir insanın ibadetlerini yerine getirip getirmediği neden bu denli merak konusu olur, “bu neyin tecessüsüdür” anlamam mümkün değil.
Ama bildiğim bir şey var:
Eskiden “Oruç tutuyorum” demek bir dışlama sebebiydi, şimdi de belki “Oruç tutmuyorum” demek bir dışlama sebebi haline geldi.
Bense ibadetlerin “dışlama” gayretlerinin oyuncağı olmamasını tercih ettiğim için bu tür sorulara geçmişte olduğu gibi şimdi de “Sana ne” diye cevap vermeye devam ediyorum.
Pek emin değilim ama galiba iyi yapıyorum.
Ahmet Hakan / Hürriyet
İşte Ahmet Hakan’ın "sana ne"sinin sebebi...
KANAL 7’de çalıştığım dönemde benimle yapılan bütün röportajlarda -hiç sekmezdi- hep aynı soruyla karşılaşırdım:
“Namaz kılıyor musun? Hacca gittin mi? Zekât veriyor musun? Kelime-i şahadet getirdin mi?” falan...
O dönem ısrarla ve inatla bu sorulara cevap vermezdim.
Çünkü ben kendimi o dönemde “normal bir gazeteci” kimliğinin içinde tarif ediyordum ve diyordum ki:
“Başka gazetecilere sormadıkları soruları niye bana soruyorlar ki?”
Bir de şu vardı tabii:
82 Anayasası’na göre bile “Hiç kimse dini kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz”.
Devir değişti, şimdi de benim “eski mahalle” sormaya başladı:
“Oruç tutuyor musun? Namaz kılıyor musun?” falan.
Bir insanın ibadetlerini yerine getirip getirmediği neden bu denli merak konusu olur, “bu neyin tecessüsüdür” anlamam mümkün değil.
Ama bildiğim bir şey var:
Eskiden “Oruç tutuyorum” demek bir dışlama sebebiydi, şimdi de belki “Oruç tutmuyorum” demek bir dışlama sebebi haline geldi.
Bense ibadetlerin “dışlama” gayretlerinin oyuncağı olmamasını tercih ettiğim için bu tür sorulara geçmişte olduğu gibi şimdi de “Sana ne” diye cevap vermeye devam ediyorum.
Pek emin değilim ama galiba iyi yapıyorum.
Ahmet Hakan / Hürriyet