O NE YAZDI TÜRKİYE NE ANLADI? HINCAL ULUÇ TECAVÜZCÜ MÜ?
Akşam yazarı Oray Eğin, Türk milletinin bir büyük eksikliğini köşesine taşıyarak Hıncal Ağabey'ine destek verdi.
Bir tecavüzcü olarak Hıncal Uluç
Pazartesi günkü Sabah’ta Hıncal Uluç ’Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisiyle alevlenen tecavüz tartışmaları hakkında bir yazı yazıyor. Yazıyı okumadan önce sosyal medyada, İnternet sitelerinde Hıncal Abi’ye gösterilen tepkilerden haberdar oldum. ’Hıncal Uluç tecavüzü savunuyor’ diye kıyamet kopuyordu...
Şaşırdım. Meraklandım. ’Olabilir mi böyle bir şey’ diye yazıyı okudum...
Ve bir kez daha Türk insanının en temel probleminin bu yazıyla bir kez daha ortaya çıktığını gördüm: ’Okuduğunu anlamama’ hastalığına kurban gitmiş Hıncal Uluç’un yazısı. Gerçi yazıda tedbirini almış, ’Hıncal tecavüzün sıradanlaşmasını istiyor, diye üzerime gelmeyin’ yazmış ama nafile... Üzerine çullanıyorlar...
Oysa Hıncal Uluç tecavüzü savunmuyor. Sadece bu toplumdaki ikiyüzlü ahlaka karşı çıkıyor. Tecavüze uğrayanın ötekileştirilmesine, başlarına böyle bir olay geldiği için toplumun dışına itilmesine itiraz ediyor.
’Tecavüze uğrayan ölüme mahkum edilmesin’ diyor.
Hıncal Abi galiba Vedat Türkali’nin romanının özünü tek kavrayan kişi...
Kitapta Fatmagül tecavüze uğrayınca kirlendiği için nişanlısı tarafından terk ediliyor. Suçlu muamelesi görüyor. Nişanlısı Mustafa ise sonradan bir hayat kadınıyla beraber oluyor... Buna karşılık tecavüz suçunu üstlenen, Fatmagül’le evlenmek zorunda kalan Kerim ise zaman içinde onu sevmeye başlıyor...
Ve Vedat Türkali ’Bu durumda kim ahlaklı kim değil, kim masum kim suçlu’ diyor...
Ahlakın bacak arasında değil, kafada olduğunu gösteriyor bütün ustalığıyla.
Vedat Türkali yıllar önce bir toplumun ikiyüzlülüğünü böyle afişe ediyor...
Bugün Hıncal Uluç da tecavüz mağdurlarının toplum dışına itilmelerine, damga yemelerine, hayattan bir tokat daha yemelerine itiraz ediyor...
Ne garip ki Vedat Türkali’nin bu romanı yayınladığı yıllardan daha geride Türkiye, daha muhafazakar.
’Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisinin senaristlerine sapık deniyor. Oyuncusuna bile tepki gösteriliyor. Dizinin yapımcı firması da ’Fatmagül’ öyküsünü tecavüze indirgiyor, ahlak kısmını fark etmiyor bile... Ve Hıncal Uluç bu ülkede tecavüzü savunan kişi durumuna düşüyor.
Aslında mesele çok basit.
Türkiye belki de tarihinin en büyük akıl tutulması sürecinden geçiyor. Hakim ideolojinin gardiyanları tarafından müthiş bir düşünce terörü yaşatılıyor. Kimse okumuyor... Kimse düşünmüyor... Kimse tartışmıyor... Çünkü Türkiye’de ’akıl’ yok ediliyor.
Bu ortamda kiminle hangi ahlakı tartışacağız, hangi ikiyüzlü ahlaka karşı savaşacağız...
Oray EĞİN / AKŞAM
Pazartesi günkü Sabah’ta Hıncal Uluç ’Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisiyle alevlenen tecavüz tartışmaları hakkında bir yazı yazıyor. Yazıyı okumadan önce sosyal medyada, İnternet sitelerinde Hıncal Abi’ye gösterilen tepkilerden haberdar oldum. ’Hıncal Uluç tecavüzü savunuyor’ diye kıyamet kopuyordu...
Şaşırdım. Meraklandım. ’Olabilir mi böyle bir şey’ diye yazıyı okudum...
Ve bir kez daha Türk insanının en temel probleminin bu yazıyla bir kez daha ortaya çıktığını gördüm: ’Okuduğunu anlamama’ hastalığına kurban gitmiş Hıncal Uluç’un yazısı. Gerçi yazıda tedbirini almış, ’Hıncal tecavüzün sıradanlaşmasını istiyor, diye üzerime gelmeyin’ yazmış ama nafile... Üzerine çullanıyorlar...
Oysa Hıncal Uluç tecavüzü savunmuyor. Sadece bu toplumdaki ikiyüzlü ahlaka karşı çıkıyor. Tecavüze uğrayanın ötekileştirilmesine, başlarına böyle bir olay geldiği için toplumun dışına itilmesine itiraz ediyor.
’Tecavüze uğrayan ölüme mahkum edilmesin’ diyor.
Hıncal Abi galiba Vedat Türkali’nin romanının özünü tek kavrayan kişi...
Kitapta Fatmagül tecavüze uğrayınca kirlendiği için nişanlısı tarafından terk ediliyor. Suçlu muamelesi görüyor. Nişanlısı Mustafa ise sonradan bir hayat kadınıyla beraber oluyor... Buna karşılık tecavüz suçunu üstlenen, Fatmagül’le evlenmek zorunda kalan Kerim ise zaman içinde onu sevmeye başlıyor...
Ve Vedat Türkali ’Bu durumda kim ahlaklı kim değil, kim masum kim suçlu’ diyor...
Ahlakın bacak arasında değil, kafada olduğunu gösteriyor bütün ustalığıyla.
Vedat Türkali yıllar önce bir toplumun ikiyüzlülüğünü böyle afişe ediyor...
Bugün Hıncal Uluç da tecavüz mağdurlarının toplum dışına itilmelerine, damga yemelerine, hayattan bir tokat daha yemelerine itiraz ediyor...
Ne garip ki Vedat Türkali’nin bu romanı yayınladığı yıllardan daha geride Türkiye, daha muhafazakar.
’Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisinin senaristlerine sapık deniyor. Oyuncusuna bile tepki gösteriliyor. Dizinin yapımcı firması da ’Fatmagül’ öyküsünü tecavüze indirgiyor, ahlak kısmını fark etmiyor bile... Ve Hıncal Uluç bu ülkede tecavüzü savunan kişi durumuna düşüyor.
Aslında mesele çok basit.
Türkiye belki de tarihinin en büyük akıl tutulması sürecinden geçiyor. Hakim ideolojinin gardiyanları tarafından müthiş bir düşünce terörü yaşatılıyor. Kimse okumuyor... Kimse düşünmüyor... Kimse tartışmıyor... Çünkü Türkiye’de ’akıl’ yok ediliyor.
Bu ortamda kiminle hangi ahlakı tartışacağız, hangi ikiyüzlü ahlaka karşı savaşacağız...
Oray EĞİN / AKŞAM