"O KALİTESİZ MUHABİRİN SİTEYE YAKIŞMADIĞINI DEFALARCA SÖYLEDİM!"
Bugünlerde adı odatv.com'la geçen şu sarışın muhabir de böyle biri olsa gerek... Kimdir, nedir bilen yok. Nereden çıktı
Kim bu şaibeli muhabir
Eminim odatv.com'un çektiği maddi sıkıntıların benzerini başka İnternet siteleri de yaşıyordur. Ne yazık ki daha dünyada portalların yatırımcıların desteği dışında kar edebileceği bir model bulunamadı. Öte yandan, haber sitelerine müthiş bir ilgi de var.
Ucuzdur vardır illeti denir ya, bu durum pek çok İnternet sitesini gönüllü çalışanlara mahkum ediyor. Sonuçta sayfanızda sürekli bir haber akışı olması gerekiyor, bunu yapacak yeterli elemanınız da yoksa her türlü yardım kabul görüyor.
Hiç adlarını duymadığımız, nerede gazeteciliğe başladığını bilmediğimiz adamlar kendilerini İnternet sitelerinin yöneticileri, sahipleri diye tanıtmıyor mu? Bir sene önce site kurmuş, bugün medya patronu diye dolaşıyor aramızda!
Bugünlerde adı odatv.com'la geçen şu sarışın muhabir de böyle biri olsa gerek... Kimdir, nedir bilen yok. Nereden çıktı, nasıl bir anda odatv.com'un muhabiri oldu inanın bilmiyorum.
Adını sitede gördüm. Tahminim, gönüllü olarak başladı bu işe. Zaten bir ücret falan almıyordu, odatv.com'un öyle bir bütçesi de yok bildiğim kadarıyla. Hatta gelirlerle giderler tam kafa kafayaydı...
Diyorum ya adam yokluğundan, site boş kalmasın diye, biraz da çalışkan göründüyse yaptığı haberleri basmışlardır. Öyle kayda değer bir haberini de hatırlamıyorum doğrusu. Girin bakın arşive, arama yapın, bir sürü 'dolgu' haberin altında imzasını göreceksiniz.
Bir kere beni aradı, Soner Yalçın'ın evine polis baskınının yapıldığı gün. Nereden çıktığı belli olmayan bir samimiyetle 'Ya yarın köşende bir şeyler yaz' falan demeye başladı. Baktım ki kendini bilmez biri, tersleyip telefonu kapattım.
Gazetecinin hem karakteri, hem kalitesi yazdığı haberlerden ve üslubundan ortaya çıkar zaten. Daha hiç konuşmadan bile ben notunu vermiştim: De ayıramayan, 'tabi'yle 'tabii'nin farkını bilemeyenle işim olmaz.
Onun gibi bir tane daha vardı; o da dünyanın en uyduruk, en mantıksız, yalan olduğu daha girişinden belli 'MİT müsteşarının kardeşi Pensilvanya'da yaşıyor' haberini yazmıştı. Kendisi gibi uyduruk bir akrabasını da ısrarla odatv.com'da yazar yapmıştı. Şimdi onlar odatv.com'a küfrediyorlar.
Bazen dışarıdan bir göz olarak odatv.com'la ilgili eleştirilerimi gerek telefonda, gerekse de e-mail'le Soner Yalçın'a iletirdim. Eminim bu yazışmalar, bu konuşmalar kayıtlıdır. En çok da benim ısrarım ve inadımla MİT müsteşarı haberini yapan kişinin odatv.com'la ilişkisini kesti Yalçın.
O kalitesiz muhabirin de siteye yakışmadığını defalarca söyledim. Ama benim insanların gözünde 'Kendinden başka hiç kimseyi beğenmez, hiç kimseyi sevmez' diye bir imajım var. Yayın yönetmeni olduğunda Serdar Turgut da bundan çok çekmişti. Sonradan dediklerimin haklılığı ortaya çıkıyor ama bazen insanların bazı şeyleri kendi kendilerine fark etmelerini beklemek gerekiyor galiba.
Soner Yalçın da bana 'Sana kalırsa sitede adam kalmayacak' demişti. Bu muhabir de kıytırık haberler yaptığından, pek suya sabuna dokunmadığından üzerinde durmadım. İnat etmedim.
Keşke etseymişim... Belki şimdi bu kadar insan bulaşan çamuru temizlemiyor olurdu.
Bu muhabir kimdir, nedir, nereden gelmiştir, ne işe yarar bilmiyorum.
Tahminim ve bildiğim kadarıyla sadece adam yokluğundan kendine yer bulmuş biri. Kendisini olmadığı kadar önemli göstermeye çalışan, belli ki hayal dünyası da geniş, daha yeni ilişkilendiği bir kurumun adını kendi çirkinlikleri için kullanabilecek kadar da basit biri.
'Gideyim kasede kaydedeyim, size büyük balığı sunuyorum' diye konuşan biri sadece kötü gazeteci değildir, ayrıca başka problemleri de vardır. Bu problemleri aşmak için profesyonel yardım gerekir.
Şimdi bir kendini bilmezin deli saçmaları karşısında ayıkla pirincin taşını...
Oray Eğin/www.aksam.com.tr
Eminim odatv.com'un çektiği maddi sıkıntıların benzerini başka İnternet siteleri de yaşıyordur. Ne yazık ki daha dünyada portalların yatırımcıların desteği dışında kar edebileceği bir model bulunamadı. Öte yandan, haber sitelerine müthiş bir ilgi de var.
Ucuzdur vardır illeti denir ya, bu durum pek çok İnternet sitesini gönüllü çalışanlara mahkum ediyor. Sonuçta sayfanızda sürekli bir haber akışı olması gerekiyor, bunu yapacak yeterli elemanınız da yoksa her türlü yardım kabul görüyor.
Hiç adlarını duymadığımız, nerede gazeteciliğe başladığını bilmediğimiz adamlar kendilerini İnternet sitelerinin yöneticileri, sahipleri diye tanıtmıyor mu? Bir sene önce site kurmuş, bugün medya patronu diye dolaşıyor aramızda!
Bugünlerde adı odatv.com'la geçen şu sarışın muhabir de böyle biri olsa gerek... Kimdir, nedir bilen yok. Nereden çıktı, nasıl bir anda odatv.com'un muhabiri oldu inanın bilmiyorum.
Adını sitede gördüm. Tahminim, gönüllü olarak başladı bu işe. Zaten bir ücret falan almıyordu, odatv.com'un öyle bir bütçesi de yok bildiğim kadarıyla. Hatta gelirlerle giderler tam kafa kafayaydı...
Diyorum ya adam yokluğundan, site boş kalmasın diye, biraz da çalışkan göründüyse yaptığı haberleri basmışlardır. Öyle kayda değer bir haberini de hatırlamıyorum doğrusu. Girin bakın arşive, arama yapın, bir sürü 'dolgu' haberin altında imzasını göreceksiniz.
Bir kere beni aradı, Soner Yalçın'ın evine polis baskınının yapıldığı gün. Nereden çıktığı belli olmayan bir samimiyetle 'Ya yarın köşende bir şeyler yaz' falan demeye başladı. Baktım ki kendini bilmez biri, tersleyip telefonu kapattım.
Gazetecinin hem karakteri, hem kalitesi yazdığı haberlerden ve üslubundan ortaya çıkar zaten. Daha hiç konuşmadan bile ben notunu vermiştim: De ayıramayan, 'tabi'yle 'tabii'nin farkını bilemeyenle işim olmaz.
Onun gibi bir tane daha vardı; o da dünyanın en uyduruk, en mantıksız, yalan olduğu daha girişinden belli 'MİT müsteşarının kardeşi Pensilvanya'da yaşıyor' haberini yazmıştı. Kendisi gibi uyduruk bir akrabasını da ısrarla odatv.com'da yazar yapmıştı. Şimdi onlar odatv.com'a küfrediyorlar.
Bazen dışarıdan bir göz olarak odatv.com'la ilgili eleştirilerimi gerek telefonda, gerekse de e-mail'le Soner Yalçın'a iletirdim. Eminim bu yazışmalar, bu konuşmalar kayıtlıdır. En çok da benim ısrarım ve inadımla MİT müsteşarı haberini yapan kişinin odatv.com'la ilişkisini kesti Yalçın.
O kalitesiz muhabirin de siteye yakışmadığını defalarca söyledim. Ama benim insanların gözünde 'Kendinden başka hiç kimseyi beğenmez, hiç kimseyi sevmez' diye bir imajım var. Yayın yönetmeni olduğunda Serdar Turgut da bundan çok çekmişti. Sonradan dediklerimin haklılığı ortaya çıkıyor ama bazen insanların bazı şeyleri kendi kendilerine fark etmelerini beklemek gerekiyor galiba.
Soner Yalçın da bana 'Sana kalırsa sitede adam kalmayacak' demişti. Bu muhabir de kıytırık haberler yaptığından, pek suya sabuna dokunmadığından üzerinde durmadım. İnat etmedim.
Keşke etseymişim... Belki şimdi bu kadar insan bulaşan çamuru temizlemiyor olurdu.
Bu muhabir kimdir, nedir, nereden gelmiştir, ne işe yarar bilmiyorum.
Tahminim ve bildiğim kadarıyla sadece adam yokluğundan kendine yer bulmuş biri. Kendisini olmadığı kadar önemli göstermeye çalışan, belli ki hayal dünyası da geniş, daha yeni ilişkilendiği bir kurumun adını kendi çirkinlikleri için kullanabilecek kadar da basit biri.
'Gideyim kasede kaydedeyim, size büyük balığı sunuyorum' diye konuşan biri sadece kötü gazeteci değildir, ayrıca başka problemleri de vardır. Bu problemleri aşmak için profesyonel yardım gerekir.
Şimdi bir kendini bilmezin deli saçmaları karşısında ayıkla pirincin taşını...
Oray Eğin/www.aksam.com.tr