O FİLME ASKER KIZMAZ, ÇÜNKÜ O GAZETECİNİN ADI JENERİKTE VAR!... ASKERE REFERANS OLAN GAZETECİ KİM?..

12 Eylül dönemini hicveden "Beynelmilel" filminde solcular ve askerle dalga geçiliyor.Askerin göstereceği tepki merak konusu olan filmin jeneriğindeki 2.isim ünlü bir gazeteci.Ertuğrul Özkök "O gazetecinin adı askerin tepkisini engeller"diye yazdı.

Asker buna gerçekten kızar mı

12 Eylül askeri harekátı olduğunda 33 yaşındaydım.Kendime koyduğum iki hedef vardı.
Ya TRT Genel Müdürü olmak, ya da CHP´den milletvekili seçilmek.
Öğretim üyesiydim ve küçük edebiyat dergilerinde yazı yazıyordum.
Bir de TİP´lilerin çıkardığı "Yürüyüş" Dergisi´nde 3-4 yazım yayınlanmıştı.

* * *

12 Eylül hayatımı kurtardı; ama ideallerimi ve hedeflerimi altüst etti.
Kendime yeni bir hayat kurmak, yeni idealler belirlemek zorunda kaldım.
Geçen salı akşamı bazı gazeteci arkadaşlarla "Beynelmilel" filmini seyrettik.
Filmi seyrederken işte hayatımın bu dönemi aklıma geldi.
Şerit bir kere daha yeniden sarıldı.
O parasız, ay sonunu çıkarmak için sabahları saat 6.00´da kalkıp çeviriler yapan, Yankı Dergisi´ne, Yalçın Küçük´ün hemen karşısındaki masada yazılar yazan genç öğretim üyesini hatırladım.

* * *

Filmi gerçekten çok beğenerek izledim.
Salona girerken, filme niye "Beynelmilel" gibi pek sinema kokmayan bir isim verdikleri hakkında en küçük bir fikrim yoktu.
İçeride güzel bir sürprizle karşılaştım.
Meğer filmin ismi, bir dönem solcuların en kuvvetli marşı olan "Enternasyonal"den esinlenilerek koyulmuş.
Onun karşılığı olarak kullanılmış.
Filmin başrol oyuncusu "Enternasyonal" marşıydı bile diyebilirim.

* * *

Film 12 Eylül döneminde, tam yılıyla da 1982 yılında Adıyaman´da geçiyor.
Adıyaman´da barlarda çalan bir orkestranın hikáyesi.
Dönemin kudretli komutanı Kenan Evren, Adıyaman´a gelecektir ve şehir onun hazırlıklarını yapmaktadır.
İşte bu ortamda insanı gerçekten güldüren olaylar birbirini izliyor.
Senaryoda insanı şaşırtan ve güldüren çok zekice unsurlar var.
Oyuncular mükemmel.
Herkes karikatürize edilmiş.
Tabii bu arada askerler de.

* * *

Salonda Hürriyet´ten Mehmet Yılmaz, Milliyet´ten Nurcan Akad, Radikal´den İsmet Berkan, Vatan´dan Okay Gönensin, Kanal D´den Ayşenur Arslan ve başka bazı arkadaşlar vardı.
Filmi seyrederken etraftan gelen gülme sesleri, esprilerin çoğumuzun hoşuna gittiğini gösteriyordu.
Film sonrası izlenimler de olumluydu.
Ama şu soru soruluyordu:
Acaba bu film askerleri kızdırır mı?
Nitekim Mehmet Yılmaz, dünkü yazısında kızdıracağını yazıyordu.
Çünkü filmde o dönemin askerleri ve Konsey üyeleri aşırı derecede karikatürize edilmişti.
Ancak yerel halk ve devrimciler de o ölçüde komikleştirilmiş tiplerdi.
Yani bu konuda askerlere haksızlık, devrimcilere de iltimas yapıldığı söylenemezdi.
Ayrıca öyle olsa bile, artık toplumun bütün kesimleri bu tür hicve kendisini alıştırmalı diye düşünüyorum.

* * *

Yine de o soruyu bir defa daha altını çizerek soruyorum.
Askerler bu filme kızarlar mı?
Film bitinceye kadar kızmaması gerektiğini düşünüyordum.
Ancak film bitip son jenerikler akmaya başladığında dikkatimi çeken bir ayrıntıyı okuyunca fikrim daha da netleşti.
Hayır askerler bu filme kesinlikle kızmazlar.
Nereden mi biliyorum?
Filmin sonunda büyük harflerle teşekkür edilen bazı kişi ve kurumlar var.
İkinci sırada bir isim dikkatimi çekti.
"Kanaltürk"ün sahibi Tuncay Özkan.
Ona da teşekkür ediliyor.
Kubilay mitinginin baş aktörü Tuncay Özkan, eğer asker düşmanlığı görmeyip destek verdiyse, bu film meşrudur demektir.
Şaka bir tarafa herkese şiddetle tavsiye ederim.
Gülmesi çok, ağlaması az, güzel bir film olmuş.

Ertuğr