O DAHA AĞIRINI SÖYLEDİ AMA 301. MADDE İŞLEMEDİ!

Zaman yazarı ve AKP milletvekili Özlem Türköne'nin eşi Mümtazer Türköne de "kağıttan kaplan" diye yazmış!

TSK’ya ‘’Kağıttan kaplan’’ diyen Süheyl Batum hakkında soruşturma açılırken, aynı ifadeyi 6 ay önce Zaman yazarı ve AKP milletvekili Özlem Türköne’nin eşi Mümtazer Türköne’nin de kullandığı ortaya çıktı.

TSK’ya ‘’Kağıttan kaplan’’ diyen CHP Genel Başkan yardımcısı Süheyl Batum için TCK 301’den soruşturma açılırken, aynı ifadeyi Zaman Gazetesi yazarı ve AKP milletvekili Özlem Türköne’nin eşi Mümtazer Türköne’nin de kullandığı ortaya çıktı. Türköne, altı ay önce "Bir tek subayın terfi alamadığı için, kağıttan kaplan gibi yere serebileceği bir orduyla, bu kadar çaresiz bir ordu ile, ülke savunulur mu?’’ diye yazdı.

Türköne, 15 Temmuz 2010 günü Zaman gazetesindeki ‘’Albay Dursun Çiçek intihara zorlanıyor ‘’ başlıklı yazısında, ‘’ Boğazına kadar siyasete batmış bir karargâhta görev yapıyordu’’ dedi ve şunları yazdı.

"(…) Albay Dursun Çiçek, temel görevi siyaseti tanzim etmek olan Genelkurmay Karargâhı'nın bir parçasıydı. Verilen emri, bir asker olduğu için yerine getirdi. Kendi milletine karşı suç işledi.(…) Şimdi asker yürüttüğü siyasî savaşta şerefli bir albayını feda ediyor. Üstü örtülemeyen bütün suçları bu albayın üzerine yıkıyor ve güya bu sayede saplandığı bataklıktan çıkmayı, komutanları kurtarmayı umuyor.

(…) Kızı, babasının yüksek askerî niteliklerinden özellikle de askerlikte çok önemli olan verilen emre itaat alışkanlığından bahsediyor. Benim de en küçük şüphem yok. Bir Türk subayı, emir almadan böyle bir işe kalkışmaz. Suç işleyip sonra da kendi kendini ihbar etmez. Neden kendini suçlu duruma düşürsün? Daha ötesi, bir tek subayın terfi alamadığı için kâğıttan kaplan gibi yere serebileceği bir orduyla, bu kadar çaresiz bir ordu ile ülke savunulur mu?"

Türköne Ekim 2009’daki bir başka yazısında da TSK yerine yeni bir ordunun kurulmasını önermiş, bugünkü orduyu fesat üreten Yeniçeri ocağına benzetmiş, ‘’Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye'nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu kurumsal yapıya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lâzım’’ demişti.