NURSUNA MEMECAN ERDOĞAN'LI YEMEĞİ NASIL ORGANİZE ETTİ?... YEMEĞE KİMLERİN GELECEĞİNİ NASIL BELİRLEDİ?... İŞTE MEMECAN'IN ŞOK AÇIKLAMALARI!....
Haftanın olayı, Erdoğan´ın Taksim´de katıldığı bir ev davetiydi.
Erdoğan ve Gül ailesine yakınlığıyla tanınan AKP Milletvekili Nursuna Memecan, Yeni Hayat Apartmanı´ndaki o geceyi ve devletin zirvesindekilerle ilgili çarpıcı detayları Vatan gazetesinden Sanem Altan'a anlattı:
"TAYYİP BEY TAM BİR KARADENİZLİ"
Mehmet Ali Birand geçen perşembe günü "Abdullah Gül gitti, Tayyip Erdoğan´ın freni fena boşaldı" diye bir yazı yazdı. Aynı gün Ahmet Taşgetiren´in "Gül ve Erdoğan arasındaki nüanslar" diye bir yazısı vardı. İki yorum da Abdullah Gül´ün sakin, Tayyip Erdoğan´ın ise fevri olduğunu ve ayrı düşmelerinin iyi olmadığını vurgulayan yazılardı. Açıkçası çok da akla yatkın tespitlerdi bunlar. İkisini de yakından biri olarak, siz ne düşünüyorsunuz?
İkisinin de ayrı gündemi var, şu an tabii ki çok yakın değiller. Tayyip Bey Karadenizli... Salih (Memecan) gibi duygu ve düşüncelerini daha coşkulu anlatıyor. Daha heyecanlıdır. Abdullah Bey daha sakindir. Ama insan olarak hep yakınlar. Tayyip Bey için sertleşti diyorlar, yakından tanıyan biri olarak bunu anlamıyorum. Çünkü kendi aramızda böyle bir durum yok. Günlük hayatında sert biri değil. Dışarıya yansıyan şeyi abartıyorlar. Haksızlığa tahammül edemiyor, bazen oralarda kızıyor, gerçi ben kendi adıma her şeyin diyalogla, konuşarak halledileceğine inanıyorum.
Peki, aklınıza yatmayan bir şey olursa siz bunu Tayyip Erdoğan´a söyleyebilir misiniz?
Çok rahatlıkla. Şahsen daha güleryüzlü bir ifade tarzını, kucaklayıcı olmasını daha iyi buluyorum. O üslupla söylediği için yanlış anlaşılıyor. Başka tonla ya da başka kelimelerle olsa... Zaten bir tek ben değil, herkes söyleyebilir.
Kimsenin söylemediğini, hatta danışmanlarını bile uzaklaştırdığını söylüyorlar...
Herkesi dinliyor inanın bana. Yeter ki suçlamayla değil, çözümle konuşun. Şu olmuyor diyorsanız, şöyle çözülebilir demenizi de istiyor. Alternatif fikir istiyor. Akıllıca bir yöntem yani.
Danışmanlarını nasıl buluyorsunuz?
Bu konuda hiç konuşmayayım.
"EMİNE VE HAYRUNNİSA HANIM KÜS DEĞİL"
Emine Hanım ve Hayrünnisa Hanım için de araları bozuk deniyor.
Bozuk değil. Bu kadınlar çok akıllı ve fedakâr kadınlar. Kendi hayatları yok, memleket için yaşıyorlar. Hem adamları destekliyorlar, hem memlekete faydalı olmak istiyorlar. O yüzden aralarında bir soğukluk olamaz. Anlık kızarlar belki ama öyle küslük yok. Benim hoşuma giden, onların arasında olma nedenim bu iyi niyet ve vatan-millet sevgisi. Gerçekten iyi niyetliler. Fedakârlıklarını tahmin bile edemezsiniz. Benim tanığım hiç kimse bu kadar fedakârlık yapmıyor. Herkesin bir özel hayatı var. Bunların özel hayat anlayışı "Başkası için ne yapabilirim." Zaten tanıyana kadar. Tanıyınca hiçbir önyargı kalmıyor.
Mehmet Barlas´lar davet işinde çok iyidir onların yemeklerinden çok şey öğrendim
Bu hafta neredeyse sadece siz konuşuldunuz. Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşinin de katıldığı, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, iş adamlarının ve dostlarınızın olduğu bir yemek daveti verdiniz evinizde? Öncelikle siz bu daveti niçin verdiniz?
Bunlardan daha çok vereceğim. Hayatım boyunca da çok verdim. Bayılırım yemek daveti vermeye. Fikirlerin paylaşıldığı en rahat ortamlardır bunlar. Mehmet Barlas´lar bu işte çok iyidir. Onların verdiği yemeklerden hep çok fazla şey öğrenerek çıkmışımdır. Zaten de meraklıyım ağırlamaya. Devamlı birilerini ağırlarım ben. Bir dahakine sizi de çağıracağım. Beraber olalım, konuşalım, yiyelim isteyen biriyim ben. Başbakan´a da sordum "Böyle bir yemek yapsam, teşrif eder misiniz?" diye... O da "Çok memnun olurum, iyi fikir" dedi. Böyle oldu işte. Konuşalım, sohbet edelim diye yapıldı.
Kimleri çağıracağınıza nasıl karar verdiniz? Misafirlerinizin seçimi bize tam olarak ne anlatmalı?
Zaten hayatımda olan insanlar bunlar. Görüş