Notre Dame'ın yanmasının ardından 'Kamburu' en çok satanlara yükseldi

Ünlü Fransız yazar Victor Hugo'nun Gotik mimari şaheserine adadığı 'Notre Dame'ın Kamburu', katedraldeki yangının ardından, Amazon'un en çok satanlar listesinin tepesine yerleşti.

Temeli 1163’te atılan ve tamamlanması 182 yıl süren Notre Dame Katedrali'nin dün geceki yangında büyük hasar görmesinin ardından, Victor Hugo'nun 'Notre Dame'ın Kamburu' diye bilinen romanı tüm dünyada yeniden gündeme geldi.

Hugo'nun 1829'da yazmaya başladığı özgün adıyla 'Notre-Dame de Paris' romanı, o dönemde yıkılmaya başlayan, tarihi değerine uygun olmayan şekilde onarılan ve hatta yerini yeni inşaatların alması tehlikesiyle karşılaşan Gotik mimari şaheserinin kurtarılmasını amaçlıyordu.

Romanın 1831'de yayımlanmasıyla tarihi değerine yeniden kavuşan katedralin dün gece tümüyle kül olmanın eşiğinden dönmesiyle gözler 'Notre Dame'ın Kamburu'na çevrildi.

Kitap, yayımlanmasından 188 yıl sonra Amazon'un en çok satanlar listesinin tepesine yerleşti.

'Notre-Dame de Paris' Fransa'da en hızlı satılan kitap, İngilizce çevirisi de dünya çapında tarihi kurmacayla ilgili kategorilerde en çok satanların bir numarası oldu.

Romanın Disney tarafından çevrilmiş animasyon filmi, en çok izlenen 10 aile filmi kategorisine ani bir dönüş yaptı.

Orjinali 940 sayfa olan ve 1482 yılında geçen roman, katedrali merkezine alarak, şair Pierre Gringoire, subay Phoebus de Chateaupers, Notre Dame başdiyakozu Claude Frollo ve zangocu Quasimodo'nun gönlünü fetheden Çingene kızı Esmeralda'nın trajik hikayesine odaklanır. Frollo'nun katedralin önünde bulduğu çok çirkin bir bebek olan ve büyüyüp zangoçluk yaparken kulakları duymaz olan Quasimodo, sonunda Esmeralda asılırken bunun sorumlusunun kim olduğunu anlayıp Frollo'yu katedralden aşağıya atar ve daha sonra mezarlığa gidip sevdiğinin ölüsüne sarılıp kalarak can verir.

Dün katedraldeki söndürme çalışmalarını tüm dünya yakından takip ederken, romandan bir pasaj yangının kehaneti gibi algılanarak sosyal medyada yaygın biçimde paylaşıldı:

"Tüm gözler kilisenin tepesine çevrilmişti. Gördükleri olağanüstü bir şeydi. Merkezdeki gül pencereden de yüksekte olan en üstteki galerinin tepesinde iki çan kulesinin arasında dev bir alev kıvılcımlar saçarak yükselmekteydi. Hararetli ve güçlü devasa alevin parçaları rüzgar tarafından dumanla birlikte götürülüyordu. Bu alevin altında… gargoyle heykelleri aşağıya ateş yağmurları kusuyordu…"

Romandan başka birçok alıntı da paylaşıldı.