"NİŞANTAŞI AHMET HAKAN'DAN SORULUR!" AYDIN DOĞAN ŞEHİR EFSANESİNE KANDI, HAKAN'I NEDEN ARADI?
Aydın Doğan'ın yolu Nişantaşı'na düştü."Nişantaşı Ahmet Hakan'dan sorulur" diyorlardı.O da Ahmet Hakan'ı buldu ve neleri konuştu?
Aydın Doğandan Merkele: Türk okulu açmak istiyorum
AYDIN Doğan, geçen hafta sonu Şöyle bir Nişantaşı turu atayım diyerek bizim semte gelmiş, gelince de Nişantaşı Ahmet Hakandan sorulur şeklindeki şehir efsanesinin etkisiyle olacak beni aramıştı.
Senin semtteyim... Uygunsan görüşelim... diyerek.
Buluştuk.
Bir de baktım ki:
Aydın Bey, alışverişin yoğunluğunu ölçmekten, ekonominin gidişatına dair veriler elde etmeye uğraşmaktan, semtteki kira bedellerini öğrenmeye gayret etmekten Nişantaşının keyfini çıkarmaya fırsat bulamıyor.
Ben de işin peşini bıraktım.
Nişantaşı keyfi yerine ciddi konularda sohbet ettik Aydın Beyle...
Mesela Merkelin Türkiye gezisi öncesi Türk Alman ilişkilerini...
* * *
Ve dün öğrendim ki Aydın Bey, sabah saatlerinde Çırağan Otelinde Merkelle bir kahvaltı yapmış.
Hemen Aydın Beyle konuştum.
Çok yararlı ve sıcak bir görüşme oldu dedi.
Merkel, yanına biri Bakan, diğeri Sözcü iki Alman yetkiliyi de alarak katılmış özel görüşmeye...
Aydın Bey ise Arzuhan Doğan Yalçındağ ile Doğan Grubunun Almanya Temsilcisi Sevda Boduroğlu ile...
Aydın Bey, 40 dakika planlanan ancak bir saat süren görüşmede Merkele, Sizi evimde ağırlamak, ayrıca Egenin mavi sularında bir yolculuğa
çıkarmak isterdim deyince...
Merkel, Almanların bir sözü vardır: Bütün güzellikler birden olmaz. Başka bir zaman o güzellikleri yaşarız demiş.
* * *
Aydın Doğanın özel görüşmede Merkele bir de teklifi olmuş.
Şöyle demiş Aydın Bey:
Sizden bir talepte bulunmak istiyorum: Ben Almanyada kaliteli Türkçe ve kaliteli Almanca öğretecek bir okul açmak istiyorum. Türk çocuklarına hem Türkçeyi, hem de Almancayı en iyi şekilde öğretecek, Türk gençlerine tarihini ve geleneğini öğretecek, hatta dileyen Alman gençlerine de Türkçe öğretecek bir okul açmak istiyorum.
Merkelin Aydın Doğana verdiği yanıt ise şöyle olmuş:
Bu teşebbüsünüzü hararetle desteklerim. Ancak Başbakan olarak benim bu girişimin gerçekleşmesini sağlayacak yetkim yok. Alman yasalarına göre başvurunuzu eyaletlere yaparak bu yetkiyi alabilirsiniz. Eyaletlere bu başvuruyu yaparsanız, ben de destek veririm. Bizde özel eğitime ciddi teşvik var, size teşvik de verirler. Ben de çok mutlu olurum, sizin de bir eseriniz olur. Bizim arkadaşlarımız daima yardımcı olurlar size.
Aydın Bey, neden böyle bir girişimde bulunduğunun nedenini de anlatmış Merkele:
Ben Almanyada yaşayan Türk toplumunun paralel ve ayrıksı bir toplum olmasını değil, uyum içinde yaşayan, Alman toplumuna entegre olmuş bir toplum olmasını istiyorum. Almanyaya uyum sağlamalarını arzu ediyorum. Bu hiçbir zaman asimilasyon anlamına gelmez. Uyumun birinci şartı lisan öğrenmekten geçiyor.
Ahmet Hakan/Hürriyet
AYDIN Doğan, geçen hafta sonu Şöyle bir Nişantaşı turu atayım diyerek bizim semte gelmiş, gelince de Nişantaşı Ahmet Hakandan sorulur şeklindeki şehir efsanesinin etkisiyle olacak beni aramıştı.
Senin semtteyim... Uygunsan görüşelim... diyerek.
Buluştuk.
Bir de baktım ki:
Aydın Bey, alışverişin yoğunluğunu ölçmekten, ekonominin gidişatına dair veriler elde etmeye uğraşmaktan, semtteki kira bedellerini öğrenmeye gayret etmekten Nişantaşının keyfini çıkarmaya fırsat bulamıyor.
Ben de işin peşini bıraktım.
Nişantaşı keyfi yerine ciddi konularda sohbet ettik Aydın Beyle...
Mesela Merkelin Türkiye gezisi öncesi Türk Alman ilişkilerini...
* * *
Ve dün öğrendim ki Aydın Bey, sabah saatlerinde Çırağan Otelinde Merkelle bir kahvaltı yapmış.
Hemen Aydın Beyle konuştum.
Çok yararlı ve sıcak bir görüşme oldu dedi.
Merkel, yanına biri Bakan, diğeri Sözcü iki Alman yetkiliyi de alarak katılmış özel görüşmeye...
Aydın Bey ise Arzuhan Doğan Yalçındağ ile Doğan Grubunun Almanya Temsilcisi Sevda Boduroğlu ile...
Aydın Bey, 40 dakika planlanan ancak bir saat süren görüşmede Merkele, Sizi evimde ağırlamak, ayrıca Egenin mavi sularında bir yolculuğa
çıkarmak isterdim deyince...
Merkel, Almanların bir sözü vardır: Bütün güzellikler birden olmaz. Başka bir zaman o güzellikleri yaşarız demiş.
* * *
Aydın Doğanın özel görüşmede Merkele bir de teklifi olmuş.
Şöyle demiş Aydın Bey:
Sizden bir talepte bulunmak istiyorum: Ben Almanyada kaliteli Türkçe ve kaliteli Almanca öğretecek bir okul açmak istiyorum. Türk çocuklarına hem Türkçeyi, hem de Almancayı en iyi şekilde öğretecek, Türk gençlerine tarihini ve geleneğini öğretecek, hatta dileyen Alman gençlerine de Türkçe öğretecek bir okul açmak istiyorum.
Merkelin Aydın Doğana verdiği yanıt ise şöyle olmuş:
Bu teşebbüsünüzü hararetle desteklerim. Ancak Başbakan olarak benim bu girişimin gerçekleşmesini sağlayacak yetkim yok. Alman yasalarına göre başvurunuzu eyaletlere yaparak bu yetkiyi alabilirsiniz. Eyaletlere bu başvuruyu yaparsanız, ben de destek veririm. Bizde özel eğitime ciddi teşvik var, size teşvik de verirler. Ben de çok mutlu olurum, sizin de bir eseriniz olur. Bizim arkadaşlarımız daima yardımcı olurlar size.
Aydın Bey, neden böyle bir girişimde bulunduğunun nedenini de anlatmış Merkele:
Ben Almanyada yaşayan Türk toplumunun paralel ve ayrıksı bir toplum olmasını değil, uyum içinde yaşayan, Alman toplumuna entegre olmuş bir toplum olmasını istiyorum. Almanyaya uyum sağlamalarını arzu ediyorum. Bu hiçbir zaman asimilasyon anlamına gelmez. Uyumun birinci şartı lisan öğrenmekten geçiyor.
Ahmet Hakan/Hürriyet