Nihal Bengisu Karaca'dan Hayrettin Karaman'a sert tepki: Mümkünse cennette bile karşılaşmayalım!

Hayrettin Karaman'ın yazısına tepki gösterenler kervanına Habertürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca da katıldı.

Yazısına "Mümkünse cennette bile karşılaşmayalım" başlığını koyan Nihal Bengisu Karaca, Hayrettin Karaman'a tepki göstermeyen muhafazakar islamcı erkekleri de unutmadı.

KİRLİ ZİHİNLERİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTEMİYORLAR

"İslamcı-dindar-geleneksel ya da muhafazakâr erkekler arasında, dindar kadınlara cephe almazlarsa yaptıkları ibadetin kabul edilmeyeceğini düşünen gruplar var" diyen Karaca, "Kirli zihinlerini verili bir durum' olarak kabullenip değiştirmeye tenezzül etmiyorlar. Konformist hayat tarzlarından
vazgeçmeye hiç niyetleri yok" dedi.

TEK YAPABİLDİKLERİ SPOR: GÜNAH KEÇİSİ ARAMA TURNUVASI

Bu tür erkeklerin yapabildikleri tek sporun “Günah keçisi arama turnuvası” olduğunu savunan Habertürk yazarı Karaca, turnuvanın son şampiyonunun Hayrettin Karaman olduğunu ilan etti.

ALLAH DAHA BÜYÜK KEDER VERMESİN

"Benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var.” ifadesinin her yöne çekilebileceğini belirten Karaca, Hayrettin Karaman için "Onca dini ilim tahsil et, profesör ol, sonra git Demet Akalın şarkılarının söz yazarlığına soyun. Allah daha büyük keder vermesin." dedi.

İşte Nihal Bengisu Karaca'nın bugünkü yazısından "Mümkünse cennette bile karşılaşmayalım" başlıklı o bölüm:

İSLAMCI-dindar-geleneksel ya da muhafazakâr erkekler arasında, dindar kadınlara cephe almazlarsa yaptıkları ibadetin kabul edilmeyeceğini düşünen gruplar var. Onlara göre bir kadın, eğer dindar ise çalışmamalı. Çalışan kadın beşeri ve içtimai çöküşün tetikleyicisi olduğunu bilmeli. Bilmiyorsa bildirilmeli.

Onlara göre kadının bekâr gezmesi sorun. Ama evliyse ve eşine itaat etmiyorsa daha büyük sorun! Onlara göre kadından yönetici olamaz, yöneticisi kadın olan milletler iflah olmaz.

Bırakın yönetici olmayı, onlara göre, kadınların hak araması da büyük bir sorun. Hatta birine göre şöyle: “Kadınlar ümmetin en büyük sorunu.” Çünkü “Erkekler kadınlara zulmetmekle itham edildikçe ümmet ayağa kalkamaz.”

Kirli zihinlerini “verili bir durum” olarak kabullenip değiştirmeye tenezzül etmiyorlar. Konformist hayat tarzlarından vazgeçmeye hiç niyetleri yok. Devlet gücüne yapışık, rant ekonomisine bitişik hayatlara alışmış durumdalar. Kendilerini iyi hissetmek için kaçınılmaz biçimde ast-üst ilişkilerine, ezmeye ve tahakküm etmeye mecbur hissediyorlar. Bu halleriyle yeni nesle umdukları kadar nüfuz edemedikleri için yapabildikleri tek sporu yapıyorlar: “Günah keçisi arama turnuvası.”

Turnuvanın son şampiyonu, “Başörtüleriyle sigara içen kadınlar” yazısının müellifi oldu. Malum şahıs, kendisini âlim kabul eden, onu “diğerlerinden” ayıran on binlerce kadına ihanet ettiği yazısında şunları söyledi: “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaya kapılıyorum: Sanki farklı olana şunu diyor: Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var.”

“Paylaşacağım çok şey var” ifadesinin her tarafa çekilir, omurgasız tınısı fazlasıyla endişe verici. Onca dini ilim tahsil et, profesör ol, sonra git Demet Akalın şarkılarının söz yazarlığına soyun. Allah daha büyük keder vermesin.

SİGARA SAĞLIĞA ZARARLI, ANLADIK

Bu durum kadını ve erkeğiyle insanların “göstermek” için giyinir olduğu bir çağda “örtünme” gibi zor bir sorumluluğu yüklenip götürmeye çalışan kadınlara iftira atmanızı gerektirir mi? Daha yakın tarihe kadar rejimin baskısı altında yaşayıp en temel haklarından mahrum kalmış olan asabı bozuk kadınlara, “Bak bak, sinyal yapıyor” terbiyesizliğiyle muamele etmeyi gerektirir mi?

Mesele sağlık ise “Sigara içmek, Allah’ın kullarına verdiği ‘beden’ emanetini iyi kullanmamaktır” dersiniz. Ama orada bile emanete hıyaneti sigaraya indirgerseniz size gülerler. Beyaz un, beyaz şeker, baklava, mısır şurubu içeren bütün hazır gıdalar, salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş etler ve dahi hava kirliliği de sağlığı olumsuz etkiler.

Ama konu sağlık olsaydı, sigara içen başörtülü kadınları rencide edenin spor yapan başörtülü kadınları teşvik etmesi gerekirdi. Ama ne gezer? Zira bu bakış açısının spor salonuna gitmeye bütçesi elvermediği için belediyelerin parklara kurduğu kondisyon aletlerini kullanan kadınlardan da rahatsız olduğuna eminim.

Hocanın “sırf sağlık” için o aletlere binip “orasını burasını” belli eden hareketler yapmayı kabul edilebilir bulan başörtülü kadınlara da diyecek çok sözü olduğuna hiç kuşku yok. Dahası bugün sigara içen kadına hallenen tuhaf iç dünyası yarın dışarıda göstere göstere gazoz içen kadına sarmaz mı zannediyoruz?

“Ben başını örten ama göstere göstere gazoz içen kadınları görünce şöyle bir intibaya kapılıyorum. Sanki ‘Nuri Alço’lara şunu diyor: Benden ümidinizi kesmeyin” yazısı çok mu sürpriz olur?

Garip olan, bir taraftan bu söylemleri kullananların diğer taraftan muhafazakâr ve dindar gençler arasındaki “deizm” artışından şikâyet etmeleri. Allah iyiliğinizi versin. Aşağıda IŞİD, yukarıda FETÖ varken; sizin gibi muteber bilinen kanaat önderleri de sürekli suizan, kadın düşmanlığı ve eşitsizlik üretirken, sahiden, başka ne olmasını bekliyordunuz?