NİHAL BENGİSU KARACA 28 ŞUBAT'I ANLATTI! "BUGÜN 28 ŞUBAT'IN TELAFİSİ YAPILIYOR"
Gazete Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını Medya Mahallesi'nde açıkladı..
CNN Türk’te Ayşenur Arslan’ın hazırlayıp sunduğu Medya Mahallesi programında bugün konuk Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’ydı.
Karaca medyada bugün yaşananların 28 Şubat’ın telafisi olduğunu anlattı, medyanın geçmişte dizayn edilmeye çalışıldığını söylediği programda şunları anlattı:
Nihal Bengisu Karaca: Geçmişin telafisi gibi görülüyor olabilir bugün medyada yaşananlar. Antidemokratik kuvvetler ve siyasete dahil dahi olmayan kuvvetlerin dizaynı doğrultusunda birden medya talim durabiliyordu.
Ayşenur Arslan: Bu kadar ağır değildi ama... Ben 12 Eylül’ü de 28 Şubat’ı da bilen bir gazeteci olarak söyleyebilirim. Bu kadar yaygın, bütün medya grupları açısından yayın ve ağır olduğunu düşünmüyorum.
Nihal Bengisu Karaca: Siz şimdi yandaş denilen bir medyada çalışmadınız. Periferde kalmış bir medyada, gazete ve televizyonda çalışmadınız. Öyle riskler, hayati kararlar söz konusu olduğunda ciddi sorunlar yaşadık. Ben kanal 7’de, Aksiyon’da, Zaman’da çalıştım 28 şubatta.
Ayşenur Arslan: İşten çıkartılma oldu mu peki?
Nihal Bengisu Karaca: İşten çıkartılma olamaz. Ama şöyle şeylerden bahsediyorum. Haber kaynakları buharlaşıyordu. Ben mesela Aksiyon’un Akşam diye anlayan telefonda, ama Aksiyon olduğunu anlayınca buharlaşan, hatta kabalaşan haber kaynakları biliyorum. Bu da işini yapamaz hale getirmektir. Sizin görüş alacağınız, haber yapacağınız kişiler size karşı tekmil duruma geçebiliyor.
Ayşenur Arslan: Ben o zaman hiç yanlış yapıldı demiyorum. Ben ambargolu, genelkurmay’a çağırılmayan gazeteciler olduğunu biliyorum. Gazete ve televizyonların el değiştirmesi... İşsiz kalması meslektaşlarımızın ya da pek çok gazetecinin cezaevinde olmasını düşününce... Askeri vesayet dönemleri daha ağır, daha kaba dönemlerdi ama bunlar yoktu. 28 Şubat’ta elbette Çandar ve Birand işinden oldu ama...
Nihal Bengisu Karaca: Sadece yazı yazdığı için tutuklanan gazeteciler biliyorum. Selam gazetesi mesela, zorla şerle, yazarları Hizbullah ile ilişkilendirilip tutuklandı, başlarına bir çok şey geldi. Bunlar eleştirdiğimiz şeyler ama şöyle bir algı da var gibi. Demokrasi algısındaki yer değişikliğinden kaynaklanan bir geçiş dönemi gibi geliyor bana bu dönem. Antidemokratik bir duruş sergilemişiz medya olarak ama halk üç seçimdir ardarda net bir şekilde tavrını koyuyor, biz de buna uygun davranmalıyız gibi bir farkındalık süreci bu. Ben bu farkındalığa karşı değilim. Ama bu can yakmadan olmalı. Daha yumuşak ilerleyebilir süreç.
Karaca medyada bugün yaşananların 28 Şubat’ın telafisi olduğunu anlattı, medyanın geçmişte dizayn edilmeye çalışıldığını söylediği programda şunları anlattı:
Nihal Bengisu Karaca: Geçmişin telafisi gibi görülüyor olabilir bugün medyada yaşananlar. Antidemokratik kuvvetler ve siyasete dahil dahi olmayan kuvvetlerin dizaynı doğrultusunda birden medya talim durabiliyordu.
Ayşenur Arslan: Bu kadar ağır değildi ama... Ben 12 Eylül’ü de 28 Şubat’ı da bilen bir gazeteci olarak söyleyebilirim. Bu kadar yaygın, bütün medya grupları açısından yayın ve ağır olduğunu düşünmüyorum.
Nihal Bengisu Karaca: Siz şimdi yandaş denilen bir medyada çalışmadınız. Periferde kalmış bir medyada, gazete ve televizyonda çalışmadınız. Öyle riskler, hayati kararlar söz konusu olduğunda ciddi sorunlar yaşadık. Ben kanal 7’de, Aksiyon’da, Zaman’da çalıştım 28 şubatta.
Ayşenur Arslan: İşten çıkartılma oldu mu peki?
Nihal Bengisu Karaca: İşten çıkartılma olamaz. Ama şöyle şeylerden bahsediyorum. Haber kaynakları buharlaşıyordu. Ben mesela Aksiyon’un Akşam diye anlayan telefonda, ama Aksiyon olduğunu anlayınca buharlaşan, hatta kabalaşan haber kaynakları biliyorum. Bu da işini yapamaz hale getirmektir. Sizin görüş alacağınız, haber yapacağınız kişiler size karşı tekmil duruma geçebiliyor.
Ayşenur Arslan: Ben o zaman hiç yanlış yapıldı demiyorum. Ben ambargolu, genelkurmay’a çağırılmayan gazeteciler olduğunu biliyorum. Gazete ve televizyonların el değiştirmesi... İşsiz kalması meslektaşlarımızın ya da pek çok gazetecinin cezaevinde olmasını düşününce... Askeri vesayet dönemleri daha ağır, daha kaba dönemlerdi ama bunlar yoktu. 28 Şubat’ta elbette Çandar ve Birand işinden oldu ama...
Nihal Bengisu Karaca: Sadece yazı yazdığı için tutuklanan gazeteciler biliyorum. Selam gazetesi mesela, zorla şerle, yazarları Hizbullah ile ilişkilendirilip tutuklandı, başlarına bir çok şey geldi. Bunlar eleştirdiğimiz şeyler ama şöyle bir algı da var gibi. Demokrasi algısındaki yer değişikliğinden kaynaklanan bir geçiş dönemi gibi geliyor bana bu dönem. Antidemokratik bir duruş sergilemişiz medya olarak ama halk üç seçimdir ardarda net bir şekilde tavrını koyuyor, biz de buna uygun davranmalıyız gibi bir farkındalık süreci bu. Ben bu farkındalığa karşı değilim. Ama bu can yakmadan olmalı. Daha yumuşak ilerleyebilir süreç.