New York Times'tan Erdoğan'a: Liderlikten başka her şeyi yapıyor
New York Times gazetesi Erdoğan için yayımladığı başyazıda, "Şu anda bölgesel bir kriz yaşanırken, liderlikten başka her şeyi yapıyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin IŞİD ve Kobani politikasına dünya basınından sert eleştiriler gelmeye devam ediyor. New York Times gazetesi, "Erdoğan'ın tehlikeli oyunu" başlıklı yazısında, AKP'ye sert eleştiriler yöneltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir lider gibi davranmadığını yazan gazete, politikasının da 'bir NATO müttefikine yakışmadığını' yazdı.
İşte, NYT'ın başyazısı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir zamanlar Müslüman dünyaya liderlik etmeye can atıyordu. Şu anda bölgesel bir kriz yaşanırken, liderlikten başka her şeyi yapıyor. İslamcı aşırılıkçılar iki kilometre ötedeki Suriye’de Kobani kentini ve Kürt nüfusunu kuşatırken, Türk askerleri ve tankları sınırdaki tel örgülerin hemen arkasında hiçbir şey yapmıyor.
Erdoğan güçlerini kenarda tutarak ve Kürt savaşçıların Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmesine izin vermek gibi diğer yöntemlerle yardım etmeyi reddederek, sadece Kürtleri zayıflatmayı hedeflemiyor. Aynı zamanda, ABD’yi kendisinin nefret ettiği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesine yardımcı olmaya zorlayarak, Başkan Barack Obama’nın da iradesini sınıyor.
Yaşananlar aynı zamanda, Obama’nın IŞİD’i zayıflatıp yenilgiye uğratma amaçlı, ayrıntıları süreç sırasında belirlenen stratejisindeki kafa karışıklığının ve iç gerilimlerin de kanıtı. Kobani’deki Kürt savaşçılar haftalardır IŞİD’i püskürtmeye çalışıyor. Amerikalılar yardım etmek için hava saldırılarını yoğunlaştırarak IŞİD militanlarının geriletilmesini sağladı ancak çatışmalar ve patlamalar devam ediyor.
Fakat tüm taraflar, yani Amerikalılar, Erdoğan ve Kürtler, hava saldırılarının somut sonuç sağlaması için karadan asker gönderilmesi gerektiğinde hemfikir. Erdoğan, ABD’nin Esad’ı devirmeye çalışan muhaliflere daha fazla destej vermemesi, Suriye Hava Kuvvetleri’ni caydıracak bir uçuşa yasak bölge kurmaması ve binlerce Suriyeli sığınmacı için Türkiye sınırında bir tampon bölge kurulmadıkça, asker göndermeye yanaşmıyor.
Esad’ın iç savaştaki zulmünü kimse inkar edemez fakat Obama haklı olarak bu savaşa müdahil olmaya karşı koydu ve Suriye liderinin peşine düşmek yerine IŞİD’i zayıflatmaya odaklanılması gerektiğinde ısrar etti. Obama’nın IŞİD’i Suriye’de de havadan vurma kararındaki en büyük risk, ABD’nin böyle bir karar almasa girmeyeceği bir savaşa çekilmesi ihtimaliydi.
Erdoğan’ın davranışlarının bir NATO müttefikine yakıştığı söylenemez. Esad’ı devirmeye o kadar istekliydi ki, sınırlarından savaşçı, silah ve para geçişine izin vererek IŞİD ve diğer militanların ortaya çıkmasına olanak tanıdı. Erdoğan Kobani’yi savunmayı ve IŞİD’le mücadeleye ciddi biçimde katılmayı reddederse, vahşi bir terör örgütünün güçlenmesinin ve sınırında zehirli, uzun vadeli istikrarsızlık oluşmasının önünün açacak.
Erdoğan ülke içindeki itibarını da zedeledi. Suriyeli Kürtlere yardımda tereddüt etmesi, Türkiye’nin Kürt azınlığını küplere bindirdi. Erdoğan Kobani’yi korumanın, Irak’taki akrabaları gibi otonomi talep eden ve birçok sınır bölgesinde fiili kontrole sahip olan Suriyeli Kürtler güçlendireceğini düşünüyor. Fakat Kobani düşerse, Kürtlerin öfkesinin artacağına şüphe yok.
Amerikalılar Erdoğan’la anlaşmazlıkları aşmak için son günlerde yoğun çaba harcıyor. Fakat bu büyük farklar, ABD’nin oluşturduğu yaklaşık 50 ülkelik koalisyonu derinden tehdit ediyor. Böylesine derin bir anlaşmazlığın Obama Suriye’de harekete geçmeden önce niçin çözülmediğini merak ediyoruz. (Diken)
İşte, NYT'ın başyazısı:
Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir zamanlar Müslüman dünyaya liderlik etmeye can atıyordu. Şu anda bölgesel bir kriz yaşanırken, liderlikten başka her şeyi yapıyor. İslamcı aşırılıkçılar iki kilometre ötedeki Suriye’de Kobani kentini ve Kürt nüfusunu kuşatırken, Türk askerleri ve tankları sınırdaki tel örgülerin hemen arkasında hiçbir şey yapmıyor.
Erdoğan güçlerini kenarda tutarak ve Kürt savaşçıların Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmesine izin vermek gibi diğer yöntemlerle yardım etmeyi reddederek, sadece Kürtleri zayıflatmayı hedeflemiyor. Aynı zamanda, ABD’yi kendisinin nefret ettiği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesine yardımcı olmaya zorlayarak, Başkan Barack Obama’nın da iradesini sınıyor.
Yaşananlar aynı zamanda, Obama’nın IŞİD’i zayıflatıp yenilgiye uğratma amaçlı, ayrıntıları süreç sırasında belirlenen stratejisindeki kafa karışıklığının ve iç gerilimlerin de kanıtı. Kobani’deki Kürt savaşçılar haftalardır IŞİD’i püskürtmeye çalışıyor. Amerikalılar yardım etmek için hava saldırılarını yoğunlaştırarak IŞİD militanlarının geriletilmesini sağladı ancak çatışmalar ve patlamalar devam ediyor.
Fakat tüm taraflar, yani Amerikalılar, Erdoğan ve Kürtler, hava saldırılarının somut sonuç sağlaması için karadan asker gönderilmesi gerektiğinde hemfikir. Erdoğan, ABD’nin Esad’ı devirmeye çalışan muhaliflere daha fazla destej vermemesi, Suriye Hava Kuvvetleri’ni caydıracak bir uçuşa yasak bölge kurmaması ve binlerce Suriyeli sığınmacı için Türkiye sınırında bir tampon bölge kurulmadıkça, asker göndermeye yanaşmıyor.
Esad’ın iç savaştaki zulmünü kimse inkar edemez fakat Obama haklı olarak bu savaşa müdahil olmaya karşı koydu ve Suriye liderinin peşine düşmek yerine IŞİD’i zayıflatmaya odaklanılması gerektiğinde ısrar etti. Obama’nın IŞİD’i Suriye’de de havadan vurma kararındaki en büyük risk, ABD’nin böyle bir karar almasa girmeyeceği bir savaşa çekilmesi ihtimaliydi.
Erdoğan’ın davranışlarının bir NATO müttefikine yakıştığı söylenemez. Esad’ı devirmeye o kadar istekliydi ki, sınırlarından savaşçı, silah ve para geçişine izin vererek IŞİD ve diğer militanların ortaya çıkmasına olanak tanıdı. Erdoğan Kobani’yi savunmayı ve IŞİD’le mücadeleye ciddi biçimde katılmayı reddederse, vahşi bir terör örgütünün güçlenmesinin ve sınırında zehirli, uzun vadeli istikrarsızlık oluşmasının önünün açacak.
Erdoğan ülke içindeki itibarını da zedeledi. Suriyeli Kürtlere yardımda tereddüt etmesi, Türkiye’nin Kürt azınlığını küplere bindirdi. Erdoğan Kobani’yi korumanın, Irak’taki akrabaları gibi otonomi talep eden ve birçok sınır bölgesinde fiili kontrole sahip olan Suriyeli Kürtler güçlendireceğini düşünüyor. Fakat Kobani düşerse, Kürtlerin öfkesinin artacağına şüphe yok.
Amerikalılar Erdoğan’la anlaşmazlıkları aşmak için son günlerde yoğun çaba harcıyor. Fakat bu büyük farklar, ABD’nin oluşturduğu yaklaşık 50 ülkelik koalisyonu derinden tehdit ediyor. Böylesine derin bir anlaşmazlığın Obama Suriye’de harekete geçmeden önce niçin çözülmediğini merak ediyoruz. (Diken)