NEW YORK TİMES'IN BAŞYAZISINDA, ANKARA YOLUNDAKİ OBAMA'YA DOĞAN GRUBU UYARISI!..

ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti New York Times gazetesinin başyazısında ele alındı.

ABD Başkanı Barack Obama'ya başyazısında tavsiyelerde bulunan NY Times, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın giderek artan otokratik eğilimlerinden endişe duyulduğunu da söyledi.


Ayrıca yazı Doğan Yayın Holding'e verilen vergi cezasının hükümetin yolsuzluğunu ortaya çıkaran bağımsız basına bir misilleme olabileceğini bildirdi.


Obama'nın, Avrupa'ya yaptığı ilk resmi gezide Türkiye'yi de ziyaret etmesinin akıllıca bir karar olduğunu yazan The New York Times gazetesi ABD'nin Irak, Afganistan ve İran konularında işbirliğine gerek duyduğu Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinde ve iç siyasetinde endişe verici eğilimler olduğunu bildirdi.


Gazete ABD Başkanı'na bu eğilimleri tersine çevirmek ve Türkiye'yi Batı'ya daha sıkı bir şekilde bağlaması için yapabileceğinin hepsini yapması gerektiği uyarısında bulundu.


İşte New York Times'taki yazının tam metni...


Başkan Obama ve Türkiye
Başkan Obama´nın ilk resmi Avrupa seyahatinde Türkiye´yi ziyaret etmesi çok yerinde bir karar oldu. Amerika Birleşik Devletlerinin, Irak ve Afganistan´ın yanısıra, İran meselesinde ve Orta Doğu barışına dönük arabuluculuk çabalarında Türkiye´nin işbirliğine ihtiyacı var. Ancak, Türkiye´nin Avrupa ile olan ilişkilerinde ve kendi iç siyasetinde son derece kaygı verici gelişmeler ortaya çıkmış bulunuyor.
Obama, bu trendleri tersyüz etmek ve Türkiye´nin Batı´ya sağlam bir şekilde demir atması atması için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.
Adalet ve Kalkınma Partisi, beraberinde ekonomik büyümeyi ve Avrupa Birliği ile artan seviyede ticari bağları getiren piyasa odaklı politikalar gütmesinin ardından, 2007 seçimlerinde çok etkileyici bir sonuçla tekrar seçildi. Bu muhafazakâr Müslüman parti, insan haklarını genişletmekle kalmadı, Türk kanunlarını da, Avrupa standartlarına yaklaştırdı.
O günlerden bu yana, bu reformlar, kısmen, sivil milliyetçilerin ve hâlâ fazlasıyla söz sahibi olan generallerin muhalefetinden dolayı duraklamış durumda. (Askerî darbe planlamakla suçlanan 86 kişinin yargılanmakta oluşu Türk siyasetinin karanlık yüzünü hatırlatan bir olay.) Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Avrupa Birliği başvurusu ve kabul edilmenin bedeli olan reformlara dair hevesini yitirmiş gibi görünüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye´yi Avrupa Birliği´nin dışında tutmak için elinden geleni yapacağını açıkça beyan ederek, bu konuda özellikle "köstek" olmuştur. Obama´nın, Sarkozy ve diğerlerini, Türkiye´nin - bir İslam demokrasisinin - birliğe kabul edilmesinin herkesin yararına olacağı konusunda ikna etmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, Ankara´yı da, gereken reformların Türkiye´nin demokrasisini güçlendireceği ve daha fazla istikrar ile büyüme getireceği konusunda ikna etmesi gerekiyor.


Erdoğan´ın gittikçe artan otokratik eğilimleri konusunda kaygılıyız. Hükümetinin, medya devi Aydın Doğan´ı, 500 milyon dolar tutarında bir vergi cezasıyla tokat atarcasına cezalandırma kararı, hükümetin yolsuzluklarını başarılı bir şekilde ortaya çıkan bağımsız basına yapılmış bir misilleme gibi gözüküyor. Ankara´nın Afganistan´daki okulları yeniden inşa etme konusundaki istekliliği olumlu karşılanabilecek bir tutum. Ancak, oradaki durum çok kritik; NATO´nun da, daha fazla askere ihtiyacı var ve Amerikan askerlerinin ve teçhizatının Irak´tan Afganistan´a nakillerini mümkün kılmak için, Türk askerî üslerine erişimi de gerekiyor.
Ankara, İsrail ve Suriye arasında dolaylı müzakereler yoluyla arabuluculuk yaparak olumlu bir rol oynadı. Washington´un da teşviki ile, Erdoğan, İran, Sudan ve Hamas ile olan ilişkilerini, bu aktörleri davranışlarına çeki düzen vermeye teşvik amacı ile kullanabilir.
Türkiye´nin Irak Kürtleri ile olan işbirliği büyük ölçüde gelişme gösterdi. Bu bağlamda, Türkiye ve Ermenistan´ın yakın bir gelecekte ilişkilerini normale döndürecekleri yolunda haberler geliyor.
Çok uzun bir süredir, Türkiye´nin, Birinci Dünya Savaşı döneminde Ermenilerin toplu öldürülmesini, kendine zarar verme pahasına inkâr ediyor olmasını eleştiriyoruz. Ancak, ABD Kongresi, soykırımı kınayan bir tasarıyı yeniden değerlendirmeye alırken, bir parça ağırdan alması, hem Ermenistan hem de Türkiye için çok daha hayırlı olur. Seçim kampanyası esnasında, bu olayı bir soykırım olarak tanıyacağı konusunda taahhütte bulunmuş olan Obama da, bu konuda adımlarını sakınarak atmalıdır.
Bush yönetiminin, bir felâket olan Irak savaşı, Türkiye´de, yıkıcı bir Amerikan karşıtlığını besledi. Obama´nın ziyareti, bu hasmâne duyguları yumuşatacağa benzer. Ancak, önemli bir müttefik ve yolundan çıkma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan önemli bir demokrasi ile ilişkiyi sağlama alabilmek için, kendisi bunun da ötesine gitmelidir.