Nejat İşler'den 'trilyonluk' itiraf!

Muğlalı yönetmen Yüksel Aksu’nun sinema atölyesinin bu hafta konuğu olan oyuncu Nejat İşler, deneyimlerini kursiyerlerle paylaştı.

İşler, ''Trilyonlar kazandım belki. Ama hiç görmedim. Trilyonlar belki başkalarına gitti, pek de umursamıyorum'' dedi.
Muğlalı sinema yönetmeni Yüksel Aksu’nun Ula ilçesinde bir ay önce faaliyete geçen Sinema Atölyesinin bu hafta konuğu oyuncu Nejat İşler oldu. Atölyenin kursiyerlerine, deneyimlerini paylaşmak için her hafta ünlü bir isim Ula’ya geliyor. Yaklaşık 100 kursiyerin bulunduğu Sinema Atölyesi’ne Muğla dışında Aydın ve İzmir’den de kursiyerler katılıyor.

Ula Kaymakamlığı himayesinde, Ula Esnaf Odası ve Ula İlçe Halk Eğitim Merkezi yürütücülüğünde Dokuz Eylül ve Yaşar Üniversiteleri desteği ile Film Yönetmenleri Derneği, Senaryo ve Yazarları Derneği, Oyuncular Sendikası, Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği katkı veriyor. Kurs sonunda kursiyerlere Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları sertifikası verilecek.

Yüksel Aksu, sinema atölyesine her hafta ünlü bir ismi davet ederek deneyimlerini kursiyerler ile paylaştırıyor. Sinema atölyesinin bu haftaki konuğu yaşamın Bodrum Gümüşlük Mahallesinde sürdüren sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Nejat İşler ve Behzat Ç. dizisinin senaristi Mehmet Emir Erdem oldu.



NEJAT İŞLER: EVET TRİLYONLAR KAZANDIM BELKİ AMA...

İşler, milyarlar kazandığını ama hiç görmediğini açıklayarak şunları söyledi: “Şu an çalışmıyorum, yaşıyorum. Evet, trilyonlar kazandım belki. Ama hiç görmedim. Hayatı çok sevdim, hep sevdim hayatı. Trilyonlar belki başkalarına gitti, pek de umursamıyorum. Hep hayatta kaldım, hayatta kalmaya devam edeceğim. Şimdi köydeyim. Benim hiç köyüm olmadı. Ben İstanbul’da büyüdüm. Şimdi bir köye sahip oldum. Empati, vicdan, empatinin kafada olduğunu düşünüyordum.

Herkesin hakkı olduğunu düşünmek zorundayım. Çünkü bana ustam Müşfik Kenter dedi ki, ‘İnsanları sev. Kim olursa olsun sev. Çünkü sen çok kötü bir herifi bile oynasan onu sevmek zorundasın. O herifin haklı olduğunu düşünmek zorundasın ki ikna et’ derdi. Ben mesela eleştirisel oynayamıyorum, karakteri severek oynuyorum o yüzden. Severek oynadığım zaman o herifin damarlarına giriyorum, kafasına giriyorum, kalbine giriyorum, her yerine giriyorum ve onu sevmek zorundayım.”