NEDİM ŞENER'İN ÇALIŞARAK DEĞİL YATARAK ALDIĞI İLK ÖDÜL!
Kutlu Adalı ödülü, Ergenekon operasyonunda 13 ay hapis yatan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık'a verildi.
HAYATIMDA YATARAK ALDIĞIM İLK ÖDÜL
"KKTC’de (Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti) 1996’da öldürülen gazeteci Kutlu Adalı adına her yıl basın ödülleri veriliyor.
Gazetecilerin meslek örgütü olan Basın-Sen tarafından düzenlenen tören 18 Nisan’da Lefkoşa’da yapıldı.
Ahmet Şık ve beni "Kutlu Adalı Onur Ödülü"ne layık görmüşler.
Hapis yattık ya, sağ olsunlar.
Hayatımda çalışarak değil yatarak aldığım ilk ödül.
Ahmet Şık konuşmasında hatırlattı; "İddianamelerde Kutlu Adalı’nın öldürülmesinden Ergenekon örgütünün cinayetlerinden birisi olarak söz ediliyor. Arkasında Ergenekon olan bir cinayete kurban giden Kutlu Adalı adına verilen ödülün Ergenekon örgütü davasından yargılanan Nedim Şener ve bana verilmesi bizi linç etmeye çalışanlara en iyi cevap olsa gerek."
Öldürülen bir meslektaşımızın adıyla verilen bir ödülü almanın onuru bir yana...
O CİNAYET 1996’DAN BERİ FAİLİ MEÇHUL
(...) Kutlu Adalı 6 Temmuz 1996 tarihinde öldürüldü ve o da "faili meçhul" olarak kaldı. Araştırmaları, onu bizim daha sonra "Susurluk Çetesi" diyeceğimiz kişilere yaklaştırdı. Önce tehditler aldı, sonra "Susurlukçuların" meşhur kayıp silahlarından olan bir Uzi tabancayla 7 Temmuz 1996 günü öldürüldü.
Tesadüf bu ya; Mehmet Özbay kimliği taşıyan Abdullah Çatlı da o gün Kıbrıs’taydı. (...)
Aradan tam 16 yıl geçti, ne failler yakalanabildi ne de deliller toplanabildi. Hatta Kutlu Adalıyı öldüren Uzi’nin iki mermisine ait kovanlarla ilgili balistik inceleme raporlan bile bir türlü gün ışığına çıkmadı. O yüzden Kutlu Adalı cinayeti de "faili meçhul" olarak kaldı.
Ne kadar bildik bir hikaye değil mi?
Diyeceksiniz ki; "Türkiye’deki faili meçhuller aydınlandı mı ki KKTC’dekiler aydınlansın?" Haklısınız, Kutlu Adalı da yüreğimizde sonsuza kadar bir yara olarak kalacak.
Nedim ŞENER / POSTA
"KKTC’de (Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti) 1996’da öldürülen gazeteci Kutlu Adalı adına her yıl basın ödülleri veriliyor.
Gazetecilerin meslek örgütü olan Basın-Sen tarafından düzenlenen tören 18 Nisan’da Lefkoşa’da yapıldı.
Ahmet Şık ve beni "Kutlu Adalı Onur Ödülü"ne layık görmüşler.
Hapis yattık ya, sağ olsunlar.
Hayatımda çalışarak değil yatarak aldığım ilk ödül.
Ahmet Şık konuşmasında hatırlattı; "İddianamelerde Kutlu Adalı’nın öldürülmesinden Ergenekon örgütünün cinayetlerinden birisi olarak söz ediliyor. Arkasında Ergenekon olan bir cinayete kurban giden Kutlu Adalı adına verilen ödülün Ergenekon örgütü davasından yargılanan Nedim Şener ve bana verilmesi bizi linç etmeye çalışanlara en iyi cevap olsa gerek."
Öldürülen bir meslektaşımızın adıyla verilen bir ödülü almanın onuru bir yana...
O CİNAYET 1996’DAN BERİ FAİLİ MEÇHUL
(...) Kutlu Adalı 6 Temmuz 1996 tarihinde öldürüldü ve o da "faili meçhul" olarak kaldı. Araştırmaları, onu bizim daha sonra "Susurluk Çetesi" diyeceğimiz kişilere yaklaştırdı. Önce tehditler aldı, sonra "Susurlukçuların" meşhur kayıp silahlarından olan bir Uzi tabancayla 7 Temmuz 1996 günü öldürüldü.
Tesadüf bu ya; Mehmet Özbay kimliği taşıyan Abdullah Çatlı da o gün Kıbrıs’taydı. (...)
Aradan tam 16 yıl geçti, ne failler yakalanabildi ne de deliller toplanabildi. Hatta Kutlu Adalıyı öldüren Uzi’nin iki mermisine ait kovanlarla ilgili balistik inceleme raporlan bile bir türlü gün ışığına çıkmadı. O yüzden Kutlu Adalı cinayeti de "faili meçhul" olarak kaldı.
Ne kadar bildik bir hikaye değil mi?
Diyeceksiniz ki; "Türkiye’deki faili meçhuller aydınlandı mı ki KKTC’dekiler aydınlansın?" Haklısınız, Kutlu Adalı da yüreğimizde sonsuza kadar bir yara olarak kalacak.
Nedim ŞENER / POSTA