Nedim Şener'den medyaya ByLock tepkisi! "Basın artık daha dikkatli olmalı"
Posta yazarı Nedim Şener, medyanın ByLock mağdurlarına yeteri kadar duyarlı olmadığını öne sürdü.
Posta yazarı Nedim Şener, medyanın ByLock mağdurlarına yeteri kadar duyarlı olmadığını, itiraz edenlerin ise kripto FETÖ'cü ilan edildiklerini iddia etti.
Nedim Şener, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın açıklamasından sonra medyanın Bylock konusunda daha dikkatli adımlar atması gerektiğini savundu.
İşte Nedim Şener'in yazısından bir bölüm:
Ders olsun
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın Fetullahçı Terör Örgütü’nün kriptolu haberleşme sistemi Bylock ile ilgili açıklaması bu örgütle mücadelede yeni bir aşamayı işaret ediyor. Artık herkesin özellikle resmi görevi bulunanların hatta basının çok daha dikkatli olması gerekir.
Savcılık, FETÖ’nün masum insanları kirli düzenin parçası haline getirmek için insan aklını zorlayan tuzak kurduğunu açıkladı. Telefonundan bazı uygulamalara giren kişilerin fark etmeden Bylock’a yönlendirildiğini, bunu FETÖ’nün kendisini gizlemek için yaptığını ayrıntılı biçimde anlattı. Bu durumda 11 bin 480 kişi bulunduğu hatta bin 250 kişinin de sırf bu nedenle tutuklu olduğu açıklandı.
Üç kahraman
Öncelikle bu durumun ortaya çıkmasını sağlayan üç kahramanın adını zikretmemiz lazım; adli bilişimci Koray Peksayar, Tuncay Beşikçi ile avukat Ali Aktaş. Ama yaşanan bu olaydan ders çıkarması gerekenler de var.
Elbette Bylock ile ilgili tespitleri yaparken bu konuyu gözden kaçıran devlet görevlileri. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan karmaşa sonrası ortaya çıkan şikayetlerin dikkate alınması, kamuoyunun da doğru bilgilendirilmesi gerekirdi.
Hakkındaki tek delil söz konusu uygulamalar üzerinden telefonları Bylock’a yönlendirilmiş olan 11 bin 480 kişiden bin 250’si tutuklu iken binlercesi de işlerinden çıkarıldı, görevlerinden uzaklaştırıldı. Toplumda etiketlendi. O yüzden bu kişilerin mağduriyetleri hızlıca giderilmeli özür dilenmeli.
Basın dinlemedi
Evet devlet görevlileri siyasetçiler bu mağduriyetlerde baş sorumlu, peki ya basın? Basının büyük bölümü Bylock mağdurlarına kulak kabartmadı. Tam konu gündeme gelip ilgilenmeye başladığınızda, e-posta adreslerimiz tek tip mesajlarla dolmaya başlıyordu.
FETÖ’cüler, haklı mağduriyetlerin arkasına sığınıp Bylock konusunu sulandırmak için devreye giriyordu. Bu da mağduriyetlerin etkili biçimde dillendirilmesini engelledi. Dillendirmeye başlandığında da “Bylokçu ya da kripto FETÖ’cü” damgası yiyordunuz.
Bu da yine basın üzerinden yapılıyordu. Velhasıl basın bu konuda görevini yaptı diyemiyorum. Evet Bylock hâlâ FETÖ konusundaki en önemli delillerden birisidir. Ama FETÖ’cü olanla olmayanın ayrılması gerekli. Yaşananlar herkese ders olsun.
Nedim Şener, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın açıklamasından sonra medyanın Bylock konusunda daha dikkatli adımlar atması gerektiğini savundu.
İşte Nedim Şener'in yazısından bir bölüm:
Ders olsun
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın Fetullahçı Terör Örgütü’nün kriptolu haberleşme sistemi Bylock ile ilgili açıklaması bu örgütle mücadelede yeni bir aşamayı işaret ediyor. Artık herkesin özellikle resmi görevi bulunanların hatta basının çok daha dikkatli olması gerekir.
Savcılık, FETÖ’nün masum insanları kirli düzenin parçası haline getirmek için insan aklını zorlayan tuzak kurduğunu açıkladı. Telefonundan bazı uygulamalara giren kişilerin fark etmeden Bylock’a yönlendirildiğini, bunu FETÖ’nün kendisini gizlemek için yaptığını ayrıntılı biçimde anlattı. Bu durumda 11 bin 480 kişi bulunduğu hatta bin 250 kişinin de sırf bu nedenle tutuklu olduğu açıklandı.
Üç kahraman
Öncelikle bu durumun ortaya çıkmasını sağlayan üç kahramanın adını zikretmemiz lazım; adli bilişimci Koray Peksayar, Tuncay Beşikçi ile avukat Ali Aktaş. Ama yaşanan bu olaydan ders çıkarması gerekenler de var.
Elbette Bylock ile ilgili tespitleri yaparken bu konuyu gözden kaçıran devlet görevlileri. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan karmaşa sonrası ortaya çıkan şikayetlerin dikkate alınması, kamuoyunun da doğru bilgilendirilmesi gerekirdi.
Hakkındaki tek delil söz konusu uygulamalar üzerinden telefonları Bylock’a yönlendirilmiş olan 11 bin 480 kişiden bin 250’si tutuklu iken binlercesi de işlerinden çıkarıldı, görevlerinden uzaklaştırıldı. Toplumda etiketlendi. O yüzden bu kişilerin mağduriyetleri hızlıca giderilmeli özür dilenmeli.
Basın dinlemedi
Evet devlet görevlileri siyasetçiler bu mağduriyetlerde baş sorumlu, peki ya basın? Basının büyük bölümü Bylock mağdurlarına kulak kabartmadı. Tam konu gündeme gelip ilgilenmeye başladığınızda, e-posta adreslerimiz tek tip mesajlarla dolmaya başlıyordu.
FETÖ’cüler, haklı mağduriyetlerin arkasına sığınıp Bylock konusunu sulandırmak için devreye giriyordu. Bu da mağduriyetlerin etkili biçimde dillendirilmesini engelledi. Dillendirmeye başlandığında da “Bylokçu ya da kripto FETÖ’cü” damgası yiyordunuz.
Bu da yine basın üzerinden yapılıyordu. Velhasıl basın bu konuda görevini yaptı diyemiyorum. Evet Bylock hâlâ FETÖ konusundaki en önemli delillerden birisidir. Ama FETÖ’cü olanla olmayanın ayrılması gerekli. Yaşananlar herkese ders olsun.