NEDİM ŞENER'DEN İDDİANAMEYE İTİRAZ!

Nedim Şener'in avukatları Köksal Bayraktar ve Nurcan Bayraktar mahkemeye "İddianamenin iade edilmesi" istemiyle bir dilekçe verdiler.

Nedim Şener'in avukatları Köksal Bayraktar ve Nurcan Bayraktar İstanbul 16. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne "İddianamenin iade edilmesi" istemiyle bir dilekçe verdiler.
Milliyet yazarı Derya Sazak, Nedim Şener'in avukatları tarafından mahkemeye verilen iade dilekçesini bugün köşesine taşıdı. İşte Nedim Şener dilekçesi başlıklı o yazı:

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Adli Yıl Açılışı nedeniyle gündeme gelen uzun tutukluluk süreleri konusunda yargıçlara Anayasa'nın 60. maddesini hatırlatmış.
"Sadece Türk Ceza Hukuku'nu değil Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri de gözönüne alın. Anayasa'nın 90. maddesi hak ve özgürlüklerle ilgili anlaşmaları iç hukukun parçası yapmıştır. Üstelik kanunlarla bu sözleşmeler arasında aykırılık olunca, bu sözleşmeler öncelik taşır. Her hukukçu normlar hiyerarşisini bilir. Tüm kamuoyunun olduğu gibi bizim de beklentimiz, bu davaların bir an önce sonuçlandırılmasıdır."

Davaların uzaması, cezaevindeki insanların özgürlükleriyle ilgili bir "süre" sorunu yaratmanın ötesinde savunma haklarını sınırlandıran, avukatlarla müvekkilleri arasındaki iletişimi kısıtlayan bir mağduriyete dönüşüyor.

Özellikle "örgüt" suçlamasıyla başlatılan soruşturmalarda, gözaltı ve tutuklamalar tam bir "gizlilik perdesi" altında yürütülüyor.

Altı aydır tutuklu bulunan gazeteci Nedim Şener'le ilgili iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilip edilmeyeceği bu hafta sonuna kadar belli olacak.
Şener'in avukatları Köksal Bayraktar ve Nurcan Bayraktar İstanbul 16. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne "iddianamenin iade edilmesi" istemiyle bir dilekçe verdiler.

Bu dilekçe, savunmanın iddianame hazırlanıp istenen ceza üst sınırlarının medyaya yansıtıldığı aşamada bile "şüpheli"nin neyle suçlandığını bilmediklerini ortaya koymaktadır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in Adli Yıl Açılışı'nda yargıçlara hatırlattığı uluslararası sözleşmelerde örneğin AİHM hukukunda böylesi bir sakatlık olabilir mi?

Nedim Şener'in avukatları şöyle diyor: "İddianame'nin içeriğini öğrenebilmiş değiliz.

Savunma olarak şu hususu şimdiden belirtelim ki, müvekkilimiz Nedim Şener, asla, hiçbir surette, hiçbir şekilde bir terör örgütüne yardım eden ya da bir terör örgütünün üyesi değildir ve olmamıştır.

İddianameyi maalesef okuyamadan, öğrenemeden, ayrıntılarını bilemeden, sırf, 'terör örgütüne yardım etmek, üye olmak' gibi ağır bir ithamın müvekkilimiz hakkında ileri sürüldüğü bu iddianamenin iade edilmesini, bu ithama itibar edilmemesi gerektiğini ifade etmekteyiz.

Müvekkilimiz Nedim Şener, 20 yıldan bu yana araştırmacı/soruşturmacı gazeteciliği, üstün bir hizmet anlayışı içinde, şeref ve haysiyeti ile ve gece gündüz hummalı çalışmaları ile yerine getirmiş bir kimsedir. Böylesine ağır ve hiçbir dayanağı olmayan ithamı haklı kılacak herhangi bir eylemi olmamıştır."

Çiçek'in yargıya seslendiği bir günde Şener'in dilekçesi de tarihe not düşüyor.