Nedim Şener'den Bülent Arınç'a çarpıcı soru: Ankesörlü hat da facia mıdır?

Bülent Arınç'ın "KHK faciadır" sözleri gündeme oturmuş en çok tepki verenlerden biri de Nedim Şener olmuştu. Nedim Şener'in Bülent Arınç'a FETÖ ile ilgili göndermeleri bitmek bilmiyor.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın "KHK faciadır" sözleri hala tartışılırken Nedim Şener bugün de Arınç'a gönderme yapan bir yazı yazdı.

Daha önce "Ben de fotokopici Mehmet'i gördükçe yerin dibine geçiyorum" diyerek Arınç'ın sözlerine gönderme yapan Nedim Şener şimdi de "ankesörlü hat" üzerinden Arınç'a sorular yöneltti.

Ankesörlü hattan yapılan görüşmeleri hatırlatan ve dava sürecinin halen devam ettiğini belirten Şener, "Ankesörlü hat olayı da facia mıdır?" ifadesini kullandı.

İşte Nedim Şener'in "'6 bin itirafçı olan ‘ankesör’ de facia mı?" başlıklı bugünkü yazısı:

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın “KHK bir faciadır” sözü ve damadı Ekrem Yeter’in ‘FETÖ üyeliği’ nedeniyle yargılandığı davada hakkında verilen beraat kararı büyük tartışma yarattı.

Yeter’in, FETÖ üst düzey yöneticileri ile 766 kez telefonla görüşmesi, Bank Asya’daki 310 TL bulunan hesabına para yatırıp, FETÖ elebaşı Gülen’in talimatı sonrası bakiyeyi 41 bin 230 TL’ye yükseltmesi, FETÖ’nün kuruluşu USAF’da yöneticilik yapmasına rağmen beraat ettirilmesi tartışmayı alevlendirdi. Mahkemenin gerekçeli kararının hazırlanmasından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın mahkumiyet mütalaasına aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesine itirazda bulundu. Şimdi dava yeniden görülecek.

Ancak Yeter’in beraat kararının gerekçesinde birçok hatanın yanında FETÖ yapılanması hakkında yanlış bir ifade yer alıyor: “FETÖ terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması...” Yanlış, çünkü FETÖ kendisine cemaat dediği dönemde bile üyelerine kod adı veren, toplantılarını gizli yapan, TSK, MİT, Emniyet ve bürokrasideki üyelerini “imam” adı verilen gizli elemanlar aracılığıyla yönlendiren bir istihbarat ve operasyon örgütüydü.

Yanlış tanım

Bırakın “ahlak ve eğitim hareketi” olmasını FETÖ, dini anlamda bir tarikat ya da cemaat bile sayılmaz. Çünkü üyelerine açıkta abdest almayı, namaz kılmayı yasaklamış, eşlerinin başlarını açıp, şaşırtma amacıyla kapılarının önüne alkol şişeleri koyma talimatları vermiş, başta ABD olmak üzere yabancı istihbarat örgütlerine Türkiye’nin milli sırlarını satmış bir örgüttür.

Tüm bu bilgileri, TSK’daki üyeleri ve ‘mahrem imamların’ itiraflarından öğreniyoruz. Sayıları hiç de az değil. Ankesörlü hat adı verilen haberleşme yöntemiyle bugüne kadar 14 bin 433 FETÖ elemanı gözaltına alındı. Ekim ayı itibarıyla bunların 6 bin 26’sı FETÖ ile ilgili itiraflarda bulundu. Yani gözaltına alınanların yüzde 42’si itirafçı oldu.

Ama ne hikmetse FETÖ’cülerin, örgütün en önemli haberleşme sistemi diye itiraf ettiği ‘ankesörlü hat’ konusunda yüksek yargı bir türlü karar veremiyor.

Bu arada FETÖ’cüler tıpkı ByLock, tıpkı KHK’da olduğu gibi ankesörlü hat ile haberleşmenin suç olmadığına dair kampanya yapıyor. Kimbilir, belki de FETÖ mensuplarının kabul ettiği bu yöntem hakkında bir başka siyasetçi de “ankesörlü hat soruşturmaları faciadır” diyerek buna sözcülük yapacaktır.