Nedim Şener'den Bakan Canikli'ye: FETÖ kendisini öyle bir hatırlatır ki, şaşar kalırsın
Posta yazarı Nedim Şener, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin, “Şu an itibarıyla FETÖ tehlikesi tamamen ortadan kaldırılmıştır” açıklamasını değerlendirdi.
Canikli'nin açıklaması sonrası 'FETÖ' operasyonları kapsamında pek çok tutuklamanın yaşandığını hatırlatan Şener, "Milli Savunma Bakanı Canikli merak etmesin; FETÖ kendisini öyle bir hatırlatır ki, kendisi de şaşar kalır. Tek dileğim, Allah bir daha 15 Temmuz gibi bir ihanet gecesini bu millete yaşatmasın" dedi.
Nedim Şener'in, "FETÖ tehlikesi ortadan kalktı’ işte asıl tehlike bu sözler" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bundan on yıl önce FETÖ’nün Hrant Dink cinayetindeki rolünü yazmaya başladığımda bu durum benim kişisel meselem olarak algılandı.
FETÖ’cülerin kumpasıyla “Ergenekoncu” diye yaftalanıp bedelini ödetmeye çalıştılar. Ne siyasetçi ne toplum anladı. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan KCK üyesi diye tutuklanmaya kalkınca durumun ciddiyetini yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan gördü.
17/25 Aralık operasyonları ile tamamı değil ama AKP tehlikeyi fark ederken, önemli siyasi figürleri olanı biteni seyretmekle yetindi. 15 Temmuz ise FETÖ’nün nasıl büyük bir tehlike olduğunu tüm halka gösterdi. FETÖ ile mücadele artık 250 şehit vermiş, 2 bin 193 gazisiyle Türk toplumunun meselesidir. PKK ve FETÖ ulusal güvenlik sorunudur. Çünkü her ikisi de ABD tarafından korunan, kollanan terör örgütleridir.
Skandal sözler
Ama Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli “Şu an itibarıyla FETÖ tehlikesi tamamen ortadan kaldırılmıştır” diyor. Bu yetmiyor, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, “FETÖ ile mücadele nihayete ermiştir” diye açıklama yapıyor. Kulaklarıma inanamıyorum. İşte FETÖ ile mücadelede asıl tehlike budur. Bu tür açıklamalardır. Onlar tam bu açıklamaları yaparken, Hava Kuvvetleri’nden 26 pilot ve Harekat, İstihbarat ve hedeflerin belirlendiği merkezlerde görev yapan kurmay subayların da aralarında bulunduğu 672 muvazzaf askerin açığa alındığı haberleri geliyordu. Bu yetmiyor, “mahrem imam” operasyonunda 20 sivilin gözaltına alındığı, ‘Hiç FETÖ’cü yok’ denilen Tunceli’den 11 kişinin gözaltına alındığı haberleri üst üste yığılıyordu.
Tutuklananlar, itirafçılar
Yılbaşından beri FETÖ’nün TSK içerisindeki “askeri mahrem yapılanmasına” yönelik operasyonlarda bin 600 muvazzaf asker gözaltına alındı ve bunların 500’ü tutuklandı. 150’ye yakın FETÖ’cü subay itirafçı oldu. Bakan bunlardan habersiz anlaşılan. Milli Savunma Bakanı Canikli, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler’in, Koruma müdürü 15 Temmuz gazisi, “madalyalı kahraman” yüzbaşı Burak Akın’ın darbe girişiminden bir buçuk yıl sonra FETÖ’cü olduğunu, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın FETÖ üyesi koruma astsubayının daha iki hafta önce itirafçı olduğunu unutmuş galiba.
Milli Savunma Bakanı Canikli merak etmesin; FETÖ kendisini öyle bir hatırlatır ki, kendisi de şaşar kalır. Tek dileğim, Allah bir daha 15 Temmuz gibi bir ihanet gecesini bu millete yaşatmasın. Bu söylemler gösteriyor ki, FETÖ ile mücadele bir iki siyasetçi ve bürokrata bırakılmamalı, devlet politikası haline gelmeli, kurumsallaşmalı.
O zamana kadar 15 Temmuz’u ne ben unuturum ne de bu millet.
Nedim Şener'in, "FETÖ tehlikesi ortadan kalktı’ işte asıl tehlike bu sözler" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bundan on yıl önce FETÖ’nün Hrant Dink cinayetindeki rolünü yazmaya başladığımda bu durum benim kişisel meselem olarak algılandı.
FETÖ’cülerin kumpasıyla “Ergenekoncu” diye yaftalanıp bedelini ödetmeye çalıştılar. Ne siyasetçi ne toplum anladı. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan KCK üyesi diye tutuklanmaya kalkınca durumun ciddiyetini yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan gördü.
17/25 Aralık operasyonları ile tamamı değil ama AKP tehlikeyi fark ederken, önemli siyasi figürleri olanı biteni seyretmekle yetindi. 15 Temmuz ise FETÖ’nün nasıl büyük bir tehlike olduğunu tüm halka gösterdi. FETÖ ile mücadele artık 250 şehit vermiş, 2 bin 193 gazisiyle Türk toplumunun meselesidir. PKK ve FETÖ ulusal güvenlik sorunudur. Çünkü her ikisi de ABD tarafından korunan, kollanan terör örgütleridir.
Skandal sözler
Ama Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli “Şu an itibarıyla FETÖ tehlikesi tamamen ortadan kaldırılmıştır” diyor. Bu yetmiyor, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, “FETÖ ile mücadele nihayete ermiştir” diye açıklama yapıyor. Kulaklarıma inanamıyorum. İşte FETÖ ile mücadelede asıl tehlike budur. Bu tür açıklamalardır. Onlar tam bu açıklamaları yaparken, Hava Kuvvetleri’nden 26 pilot ve Harekat, İstihbarat ve hedeflerin belirlendiği merkezlerde görev yapan kurmay subayların da aralarında bulunduğu 672 muvazzaf askerin açığa alındığı haberleri geliyordu. Bu yetmiyor, “mahrem imam” operasyonunda 20 sivilin gözaltına alındığı, ‘Hiç FETÖ’cü yok’ denilen Tunceli’den 11 kişinin gözaltına alındığı haberleri üst üste yığılıyordu.
Tutuklananlar, itirafçılar
Yılbaşından beri FETÖ’nün TSK içerisindeki “askeri mahrem yapılanmasına” yönelik operasyonlarda bin 600 muvazzaf asker gözaltına alındı ve bunların 500’ü tutuklandı. 150’ye yakın FETÖ’cü subay itirafçı oldu. Bakan bunlardan habersiz anlaşılan. Milli Savunma Bakanı Canikli, Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Güler’in, Koruma müdürü 15 Temmuz gazisi, “madalyalı kahraman” yüzbaşı Burak Akın’ın darbe girişiminden bir buçuk yıl sonra FETÖ’cü olduğunu, Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın FETÖ üyesi koruma astsubayının daha iki hafta önce itirafçı olduğunu unutmuş galiba.
Milli Savunma Bakanı Canikli merak etmesin; FETÖ kendisini öyle bir hatırlatır ki, kendisi de şaşar kalır. Tek dileğim, Allah bir daha 15 Temmuz gibi bir ihanet gecesini bu millete yaşatmasın. Bu söylemler gösteriyor ki, FETÖ ile mücadele bir iki siyasetçi ve bürokrata bırakılmamalı, devlet politikası haline gelmeli, kurumsallaşmalı.
O zamana kadar 15 Temmuz’u ne ben unuturum ne de bu millet.