Nedim Şener hedefteki isme sahip çıktı: Uğur Dündar gazetecidir, nokta
Nedim Şener, hakkında FETÖ soruşturması açılan Uğur Dündar'a sonuna kadar sahip çıktı.
Posta yazarı Nedim Şener, Uğur Dündar'ın FETÖ'ye yardım ettiği iddialarına köşesinden tepki gösterdi.
Türkiye'de gazetecilik denince akla ilk gelen isimlerden birinin Uğur Dündar olduğunu belirten Nedim Şener "Uğur Dündar’ın adını FETÖ gibi bir terör örgütüyle yanyana getiren gazeteci mesleğine ihanet ediyor" iddiasında bulundu.
İşte Nedim Şener'in "Uğur Dündar gazetecidir, nokta" başlıklı bugünkü köşe yazısı:
Türkiye’de gazeteciliğin iki “Uğur”u vardır; birisi Uğur Mumcu diğeri Uğur Dündar. Birisi yazılı basında diğeri televizyonculukta araştırmacı gazeteciliğin iki önemli ismi.
Uğur Mumcu’yu 1993 yılında hâlâ aydınlanmamış bir suikast sonucu kaybettik. Uğur Dündar ise yıllarca televizyonculukta sahip olduğu başarıyı şimdi yazılı basında sürdürüyor. 2010 yılında Uğur Dündar’ın mesleki hayatını konu alan “İşte Hayatım” isimli kitabı kaleme almıştım.
Kitap bittiğinde kendisine “Kirlenmiş bir medya dünyasında böyle temiz bir hayat yaşadığınız için ben bir gazeteci olarak size teşekkür ederim” demiştim. Medya emekçileri ile bir konuşun; sektörde yönetici ve “yıldız” konumunda olan tüm gazeteci ve televizyoncular için ağza alınmayacak şeyler anlatırlar.
Hak, hukuk deyip köşe yazanların gazetecileri nasıl işsiz bıraktıklarını, koltuklarını korumak için ne şaklabanlıklar yaptıklarını anlatırlar. Bunun tek istisnası Uğur Dündar’dır. Patronun işten çıkarmak istediği elemana sahip çıkan birisidir. Hem yönetici hem star yani bir televizyon yıldızı olan Uğur Dündar, patronların çalışanların maaşlarından kestiği kısmı cebinden ödeyen bir abidir. Mesleğin temel taşı muhabire sahip çıkan, kendisi de muhabirliği bırakmayan bir gazetecidir.
Divan-Harp tehdidi
“İşte Hayatım” kitabını yazarken Uğur Dündar’ın terör örgütlerinin, siyasetçilerin, para babalarının, mafyanın, derin devlerin infaz timlerinin, meslektaşlarının hedefi olduğunu görmüştüm. Hatta zamanın Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş bir keresinde onu, Divan-ı Harp Mahkemesi’nde yargılamakla tehdit etmişti.
2007 yılında Ergenekon operasyonlarıyla kendisini iyice belli eden Fethullahçı Terör Örgütü medyada adam sandığınız tüm ünlü isimleri tek tek kullandı. Buna direnen tek isim Uğur Dündar’dı.
Elbette Zekeriya Öz isimli alçak da intikam için sırf adını lekelemek amacıyla adını iddianemeye sokuşturuverdi. Uğur Dündar’ın FETÖ’nün en güçlü olduğu o günlerde televizyon ekranlarından nasıl rest çektiğini internetten izleyebilirsiniz.
Ergenekon operasyonuyla tutuklandığımızda bize verdiği destek ise ölene kadar saklayacağım hazinemdir. Şimdi Uğur Dündar yeniden hedefte. Gazetelerde yazılan haberlere göre bu kez FETÖ’ye yardım iddiası ortaya atılıyor. Bir iki yazısı buna dayanak gösteriliyor.
Bu iddiaları gündeme getirenlere şunu sormak istiyorum; Bu yazdıklarınıza, yani Uğur Dündar’ın FETÖ’ye yardım için kalem oynatacağına siz inanıyor musunuz?
Uğur Dündar’ın adını FETÖ gibi bir terör örgütüyle yanyana getiren gazeteci mesleğine ihanet ediyor demektir nokta.
Türkiye'de gazetecilik denince akla ilk gelen isimlerden birinin Uğur Dündar olduğunu belirten Nedim Şener "Uğur Dündar’ın adını FETÖ gibi bir terör örgütüyle yanyana getiren gazeteci mesleğine ihanet ediyor" iddiasında bulundu.
İşte Nedim Şener'in "Uğur Dündar gazetecidir, nokta" başlıklı bugünkü köşe yazısı:
Türkiye’de gazeteciliğin iki “Uğur”u vardır; birisi Uğur Mumcu diğeri Uğur Dündar. Birisi yazılı basında diğeri televizyonculukta araştırmacı gazeteciliğin iki önemli ismi.
Uğur Mumcu’yu 1993 yılında hâlâ aydınlanmamış bir suikast sonucu kaybettik. Uğur Dündar ise yıllarca televizyonculukta sahip olduğu başarıyı şimdi yazılı basında sürdürüyor. 2010 yılında Uğur Dündar’ın mesleki hayatını konu alan “İşte Hayatım” isimli kitabı kaleme almıştım.
Kitap bittiğinde kendisine “Kirlenmiş bir medya dünyasında böyle temiz bir hayat yaşadığınız için ben bir gazeteci olarak size teşekkür ederim” demiştim. Medya emekçileri ile bir konuşun; sektörde yönetici ve “yıldız” konumunda olan tüm gazeteci ve televizyoncular için ağza alınmayacak şeyler anlatırlar.
Hak, hukuk deyip köşe yazanların gazetecileri nasıl işsiz bıraktıklarını, koltuklarını korumak için ne şaklabanlıklar yaptıklarını anlatırlar. Bunun tek istisnası Uğur Dündar’dır. Patronun işten çıkarmak istediği elemana sahip çıkan birisidir. Hem yönetici hem star yani bir televizyon yıldızı olan Uğur Dündar, patronların çalışanların maaşlarından kestiği kısmı cebinden ödeyen bir abidir. Mesleğin temel taşı muhabire sahip çıkan, kendisi de muhabirliği bırakmayan bir gazetecidir.
Divan-Harp tehdidi
“İşte Hayatım” kitabını yazarken Uğur Dündar’ın terör örgütlerinin, siyasetçilerin, para babalarının, mafyanın, derin devlerin infaz timlerinin, meslektaşlarının hedefi olduğunu görmüştüm. Hatta zamanın Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş bir keresinde onu, Divan-ı Harp Mahkemesi’nde yargılamakla tehdit etmişti.
2007 yılında Ergenekon operasyonlarıyla kendisini iyice belli eden Fethullahçı Terör Örgütü medyada adam sandığınız tüm ünlü isimleri tek tek kullandı. Buna direnen tek isim Uğur Dündar’dı.
Elbette Zekeriya Öz isimli alçak da intikam için sırf adını lekelemek amacıyla adını iddianemeye sokuşturuverdi. Uğur Dündar’ın FETÖ’nün en güçlü olduğu o günlerde televizyon ekranlarından nasıl rest çektiğini internetten izleyebilirsiniz.
Ergenekon operasyonuyla tutuklandığımızda bize verdiği destek ise ölene kadar saklayacağım hazinemdir. Şimdi Uğur Dündar yeniden hedefte. Gazetelerde yazılan haberlere göre bu kez FETÖ’ye yardım iddiası ortaya atılıyor. Bir iki yazısı buna dayanak gösteriliyor.
Bu iddiaları gündeme getirenlere şunu sormak istiyorum; Bu yazdıklarınıza, yani Uğur Dündar’ın FETÖ’ye yardım için kalem oynatacağına siz inanıyor musunuz?
Uğur Dündar’ın adını FETÖ gibi bir terör örgütüyle yanyana getiren gazeteci mesleğine ihanet ediyor demektir nokta.