''NEDEN KORKUYORSUNUZ?'' SPOR YAZARLARINI TOPA TUTTU!
Fotospor yazarı Mutluhan Suner spor yazarları için açtı ağzını yumdu gözünü. Peki neler yazdı?
NEDEN KORKUYORSUNUZ?
Sevgili Altan Tanrıkulu geçtiğimiz günlerde, çok sevdiği ve inandığı Aykut Kocaman ile ilgili son haftalarda eleştirisel yazılar kaleme alan, bazı Fenerbahçeli köşe yazarlarına serzenişlerde bulundu.
Malum, Fenerbahçe’de işler iyi gitmeyince ki yıllardır gitmiyor, konu döner dolaşır teknik sorumluya gelir.
Ve Altan Tanrıkulu yazısının son bölümünde, aynen şunları söylüyor: “ Benim işim; kalemimi inandığım doğrular uğruna kullanmak”.
Şimdi ben başta Altan Tanrıkulu olmak üzere özellikle buradan Gürcan Bilgiç, Mehmet Demirkol ve Serdar Ali Çeliker gibi genç nesil Fenerbahçe yazarlarına seslenmek ve sormak istiyorum:
“Yıllardır hep takımın başındaki teknik direktörleri zaman zaman da futbolcuları eleştirdiniz ve suçladınız. Hocalara, yeri geldi ‘Stajer’, yeri geldi ‘Alman köylüsü’, yeri geldi ‘Dede’ dediniz.
Bugüne kadar Joachim Löw, Rıdvan Dilmen, Zdenek Zeman, Turhan Sofuoğlu, Mustafa Denizli, Werner Lorant, Oğuz Çetin, Christoph Daum(2), Arthur Zico ve Luis Aragones gibi isimler sizler tarafından suçlu ve iş bilmez ilan edildi. Ancak, bu teknik adamları görevlendiren merci nedense yazılarınızda hep geçiştirildi ve de fazla sorgulanmamakta. Neden?”
Arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama sürekli teferruatların üzerine gidiyor veya gitmek zorunda bırakılıyorsunuz. Halbuki, ‘kral çıplak’ önünüzde dolaşıyor ama siz ya görmüyor ya da görmezlikten geliyorsunuz.
Merakım şudur ki, hep güçsüze vurmak mıdır sizin kaleminizi meşru kılan?
Ya da var olma korkusu mu?
Yoksa sizde bazıları gibi çoktan ‘FAUST’ mu oldunuz?
Mutluhan Suner/Fotospor
Sevgili Altan Tanrıkulu geçtiğimiz günlerde, çok sevdiği ve inandığı Aykut Kocaman ile ilgili son haftalarda eleştirisel yazılar kaleme alan, bazı Fenerbahçeli köşe yazarlarına serzenişlerde bulundu.
Malum, Fenerbahçe’de işler iyi gitmeyince ki yıllardır gitmiyor, konu döner dolaşır teknik sorumluya gelir.
Ve Altan Tanrıkulu yazısının son bölümünde, aynen şunları söylüyor: “ Benim işim; kalemimi inandığım doğrular uğruna kullanmak”.
Şimdi ben başta Altan Tanrıkulu olmak üzere özellikle buradan Gürcan Bilgiç, Mehmet Demirkol ve Serdar Ali Çeliker gibi genç nesil Fenerbahçe yazarlarına seslenmek ve sormak istiyorum:
“Yıllardır hep takımın başındaki teknik direktörleri zaman zaman da futbolcuları eleştirdiniz ve suçladınız. Hocalara, yeri geldi ‘Stajer’, yeri geldi ‘Alman köylüsü’, yeri geldi ‘Dede’ dediniz.
Bugüne kadar Joachim Löw, Rıdvan Dilmen, Zdenek Zeman, Turhan Sofuoğlu, Mustafa Denizli, Werner Lorant, Oğuz Çetin, Christoph Daum(2), Arthur Zico ve Luis Aragones gibi isimler sizler tarafından suçlu ve iş bilmez ilan edildi. Ancak, bu teknik adamları görevlendiren merci nedense yazılarınızda hep geçiştirildi ve de fazla sorgulanmamakta. Neden?”
Arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama sürekli teferruatların üzerine gidiyor veya gitmek zorunda bırakılıyorsunuz. Halbuki, ‘kral çıplak’ önünüzde dolaşıyor ama siz ya görmüyor ya da görmezlikten geliyorsunuz.
Merakım şudur ki, hep güçsüze vurmak mıdır sizin kaleminizi meşru kılan?
Ya da var olma korkusu mu?
Yoksa sizde bazıları gibi çoktan ‘FAUST’ mu oldunuz?
Mutluhan Suner/Fotospor